Madenci feneri de denilen tepe lambalarının meşhur olmasıyla sıcaklardan korunmanın formülünü bulan işçiler adeta hem geceyi, hem geleceklerini aydınlatıyor. Kimi işçiler akşamüstü 16.00'da girip 24.00'te mesaiyi tamamlarken kimileri çift mesai yapıp sabaha kadar çalışıyor. Kimileri de sabaha karşı 04.00’te araziye girip 11.00-12.00 arasında mesaiyi tamamlıyor. Bir işçi kadının, " Aydın’ın kadınları yorulmaz işte. Aydın’ın kadınları hiçbir zaman işten yorulmaz, işten yılmaz. Erkeklerin birinci destekçisidir. Ailenin direğidir kadınlar" sözleri dikkat çeken ifadeler arasında yer aldı.
Ocak ayında fidanları yetiştirdikten sonra Nisan ayında fidanları diken tütün üreticileri, Haziran ayının başından itibaren tütün hasadı anlamına gelen kırımlara başlıyor. Hava şartları sebebiyle tütüncülüğün en zor aşaması olan ve çok fazla emek gücü gerektiren kırımlarda her üretici işini bir nebze olsun kolaylaştırabilmek için yeni yöntemler geliştiriyor. Bu yöntemlerden bazıları diğer tütüncülerin de kabullenmesi ile herkesin uyguladığı yöntemler oluyor. Bunlardan biri de madenci lambası ile geceleri çalışmak. Eskiden havanın aydınlanması ile işe başlayabilen üreticiler güneşin altında saatlerce çalışıp tütünler yanmadan kırımları bitirmeye çalışıyordu. Madenci lambalarının tütün sektöründe kullanılmaya başlamasının ardından geceleri mesai yapan tütüncüler herkes uyurken tarlaları aydınlatıyor. 7 ile 8 saat arası bir mesai kabul edilirken kimileri akşamüstü 16.00 arası girip gece 23.00 ile 24.00 arasında mesaiyi tamamlıyor. Kimileri de sabaha karşı 04.00’te girip 11.00-12.00 arası mesaiyi bitiriyor.

"HER ŞEY ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN"


Dandalaz mevkiinde tepe lambalarıyla aydınlanan bir tütün arazisini ziyaret ettik. Emekleriyle, alın terleriyle ilçe ve ülke ekonomisine katkıda bulunan işçiler sıcak havalar sebebiyle tütünlerin yanmaması için hızlı hızlı ama titiz bir şekilde çalışırken sorularımızı da mesailerinin boşa gitmemesi için tütün kırarken cevapladılar. Tütüncülüğün çok zor bir iş olduğunu ifade eden işçi Ayşe Hanım, “Gece geliyoruz. Herkes uyurken çalışıyoruz. Emeğinin de karşılığını tam anlamıyla alamazsın. Tüccarlar da gereken avansı vermedi bu sene. Böyle giderse tütünler tarlada kalacak. Parasız kırdıramıyoruz. Akşamüzeri saat 16.00'dan gece 24.00’e kadar kırıyoruz. Bazen de sabaha karşı 04.00’ten öğlen 11.00’e kadar kırıyoruz. Çok sıcak olduğu için bu yıl artık tamamen geceyi tercih etmeye başladık. Işık sorununu tepe lambaları ile çözüyoruz. Geleceğimiz için çocuklarımız için, çocuklarımızı okutmak için gece demiyor, çalışıyoruz” dedi.

SÜRECİ ANLATTI


Emine Hanım da, “Zor oluyor tabi ama madenci lambası ile para kazanacağız diye uğraşıyoruz. Yaklaşık 35 gün sürüyor. İşin en zor kısmı bu. Ocak ayında fidanları yetiştirdikten sonra Nisan ayında dikimler başlıyor. Nisan’dan Mayıs sonuna kadar dikimler bitiyor. Haziran'ın başında kırımlar başlıyor. Temmuz’un 20-25’inde bitiyor. En zor dönemi kırım dönemi. Kovalara toplanıyor oradan ızgaranın üzerine dökülüyor. Oradan seralara götürülüp kuramaya bırakılıyor. 8 saatte 3 kişi 40 ızgara dolduruyor. Bir ızgara yaklaşık 15 kilo tütün alıyor. Kırım 35 gün sürer. Bir haftada kurur. Izgarada kuruduktan sonra filelere konuyor. Daha sonra depolara dolduruyoruz. Ekim ayında paketlemesini yapıyoruz. Ardından Kasım-Aralık ayında şirketlere teslim ediliyor” şeklinde konuştu.

HEM GECEYİ, HEM GELECEKLERİNİ AYDINLATIYORLAR


Karacasu-Tavas karayolu üzerinde bulunan Güzelbeyli Mahallesi yakınlarında daha kalabalık bir işçi grubunun çalıştığı tütün tarlasını ziyaret ettik. Saat gece 24.00'e yaklaşırken kadın işçiler bir yandan tütün kırıp bir yandan da birbirleriyle şakalaşıyor, sanki zihinlerini de dinç tutmaya çalışıyorlardı. Herkesin uykuya geçmek üzere olduğu saatlerde cırcır böceklerinin bitmek bilmeyen davetsiz gece konseri eşliğinde tütün kıran ama kalp kırmayan kadınlar geceyi ve geleceklerini aydınlatıyorlardı. Buradaki çabayı da Gülhizar Portakal kelimelere döktü. Tütün işçiliği ile gece gündüz çalışarak 4 çocuk okuttuğunu ifade eden Portakal, “Tepe lambaları sayesinde gece çalışabiliyoruz. Eskiden sıcakta tütün kıracağız diye uğraşırdık. Gündüz 6 saati dolduramazdık. Şimdi bazen çift yevmiye yapıyoruz. Tütünler yanmadan toplamak için kendimizden fedakarlık yapıyoruz. Saat 16.00'da girdik, 23.00'te birinci yevmiyeyi bitirdik. Şimdi ikinci yevmiyeye devam edeceğiz, sabah 05.00’e kadar. Eskiden gece 03.00’te başlardık, sabah 11.00-12.00’de çıkıyorduk. İğnemiz dolana kadar çalışıyorduk. Şimdi iğne işi bitti, elek sistemine geçildi” dedi.

"AYDINLI KADINLAR YORULMAZ"


Portakal sözlerini, “Sabah 06.00’da giriyorduk, öğlen 12.00’ye kadar akşam 19.00'a kadar çalışıyorduk. 2005’e kadar böyleydi. Tepe lambası meşhur olduktan sonra hep böyle çalışmaya başladık. Bu kolaylık sağladı. Gece serin bir şekilde çalışıyoruz. Kimisinin tansiyonu var, kimisinin şekeri var. Böyle gece iyi oluyor. Aydın’ın kadınları yorulmaz işte. Aydın’ın kadınları hiçbir zaman işten yorulmaz, işten yılmaz. Erkeklerin birinci destekçisidir. Ailenin direğidir kadınlar” şeklinde sonlandırdı.