Dünyada yaşanan koronavirüs salgını hepimizin sosyal yaşantısını yüksek oranda etkiledi. Evde daha çok vakit geçirip, hareketimizi kısıtladık. Bu da evde daha çok sıkılıp, kendimizi daha çok yemek yemeye vermemize sebep oldu. Aç olduğumuz için değil duygusal boşluğumuzu doldurmak için yemek yer olduk. Duygusal beslenme genel olarak olumsuz duyguları bastırmanın veya yatıştırmanın bir yolu olarak yemek yemektir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; çoğu insanın normalin üstünde yemek yemesinin nedeni, %75 duygusal duruma bağlı ve açlıkla karışan yaklaşık 16 farklı duygu var. Kızgınlık/öfke, yorgunluk/bitkinlik, depresyon, yalnızlık, güvensizlik/yetersizlik, suçluluk, kıskançlık, mutluluk, kaygı/asabiyet, hayal kırıklığı, boşluk hissi, üzüntü/keder, korku, bu duygulardan bazıları…Kişi yaşadığı ruhsal açlık ya da çatışmalardan dolayı yemek yemeye yönelerek haz almaya çalışır. Yemek anında kişi haz alır ancak sonrasında pişman olur ve suçluluk duygusu yaşar. Duygusal açlığını yemek yiyerek gideren kişilerde şişmanlama ve ilerleyen dönemlerde de buna bağlı depresyon görülebilir. Üzüntü ve yalnızlık çoğunlukla elele gider. Yalnızlık üzüntünün bir sonucu olabilir ve hüzünlü kişiler genellikle kendini izole etmeye daha yatkındır. Eğer yas tutuyorsanız veya çok fazla yalnız zaman geçiriyorsanız kendinizi rahatlatmak amacıyla yiyeceklere dönmek çok kolay olabilir. Bunlarla baş etmek için öncelikle bu durumdan çıkmak için gönüllü olmaya ve çaba göstermeye çalışın. Yiyecek dışında size haz veren, mutlu eden alternatif aktivitelerin bir listesini yapın. Yemenin kolaylığından kaçınmak için kendinizi zorlayın. Bazı insanlar güçlü duygular karşısında daha az yemek yese de, siz duygusal sıkıntı çekiyorsanız, dürtüsel veya aşırı yeme davranışı gösteriyor olabilir, zevk almadan pratik veya yakınınızdaki herhangi bir şeyi çabucak tüketiyor ve hatta bunu bir tedavi yöntemi gibi bile görüyor olabilirsiniz.