“AFETİ KADER KABUL ETMİYORUZ”
Atlı, depremin yıkıcı etkilerinin farkında olduklarını ancak gerek afet öncesi gerek afet sondası planlamalar ile afetin yıkıcı etkilerinin azaltılabilmesinin mümkün olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Depremin yıkıcı etkilerinin farkındayız ancak gerek afet öncesi gerek afet sonrası planlamalar ile her türlü afetin yıkıcı etkilerinin bilimsel verilerden faydalanmak ve devlet mekanizmalarını etkin kullanmak yoluyla azaltılabileceğini de biliyoruz. Bugüne kadar şiddet sebebiyle hayatını kaybeden kadınların ardından ve onlar adına sürdürdüğümüz mücadelemizde devletin yükümlülüklerini etkin biçimde yerine getirmediğinden yakındığımız ve bu hususta mücadele ettiğimiz gibi gelinen noktada Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak bizzat kanundan aldığımız yetkiyle afet öncesi ve sonrası planlama ve denetlemelerle kaç bin vatandaşın ölümü engellenebilirdi sorguluyoruz. Devletin önleme ve denetleme mekanizmalarının etkin uygulanmadığı şiddeti de, öncesi ve sonrasında gerekli planlama ve denetimlerin yapılmadığı afeti de kader kabul etmiyoruz.”DEVLET KADINA ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇMELİ
Lehine 6284 sayılı kanun kapsamında onlarca tedbir uygulanan kadınların bizzat kolluk kuvvetlerinin yanı başında öldürülmesini de kader kabul etmediklerini ifade eden Atlı, “Geçtiğimiz bir yıl içinde ve gelinen 2023 yılında hak ve özgürlükler bakımından lehe düzenlemeleri onurla 8 Mart açıklamalarımızda haykırmamız gerekirken aksine bizler toplumsal cinsiyet eşitliği aleyhine Anayasa değişikliklerini, temel ve uluslararası bir insan hakları sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesinden çekilme ve ardından verilen yargı kararlarını, çocuk yaşta sözde evlilik adı altında istismar edilen kız çocuklarını haykırmak durumunda kalıyoruz. Ve bir kez daha İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konulmasını, kanunlar ve Anayasa nezdinde ayrıştırıcı, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı düzenlemelerden vazgeçilmesini, devletin gerek kadına yönelik şiddet gerek afet yönetimi hususunda ihmalkar ölümlerin önüne geçmek adına üzerine düşen yükümlülüğü tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesini talep ediyoruz. Kadına karşı şiddetle, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, kadın cinayetleriyle nasıl mücadele ediyorsak depremin yıkımlarından en az hasarla kurtulmak adına ihmalleri ortadan kaldırmak için de bizzat mücadele edeceğimizi, ihmalkar ölümlerin gölgesinde kalmadan kadın hakları mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Muhabir: Yazar Silinmiş




