Evin bahçesinde ceviz toplarken ağacın dalında karşılaştığı sürüngenin özellikle gözleri sebebiyle çok dikkatini çektiğini ifade eden İtfaiye Çavuşu Attila Aytaç, "Ben böyle bir mahlukat görmedim. Gerçekten çok ilginç bir yapısı var. Gözleri çok büyük ve farklı. 16 tane ayak saydım. Sürünürken uzuyor, 7-8 santim kadar oluyor. Görünce aldım. Pet şişeye koydum. Elimle besliyorum. İnternette yaptığım araştırmada adının Fil Şahin Güvesi olduğunu öğrendim" dedi.
Yılan ve farklı türlerdeki hayvanlara karşı ilgisi ile tanınan Attila Aytaç, "Ceviz ağacında cevizleri toplarken fark ettim. Önce gözlerini gördüm hayvanın. Allah Allah dedim. Bu yaşıma geldim, böylesini görmedim. Araştırma yaptım. Fil Şahin Güvesi olduğunu öğrendim. Ben böyle bir mahlukat hiçbir yerde görmedim. Gözleri, iğnesi ve burnu çok şaşırttı beni. Ben 16 adet ayak saydım vücudunda. Sürünürken uzuyor ayrıca. Uzadığı zaman 7-8 santim oluyor. Gözleri beni çok şaşırttı. Ben hiç böyle bir mahlukat görmedim. Yılanlara ve böyle farklı hayvanlara karşı özel bir ilgim var" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE'DE AZ GÖRÜNEN BİR TÜR
Geçmiş yıllarda Rize İl ve Tarım Müdürlüğünden yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye'de nadir görülen Fil Şahin Güvesi arvası deilephila elpenor, sphingidae ailesinde bir güvedir. Ortak adı, tırtılın filin gövdesine benzemesinden türetilmiştir. Orta Avrupa'da en yaygın olanıdır. Kendine özgü zeytin ve pembe renklendirmesi, onu kendi yelpazesinde en tanınabilir güvelerden biri yapar. Tehlike durumunda, vücudun bir bölümünü gözlerle şişirebilir. Kafasını içeri çeker, ön bacaklarını yüzeyden koparır. Aynı zamanda bir yılan gibi olur. Vücudun etkileyici büyüklüğü göz önüne alındığında, kuşlar gibi düşmanlar savaşmamayı tercih eder. Güveler, çiçek özleriyle beslenen ve geceleri yaşayan böceklerdir. İnsanları ısırmaz veya sokmazlar. Zararlı böceklerden ayrı olarak, yaşadıkları bölgenin doğası için oldukça faydalıdırlar. Çünkü böcekle beslenen ve doğal döngüde önemli yer tutan yırtıcı hayvanlar için besin kaynağı görevi üstlenirler. Ayrıca diğer haşerelerden farklı olarak doğada yaşayan güvelerin, renkli ve oldukça güzel kanatları bulunur. Güve çeşitlerinin bir diğer özellikleri de, gündüzleri saklanıp geceleri karınlarını doyurmak için bitki özlerine gidip yetişkin güvelerin dallara ve yapraklara minik yumurtalar bırakmasıdır. Bu yumurtalar çatladığında ortaya tırtıl denen larvalar çıkmaktadır. İlimiz de görülen larvalar zararsız olup kimyasal mücadeleye gerek duyulmamaktadır"
YALANCI BACAK VE GÖZLERE SAHİP
Cumhuriyet Gazetesinde Kaan Mika tarafından hazırlanan Bir Dilim Bilim isimli köşede bu tırtılla ilgili şu bilgilere yer verildi:
"Gelin sizleri görünümü fil hortumunu anımsatan bir tırtılla tanıştırayım.
Zürih’te üniversitemin bahçesinde karşıma çıkan bu tırtılın Latince ismi “Deilephila elpenor” olsa da, mahallede arkadaşları onu fil şahin güvesi olarak çağırır.
Bu türün en ilginç özelliklerine gelecek olursak devasa boyutundan başlamak yanlış olmaz. Çünkü boyları yaklaşık 8 santimetre civarındadır. Buna ek olarak beden kısmında iki adet yuvarlak göz benzeri yapı vardır. Kendilerini tehlikede hissettiklerinde vücutlarını bir balon gibi şişirerek bu yalancı gözlerle küçük boyutlu bir yılanı andırırlar. Size sevimli gelen bu görüntü birçok kuş türü için caydırıcı olabilir. Tahmin edeceğiniz gibi bu taklit yeteneği sayesinde sayısız fil şahin güvesi, predatörlerin gazabından korunmuştur. Bu türün renkleri genelde kahverengi tonlarında olsa da zaman zaman yeşil renklilerine de rastlamak mümkündür. Fotoğrafın size aldatmasına izin vermeyin, tüm böceklerde olduğu gibi altı adet bacakları vardır. Vücutlarının alt kısmında yer alan uzantılar proleg olarak bilinen yalancı ayaklarıdır ve bunlar yüzeylere sağlamca tutunmalarına olanak verir. Bu tırtıllar vücutlarının yan kısımlarında yer alan spiracles (solungaç yarıkları) sayesinde nefes alıp verirler. Ayrıca kuyruk kısmına yakın bir noktada dikene benzeyen bir boynuz yapıları vardır. Bu boynuz hep predatörleri onlardan uzak tutarken, bir yandan da çeşitli ortamlarda kamufle olmalarını sağlarlar. Bakmayın böyle gri-kahverengi tonlarına sahip olduklarına. Kozadan çıkıp güveye dönüştüklerinde göz alıcı pembe ve yeşil tonlara bürünürler. Uçarak uzun mesafeler kat edebilen bu güveler, Avrupa’dan, Kuzey Afrika’ya ve Asya’nın büyük bir kısmına yayılmışlardır.
Ömürleri ortalama bir yıl sürer. Güveler kozalarından havaların ısınmaya başladığı mayıs ayında ayrılır ve hayatlarının aşkını aramaya koyulurlar. Dişiler yaşadıkları aşkın meyvelerini (yumurtaları) çeşitli otların üzerine bırakır. Yumurtadan çıkan tırtıllar yaklaşık bir ay boyunca hiç durmadan önlerine çıkan bitkileri hapır hupur götürür. Yeterli kiloya ulaştıklarında kendilerine güvenli bir yer seçer ve kışı atlatacakları kozaları oluştururlar. Kara kış geçtikten sonra mayıs ayı civarı, kozalarından çıkarak bu döngüyü devam ettirirler. Bu güveler tam anlamıyla gece kuşlarıdır. Biz uyurken onlar, o çiçek senin bu çiçek benim gezer tozarlar. Tozarlarken, bitkilerin tozlaşmasına yardım etmeyi de ihmal etmezler. Kamışa benzeyen uzun dillerini çiçeklerin içine uzatarak çiçeklerin nektarlarıyla beslenirler. Bu güveleri mutlu etmek için bahçenize bol miktarda hanımeli dikebilirsiniz.
Türkiye’de de görünen bu tür eminim bazılarınızın karşısına çıkmıştır. Ne insanlar için ne de bahçeniz için zararlı değillerdir. Gözünüzü dört açın derim, umarım yaz bitmeden size de ziyarete gelirler"