Şifalı bitkilerin kulaktan dolma bilgilerle tüketilmesinin doğru olmadığını söyleyen Aksoy, bitkilerin ölümcül zararlarının olmadığını ancak kişide kalıcı hastalık ve iz bırakma riskinin bulunduğunu dile getirdi. Aksoy, "Şifalı bitkileri hastalıkların giderilmesinde kullanabiliriz. Ama bu bitkileri de tıpkı ilaç gibi bilinçli bir şekilde tüketmeliyiz" dedi.

"IHLAMUR DEĞİL, ADA ÇAYI İÇİN"

Son günlerde mevsim geçişinden dolayı hastalıkların arttığı ifade eden Aksoy, "Hava bir ısınıp, bir soğuduğu için sıkı giyinmeyeceğiz ki terlemeyeceğiz. Bol sıvı tüketeceğiz, meyve yiyeceğiz. Kış hastalıkları başlayınca akla ilk olarak zencefil gelir. Yıllardır hep söylediğim şu, özellikle öksürük varsa, her öksürükte zencefil kullanılmaz. Farenjit varsa, yakıcı ve tahriş edici baharatlar kullanılmaz. Kışın bitkilerden en çok ıhlamur ön plana çıkar. Asıl faydalı olan ada çayıdır. Tıbbi olarak geçen ada çayıdır. Antiseptik özelliği ve mikrop öldürücü özelliği vardır. Ihlamur ise şifalı bitki sınıfındadır. Kışın daha çok ıhlamur değil, ada çayı içmeliyiz. Ada çayını yapraklarını sıyırarak kaynatsınlar. İçimi daha hoş olacaktır" diye konuştu.

"C VİTAMİNİ DEPOSU HİPİSKUS"

Kışın özelikle bol bol C vitamini almak gerektiğinin altını çizen aktar Aksoy, "En çok C vitamini içeren bitki hibiskustur. Bir bardağında bir greyfurttaki vitamin vardır. Kivi de yiyebilirler. Limon ya da portakalda C vitamini çok bilinir fakat bu da yanlış bildiklerimizden. Daha sonra bağışıklık sistemini güçlendirici zerdeçal polen, antioksidan özelliğiyle üzüm çekirdeği, demleme kekik içebilirler. Kuru öksürük varsa ada çayı gargarası ya da ıhlamur içilmelidir. Kış mevsiminde bol bol turşu yesinler" ifadelerini kullandı.