Didim Kent Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasına Didim’deki siyasi partiler, sivil toplum kuruluşlarının kadın temsilcileri ve kadın platformu üyeleri katıldı. Basın toplantısı öncesi cinayete kurban giden kadınların anısına saygı duruşu yapıldı. Didim Kadın Platformu adına hazırlanan ortak bildiriyi Kibele Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Nurhan Karabıyıkoğlu okudu.

“KADINLAR BÜYÜK BEDELLER ÖDEMİŞTİR”


Karabıyıkoğlu tarafından okunan basın açıklamasında, “Tarih boyunca kadın eşitliği üzerine verilen mücadelede kadınlar büyük bedeller ödemiştir. Kısmi de olsa elde edilen kazanımlar kimi ülke ve iktidarlarca benimsenip geliştirilmeye çalışılmış ancak kimi ülke iktidar ve yapıları bunu hazmedip içselleştirememiş, tam tersi imzaladıkları, taahhütte bulundukları bu kazanımları her fırsatta baltalanmaya, yok saymaya çalışmışlardır. Bunun yansıması olarak her geçen gün kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzün arttığı ülkemizde, eril iktidarın başlattığı İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme tartışmaları sürüyor. Kadınlar için hayati önem taşıyan sözleşme, eril iktidar tarafından “aile içi huzuru bozma” ve “eşcinselliğe özendirme” gerekçeleriyle feshedilmek isteniyor” ifadeleri kullanıldı.

“HAYATLARI ELLERİNDEN ALINMASIN”


Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Son zamanlarda İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili, basında ve yetkililerin söylemlerinde, ‘İstanbul Sözleşmesi, detaylı olarak incelendiğinde toplumun temel dinamiklerini tahrip eden bir yapıya sahip olduğu rahatlıkla görülecektir’ , ‘Türkiye’nin bekasına yönelmiş en büyük tehdittir’, ‘Aile kadın ve erkeğin birlikte yürütebileceği kurumdur. Erkeği evden uzaklaştırarak aileyi yaşatma imkanı yok. İthal kanunlarla aile yaşatılamaz. Sözleşme iptal edilmeli. Kendi dinimizi, inançlarımızı, örf ve adetlerimizi esas alan adaleti sağlayacak ve aileyi yaşatacak düzenleme yapılmalı’ gibi cümlelerle sözleşmenin vakit geçirilmeden yürürlükten kaldırılması gündeme getirilmiştir. Eril zihniyet kadınlarını rahatça dövemeyecekler diye midir bunca gürültü? Evet aile dışında da bir hayat var ve biz o hayatı da ısrarla istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi, erkekler kadınları hizaya sokamasın, kadınların hayatlarını elinden alamasın diye var” denildi.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİLE YETMEZ”


Karabıyıkoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Peki İstanbul Sözleşmesi’ ne diyor? İstanbul Sözleşmesi ilk olarak önleyici tedbirlerden söz ediyor. Şiddetin çıkmaya cesaret bulamayacağı bir toplum yaratın. Bu da eşitlikçi toplumdur. Toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün topluma, eğitimler de dahil olmak üzere her türlü yolla yayın. İkincisi, hemen böyle bir toplum yaratamayabilirsiniz, şiddet eski ve köklü bir sorun diyerek anlayışlı davranıyor sözleşme imzacı devletlere. Hemen böyle bir toplum yaratamazsan, tehdit söz konusuysa, kadınları etkin, aktif olarak koru diyor. Yani bizim için 6284 sayılı kanunu tam uygula diyor. Üçüncü olarak Önleyici bir toplum yaratamadın, kadını korumak istedin ama koruyamadın, ola ki bir kadın zarar gördüyse, o zaman en azından etkin kovuşturma yap ve etkin ceza sitemi olsun, adaleti sağla. En son olarak da, sözleşme artık anlayışlı değil, talepkâr. Bunları yapıyorsan bile yetmez, bana kadınları geleceğe dönük nasıl güçlendireceksin, onu göster diyor. Hatta kadınlar diyorlar ki; İstanbul Sözleşmesi bile yetmez ama olmazsa olmazdır.”