Didim Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Hikmet Atilla koronavirüs süreciyle ilgili olarak tespitlerde bulundu. Atilla, virüsün dünyada bir krize neden olduğunu ve virüsten Didim’in de etkilendiğini belirterek “Her üç beş senede bir krizler ile karşı karşıya kalıyoruz. Krizlerde kendimizi sorgulamak, bundan sonra aynı talihsizliği yaşamamak için ne tür önlemler alabiliriz sorusunu kendimize sormamız gerekirken “hep bu da geçer, biz krizlere alışık bir sektörün içinde yetiştik, bu bize diş geçiremez, yeter ki bu sezonu kurtaralım” dedik. Olan enflasyonu göz ardı ederek fiyat kırmak zorunda kaldık, fiyat kırma işini her ne kadar biz başlatmıyorsak da, birileri fiyat kırdığında zincirleme gelişen durumun içinde kaldık. Bu durum tüm sektörler için geçerlidir. Bütün krizler ve içindeki bütün süreçler bu düşünce ile atlatıldı. Moralleri bozduğundan, krizler ile uğraşmaktan veya nasıl olsa geçecek demekten başka bir şey düşünmek istemedik. Dönemin ruh halini kabullendik, bekleyelim, görelim moduna girdik.” dedi.

“YENİ ÇEKİM MERKEZLERİ YARATILMALI”

Didim’in bu tür krizleri zaman zaman gördüğünü ve yeni aktvitelerle Didim’in ön plana çıkabileceğini kaydeden Hikmet Atilla, “Buna rağmen Didim bütün krizlerde rüştünü ispatlamış, yarışmalarda hiçbir zaman bir başka destinasyonun gerisinde kalmadığı gibi zaman zaman öne de geçmiştir. Bundan dolayıdır ki, Didim’e talep hem yatırımcı, hem de tur operatörleri tarafından sürekli artmaktadır. Nitelikli 10 bin yatağı olan Didim’de yıllık 700-800 bin kişi ağırlanmaktadır. Ve gerçekten Korona Virüsü olmasaydı, 2020 senesinde misafir potansiyeli açısından otellerimiz iyi bir doluluk yaşayacaktı, diğer esnaflarımızın bütün bu otel doluluklarında olumlu bir şekilde yararlanma durumları olur muydu? Olurdu da, memnun edici derecede olur muydu? Onu bilemem. Yüksek kapasiteli otellerimiz her şey dahil sistemi ile çalışıyorlar ve onlar kuşkusuz kendi menfaatleri, misafirlerin mutluluğu, misafirlerin tatil yaptıkları yerde daha fazla memnun olmaları, çevreyi, tarihi yerleri görmeleri açısından, otellerini terk etmelerini isterler, fakat diğer taraftan da aynen şunu diyorlar: “bir işletmenin bilhassa, yeme – içme sektörünün bizden misafir alabilmesi için bizden daha iyi hizmet vermesi gerekiyor. Bende olmayan bir ürünü sunmalı ki, konaklayan misafirlere cazip gelsin, ödediği paradan vazgeçip, bir başka yere gidebilsin.” Yani misafiri otelinden çıkarmak için, değişik, misafire çekici gelen aktiviteleri sunmak gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.

“DİDİM’İN MİLYONLARCA DOSTU VAR”

Bilinçli esnaf olmanın bu süreçte öneminin ortaya çıktığını kaydeden Atilla “Koronavirüs, belki bize olan bitenleri düşünme, değerlendirme fırsatı verdi. “Neyi daha değişik yapabiliriz, alışılmışın dışına çıkabiliriz”. Esnafımız gerçekten tecrübeli ve bilinçli, korona ise daha fazla bilinçlendirdi diye düşünüyorum. Bilinçli insan olan biten çatışmaları fark eder, algılar. Bu algı yapılacak çalışmalar, çalışmaların getireceği değişiklikler üzerinde etkili olacaktır. Turizmin Didim’de başladığı günden beri piyasada olan çok esnafımız var. Bunu da biz kendimiz için bir kazanç olarak değerlendirmeliyiz. Asıl değişiklikleri de bu esnaftan bekliyoruz. Sıkıntılarımız aşikâr. Fakat Didim’in yurt içinde ve dışında milyonlarca dostunun olduğunu da unutmayalım.” şeklinde konuştu.