Hamd ve şükür, kulluğu ve Yaratan’ın varlığını hissetmeye vesiledir. Kulun yaptığı işi Allah sayesinde yapıldığını hatırlama, O’nun ismini zikrederek ikram sahibine teşekkür etmedir. Bundan dolayı yapılan her iyi, hayırlı ve meşru işe “Elhamdülillâh” diyerek başlanmalı, nihayetinde iyi işi nasip edip ve kötü bir sonuçtan koruduğu için Allah Teâlâ’ya tekrar hamd ve şükür edilmelidir. İnsan kendini bu haslete alıştırmalı, karşılaştığı acı tatlı her şeyden dolayı Allah’a hamdi terk etmemelidir. Çünkü bu, insan olmanın ve kulluğun bir gereğidir. Aydın’ın Kuşadası ilçesinde, NCL (beyincik erimesi) hastalığıyla boğuşan 4 yaşındaki oğlu Aras Büyüktanır, yaşamını yitirdi. Oğlunun tedavi masraflarını karşılamak için kitap yazan babası Özgür Büyüktanır, "Aras bebek için bir kitap da sen al" kampanyası ile oğluna solunum cihazı almayı hedeflemişti. Basından takip etmişsinizdir. Konuyla ilgili haberler yapıldı. Aras'ın babası Özgür Büyüktanır kardeşimize ve değerli eşine baş sağlığı diliyorum. Rabbim sabırlar versin. Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz. Özgür Bey ve eşi yavruları Aras için çok çaba sarfettiler. Ancak ilahi bir emre boyun eğmek lazım. Bu can bize bir emanet. Emanet sahibi bu emaneti geri almak istedi. Artık bizlere sabır etmek düştü. Üzülmemek elde değil ancak sabredenlere Peygamberimizin müjdesi var. Bu Müjde Aras'ın annesine ve babasına olsun. Ben de Arası’ın durumunu takip ediyordum. Vefat haberini alınca, Cenaze namazını kıldırmak için camiye gittim. Aras'ı 4 Mart 2018 Pazar günü Kuşadası Hatice Hanım Camii'nde, ikindi namazından sonra Rabbimize uğurladık. Kuşadası Müftüsü olarak cenazenin başında bir konuşma yaptım. Çocuğunu kaybettiği halde buna sabreden Müslüman'a, Cenab-ı Allah'ın verdiği mükâfat Ebû Musa (ra) tarafından naklediliyor: "Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teâlâ meleklerine: - Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız, buyurur. Melekler: - Evet, derler. Allah Teâlâ: - Kulumun gönül meyvesini (ciğerparesini) mi kopardınız, buyurur. Melekler: - Evet, derler. Allah Teâlâ: - Peki, kulum ne dedi?, buyurur. Melekler: - Sana hamdetti ve 'innâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn' diye istircâda bulundu, derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ: - O halde kulum için cennette bir ev yapın ve adını da"hamd evi" koyun! buyurur." (Tirmizi, Cenaiz 36) Sevdiğini kaybeden bir insan, bu duruma sabreder, ağzından kötü söz yerine sadece ve sadece Allah'ı yücelten sözler çıkarsa, kulun bu sabrı neticesinde Cenab-ı Allah, onu cennetine dâhil eder. Cennetinde de ona ismi 'hamd evi' olan bir mekân hediye eder. Burada Aras’ın babasına ve annesine sabır düşüyor bu Hamd köşküne girmek için. Allah sabırlar versin.  Kur’an’ın mükemmel bir uygulaması olarak nitelenen Peygamberimizin hayatı, tamamen hamd ile bezenmişti. Hayatının her ânını hamdederek geçiren Ahmed-i Mahmûd, hem kulluğunu yerine getiriyor, hem de bizlere örnek olacak bir bilinç inşa ediyordu. Onun hamdi sadece nimet ve sevinç zamanında değil, bela ve musibet anlarını da kapsayacak derinlik ve genişlikteydi. Peygamber Efendimiz hutbesine başlarken, uykudan uyandığında ve yemekten sonra Allah’a hamdederdi. Müminleri de güzel bir rüya görünce ve aksırınca hamdetmeye teşvik ederdi. Sevgili Peygamberimiz, Namazlardan sonraki tesbihatta otuz üç defa da “Elhamdülillâh” demeyi tavsiye ederdi. Allah Resûlü’nü kendilerine örnek edinen Müslümanlar da hayatlarını hamd ve şükür ile anlamlı hâle getirirler. Müslüman, bir şeyler yediğinde, içtiğinde, herhangi bir işe başlarken ya da işini bitirdiğinde “Elhamdülillâh” , hâl ve hatırı sorulduğunda “Allah’a hamdolsun” der. Aksırdığı zaman “Elhamdülillâh”der, hastalığını atlattığında Rabbine hamdeder. Bugün askerimiz, yemek duası yaparken “Allahımıza hamdolsun.” Diye dua ediyor.   Bugünleri gösteren Rabbimize Hamdolsun. Vehbi Akşit  Kuşadası Müftüsü