1243 Kösedağ Meydan savaşı kaybedilince Anadolu Selçuklu Devleti zayıflamış, otorite kaybolmuş ve Moğol orduları Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden başlayarak işgale yönelmişlerdir. Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat ‘ın iskan siyaseti sonucu Erzurum, Sivas ve Kayseri yörelerin deki Türkmen nüfus büyük bir zulüm altına girmiş, mallarına el konulmuş, tekkeleri kapatılmış ve vergilerle inletilmişlerdir. 13. yy ikinci yarısından itibaren Selçuklu Sultanlarını Moğollar tayin etmekte, tahta çıkmak için kardeşler arasında büyük mücadeleler olmakta ve Acem vezirler (pervaneler ) Türkmen ahaliyi soymaktadır. Moğolların atadığı Anadolu valileri de bu zulüm ve kıyıma alet olmaktadırlar. Bu durum karşısında Türkmen boylarının tek çaresi batının daha uç noktalarına göç etmek ve kendilerini katliamlardan ve soykırımlardan kurtarmaktır. Anadolu'daki zulüm ve katliamlar o kadar ileri derecededir ki uluslararası sorun olmuş ve Moğol hanı Hülagi’ye kadar ulaşmıştır. Memluk Sultanı Baybars Memluk-Türkmen ittifakı ile Anadolu’ya girmiş ve Moğol ordusunu yenerek 7000 civarında Moğol askerini ve bürokratını öldürmüştür. Ancak bu Moğolları daha da kızdırmış bir süre sonra daha büyük bir ordu ile gelerek daha büyük katliamlar yapmış ve daha ağır vergiler koymuşlardır. Kaynaklar Moğolların, Selçuklu devletinden ve Türkmenlerden 20 çeşit vergi aldıklarını yazmaktadır. Sivas günlerce yağma edilmiş, katliamdan ağır para cezaları ve mülklerini vererek kurtulmuşlar ancak Kayseri halkı direndiği ve soyguna tabi olmak istemediğinden şehrin büyük çoğunluğu kılıçtan geçirilmiştir. Bu dönemde Moğol baskısı ve Moğol yanlısı Selçuklu idaresine karşı direnen en önemli güç Karaman Türkmenleridir. Karaman Türkmenlerinin bölgedeki güçlerinin artması Moğollara karşı geniş çaplı isyan faaliyetlerini hızlandırmıştır. Selçuklu-Moğol idarecileri arasında çıkan ihtilaflar, Aksaray ve Ereğli çevresinde, özellikle Karaman Türkmenlerini ön plana çıkarmış, onları Moğollara karşı Anadolu’nun savunucusu haline getirmiştir. Geyhatû, isyanlar öncesinde Anadolu’da kaldığı 8 yıl içerisinde zevk ve sefa içerisinde yaşamış, görevlendirdiği adamları vasıtasıyla bir taraftan ağır vergiler ve yağmalarla Türkmenleri canından bezdirirken, diğer taraftan katiller ve baskılarla, istila karşısında oluşan Türkmen direnişini kırmaya çalışmıştır. Anadolu’daki zevk ve sefaya kendini fazlasıyla kaptıran Geyhatû, Han olmayı bile istememiş, Anadolu’nun cazibesini her zaman tercih etmiştir. 1286 yılında Aksaray ve Ereğli çevresinde Geyhatu’nun ordusunun görülmeye başlaması ile halk, büyük bir korkuya kapılmış yer ve yurtlarını terk etmeye başlamışlardır. (1) Karamanlı-Eşrefoğlu ittifakı da kısa süre sonra Moğol-Selçuklu baskısı ile dağıtılmış ve durum eski haline dönmüştür. Türkmenler bir arayış içerisindedir ve bir fırsat beklemektedir. 1261 yılında Latin işgalinin sona ermesi, Bizans’ta hanedan değişikliği ve Bizans’ın başkentinin tekrar Konstantinopolis olması bölgede büyük bir otorite boşluğuna neden olmuştur. İşte beklenen fırsat oluşmuş ve Türkmenler kalabalık çadırlar halinde daha uç bölgelere doğru göçe başlamışlardır. Konya, Kırşehir, Kayseri ve civar illerden Türkmen boyları önce Denizli bölgesine geldiler ve Denizli’de uç beyi Mehmet Bey’in himayesi ile iskan edilmeye başlandılar. Tarihi kaynaklara göre 200.000 çadırlık Türkmen boyları bu bölgeye geldi ve Batı Anadolu’da bulunan diğer beylerin emri altına girdiler. Kısa bir süre sonra Selçuklu ve Moğol’un ulaşamadığı Batı ve Güney Ege ‘de değişik Türkmen beylikleri kurulmaya başlandı. Moğol istilasıyla uçlara doğru yerleşen Türkmenler Kütahya ve çevresinde Germiyan, Eğridir ve çevresinde Hamid, Beyşehir ve çevresinde Eşref, Muğla ve çevresinde Menteşe, Birgi ve Selçuk çevresinde Aydın, Manisa ve çevresinde Saruhan, Balıkesir ve çevresinde Karasi, Söğüt ve Bursa çevresinde Osmanoğulları beyliklerini kurdular. 14. Asrın ilk yarısında bu beylikler Türk mührünü nüfusları, inşa ettikleri Türk-İslam eserleri, el sanatları ve ticaret usulleri ile Batı Anadolu’nun her karış toprağına kalıcı olarak vuracaklardır. Beylikler dönemi Türk eserleri dediğimiz ve bugünde hayranlıkla seyrettiğimiz camiler, medreseler, şifahaneler, türbeler, kervansaraylar ve hanlar bu dönemde yapılmışlardır. (devam edecek ) -------------------------------------------------------------------------------------------- 1.Şakir Turan, 13. yy da Orta ve Doğu Anadolu’dan Batı Anadolu’ya göçler, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana bilim dalı basılmamış doktora tezi, Konya 2009.