Bu çalışmanın açıldıkları denizde umut yolculuğu yarım kalanlara adandığını söyleyen Yusuf Aslan, karşıya geçmeyi başaran ve yeni bir hayat kurmaya çalışanlara ise bu yakadan gönderilen bir selamı olduğunu, aynı zamanda onları anlamaya katkı sağlamaya yönelik olduğunu belirtti. Sergideki her bir parçanın bir hikayesi bulunduğunu söyleyen Aslan, “Zorla yerinden edilen insanlar tarihin her döneminde büyük acılar yaşadı. Birkaç yıl önce de kendi evinde hayatta kalamayacağına inanan komşularımız, yanlarına alabildikleri eşyalarla kapılarını son kez çekip yola çıktılar. En gerekli gördükleri, ayrılamadıkları, belki de mecbur oldukları eşyalar vardı yanlarında. Binlerce yıldır mülteci, muhacir, göçmen, kaçak göçmen, sığınmacı, mübadil diyarı olan Anadolu, bir kez daha dalgalar halinde gelen milyonlarca insanla karşılaştı” dedi.

“SİZ GİTTİNİZ, EŞYALARINIZ BİZDE KALDI”

“Siz gittiniz, eşyalarınız bizde kaldı” diyerek serginin anlamını ifade eden Aslan, “Kalanlar burada kaldı, yeni bir hayata, yeni problemlerle birlikte başlayacaklardı. Yola devam edenler, Anadolu üstünden Avrupa’ya geçmek için önlerine çıkan denizi aşmak zorundaydı. Hafif olmalılardı, yetersiz botlarda az yer tutmalılardı. Yanlarındaki eşyalardan bir kısmını kıyıda bıraktılar. Şanslı olanlar karşıya geçmeyi başardı, geçemeyip denizde kalanlar oldu. Deniz onların bedenlerini de eşyalarıyla birlikte getirip kıyıya bıraktı. Göç günlerinde Ege sahilleri bir açık hava göç müzesine dönüştü” sözleriyle kaçak göçlerin önemine değindi. Kuşadası KUAKMER’de 30 Temmuz-9 Ağustos 2019 tarihleri arasında açık kalacak olan Mülteci Müzesi’nde, göç yolcularının eşyalarıyla birlikte, krokiler, videolar, metinler ve objeler yer alıyor.