Finans uzmanlarına göre, her ay yalnızca asgari ödeme yapmak borcu azaltmıyor, tam tersine sürekli erteliyor. Bu durum da zamanla kontrol edilmesi zor bir borç birikimine neden oluyor.
Bir uzman, bu tabloyu şöyle özetliyor:
“ Asgari ödeme borcu kapatmaz, sadece ilerletir. Ana para azalmadığı için faiz her ay üzerine eklenir ve borç giderek artan bir yük hâline gelir.”
BORÇ KARTOPU GİBİ BÜYÜYOR
Uzmanlar, asgari ödeme alışkanlığının borcu kısa sürede katlayan bir etki yarattığını vurguluyor. Uluslararası veriler, kredi kartlarında aylık faiz oranlarının genellikle yüzde 3–4 bandında seyrettiğini gösteriyor. Ana para yerinde kaldığı için borç hızla kabarıyor ve birkaç ay içinde iki kata kadar çıkabiliyor.
Bir ekonomi profesörü bu süreci şu sözlerle açıklıyor:
“Asgari ödeme, kredi kartı kullanımında en pahalı yöntemdir. Ana para düşmediği için faiz sürekli birikerek borcu ağırlaştırır.”
Tek seferlik asgari ödeme kredi notunu etkilemese de, bu davranışın alışkanlık hâline gelmesi bankaların gözünde kullanıcıyı “yüksek riskli” konumuna getiriyor. Bu durum; düşük limit uygulanmasına, kredi başvurularının reddedilmesine ve ek kart taleplerinin onaylanmamasına kadar uzanabiliyor.
BANKALAR BU DAVRANIŞI İZLİYOR
Finans uzmanları, asgari ödeme eğiliminin genellikle ekonomik baskının bir sinyali olarak değerlendirildiğini ve bankaların bu davranışları düzenli olarak takip ettiğini belirtiyor.
Arka arkaya iki ay asgari ödeme yapılmadığında kartın geçici olarak kapatılabileceği; üç ay boyunca hiçbir ödeme yapılmaması hâlinde ise yasal takip sürecinin başlatılacağı ifade ediliyor. Bu durum hem kredi sicilini ağır şekilde bozuyor hem de kişinin uzun vadeli finansal planlarını sekteye uğratıyor.
Uzmanların ortak uyarısı ise net:
“Asgari ödeme yalnızca zorunlu durumlarda tercih edilmeli. Borcun büyümemesi için her ay mümkün olduğunca yüksek ödeme yapılmalı, gerekirse borç daha düşük maliyetli bir yöntemle kapatılmalıdır.”



