İzmir’in Balçova bölgesinde 8 Eylül sabahı meydana gelen olayda, 16 yaşındaki Eren Bigül Salih İşgören Polis Merkezi’ne maskeli ve pompalı tüfekli olarak gelmiş, nöbette bulunan polis memurlarına ateş açmıştı. Saldırı sonucu 1. Sınıf Emniyet Müdürü Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir ile polis memuru Hasan Akın hayatını kaybetmişti.
Olay yerinde ve çevresinde çıkan çatışma sonucunda saldırgan yaralı olarak ele geçirilmiş, önce Alsancak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıktan sonra İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilerek tedavisi yapılmıştı. Tedavinin ardından gözaltına alınan Eren Bigül, daha sonra tutuklanmıştı.
Soruşturma İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütüldü; olayla bağlantılı olarak 27 şüpheli gözaltına alındı, adliyeye sevk edilen 11 şüpheliden 7’si tutuklandı.
Gözaltılar ve tutuklamalar
Olayla ilgili 27 şüpheli gözaltına alındı. 11 şüpheliden aralarında Eren Bigül ile babası Nuhver Bigül, İran uyruklu Khalegh Noorıborojerdi ile Suriye uyruklu Mahmud Algatı, Cuma Tabbas, Fıras Seyıd Abdurrahman ve Muhammed Elhazzam olmak üzere 7 şüpheli tutuklandı.
“İnternette IŞİD eylemlerini izledim”
Soruşturma dosyasına giren ifadesinde Eren Bigül, sosyal medya hesaplarında IŞİD ile ilgili paylaşımlar yaptığının tespit edildiğini kabul etmiş, silahla ilk temasının 7 yaşında olduğunu, daha sonra silah kursuna gittiğini ve babasıyla poligona gittiğini beyan etmişti. İfadesinde, internette IŞİD eylemlerini izlediğini ve Bekir El Bağdadi’nin konuşmalarını dinlediğini söylediği yer aldı.
Bigül’ün ifadesinden öne çıkan bazı kısımlar şu sözlerle aktarıldı: “İnternetten IŞİD eylemlerini izledim, Bekir El Bağdadi'nin internette konuşmalarını dinledim. 2 yıl önce kadar 400 liraya bir tane sustalı bıçak satın aldım. Ayrıca 2 tane kelebek bıçağım var. Evde bıçak koleksiyonu yaptım. Bunu ailem de biliyordu.”
Maske takmayı sevdiğini belirten Bigül, kapıda silahla ve maskeli fotoğraflarını kendi çektiğini, son bir iki aydır bir şeyler yapmayı düşündüğünü ve “bir an önce ahiret hayatına geçmek” istediğini ifade etmişti. Okula gitmek istemediğini de dile getirmişti.
“İzmir Fuarı’na saldırmayı düşündüm”
Eren Bigül ifadesinde saldırı planı ve hedef değişikliklerine ilişkin ayrıntılar da verdi. Önce İzmir Fuarı’na saldırmayı düşündüğünü, bu fikirden vazgeçtiğini, ardından Balçova Ata Caddesi’ndeki bir bara saldırı yapmayı planladığını ancak bu planı da bırakıp evlerinin yakınındaki polis karakolunu hedef seçtiğini anlattı. Keşif amacıyla kız kardeşini gezdirme bahanesiyle karakolun karşısındaki parkta dolaştığını söyledi.
Saldırı sabahı giyinme ve hazırlık sürecini şu şekilde aktardı: “Sabah 06.00-07.00 arası giyindim. Eşofmanımı ve tişörtümü giydim. Üzerime ceket giydim. Maskemi taktım. Diğer maskeyi de üzerine taktım. Dolapta bulunan otomatik av tüfeğini aldım. Mermileri de daha önceden çantaya koyup hazırlamıştım. Mermileri sırt çantasına Ağustos ayında koyduğumu hatırlıyorum. Saldırıda kullandığım el yapımı patlayıcıları çantama koydum.”
“Amacım bana daha fazla ateş edilmesini sağlamaktı”
Saldırı anına ilişkin ifadesinde Bigül, karakol bahçesinde oturan üniformalı iki polis memuruna ateş ettiğini, bunları yaraladığını, sonra caddede tüfeği tekrar doldurmaya çalıştığını ve etrafta silah görmediği için diğer kişilere ateş etmediğini söyledi. Elinde silah olan bir kişiyi görünce ona ateş ettiğini, bu kişiyi yaraladığını ve yere düştükten sonra da kendisine ateş edilmeye devam edildiğini anlattı.
Bigül olayla ilgili şunları belirtti: “Toplam 2 ya da 3 kez ateş ettiğimi hatırlıyorum, ateşlerimden kaçının isabet ettiğini bilmiyorum. Arabanın arasına gizlendim, tekrar tüfeği doldurdum, bağrışma sesini duyunca yola doğru fırladım, yine ellere baktım, baktığım yerde bir kişinin elinde silah vardı, ona ateş ederken kendim de vuruldum. Vurulduktan sonra bilinçli olarak ateş etmedim. Çatışma esnasında el yapımı patlayıcıları da fırlattım, buradaki amacım bana daha fazla ateş edilmesini sağlamaktı.”
Saldırgan Birgül ifadesini, “Pişmanım, söyleyeceklerim bunlardan ibarettir” sözleriyle sonlandırdı.
