1998’de Mal Müdürlüğü'nün maliye işlerinde çalışmak üzere Buharkent’e gelerek halkı judo sporuyla tanıştıran 60 yaşındaki eğitmen Dalkılıç, 2009’da emekliliğe ayrılınca Denizli’ye taşındı. Geçtiğimiz yıl Buharkent’te judo eğitimine devam etmesi kendisine teklif edilince durumu değerlendirdi. Buharkent Belediyesi ve ilçenin yeni Kaymakamı Mehmet Deniz Arabacı’nın judoya verdiği destekle, Halk Eğitim Merkezi’nin iş birliğinde çocuklara yönelik judo kursu başlatıldı.

EĞİTMENLİĞE KALDIĞI YERDEN DEVAM

Eğitmen Dalkılıç, judoyla tanışmasının ortaokul dönemine rastlayan karate ve kung fu dizi furyasına dayandığından bahsederek, 1974’te Türkiye’nin sayılı judocularından Ali Boyacıoğlu’nun gözetiminde Burdur’da derslere başladığını anlattı. Belli bir altyapı oluşturduktan sonra judoyu herkese aşılamak isteyerek öğreticilik üzerine çalışmaya başlayan Dalkılıç, emekliliği dolayısıyla kesintiye uğrayan eğitmenlik hayatına kaldığı yerden devam ettiğini açıkladı. 8 yıl aradan sonra daha modern şartlarda eğitimi sürdürdüğü için çok mutlu olduğunu ifade eden Dalkılıç, “Eskiden sinema salonunda işlerdik dersleri. Alan olarak spora müsait olsa da imkanlar çok kısıtlıydı. Şimdi spor salonumuz var. Çocuklar eğitimden sonra duşunu alabiliyor, dinlenmek için bir alan bulabiliyor. En önemlisi de ısınma egzersizleri, ağırlık çalışması ve alternatif sporlar için de uygun bir sahada çalışabiliyoruz” dedi.

JUDONUN KONUSU ŞİDDET DEĞİL, NEZAKET

Judonun vurdulu kırdılı bir spor olmadığını, savunma tekniği ve fizik eğitimi olduğunu vurgulayan Dalkılıç, “Judo, fizik eğitimiyle gelişen savunma tekniğidir. Yani karşıdaki bireyin kuvvetinden yararlanarak onu etkisiz hale getirme sanatıdır. Kelime anlamının şiddetle alakası olmayan judo, yumuşaklık, esneklik, nezaket, kibarlık, yol, prensip, düşünce anlamına gelir. Antrenörün amacı ise, doğruluğu, nezaketi, sabrı, sevgi ve saygıyı öğretmek, zekayı geliştirmektir. Bireyler bu sporla kendine güvenmeyi öğrenir, ruhunu eğitir ve kişisel gelişimine katkı sağlar. Judo sporu ahlakı kamçılar ve konsantrasyonu artırır. Zor öğrenilen ve sabır isteyen bir spordur. İnat, sabır ve inançla yürümek gerektirir. Bu inançta aile desteği de çok önemli. Ailelere, hangi spor olursa olsun çocuklarını yönlendirmelerini öğüt veriyorum. Biz eğitimlerimizle, gençlerimizi kahvehane köşelerinden kurtarıp topluma yararlı kişiler haline getirmeyi amaçlıyoruz. Çünkü sadece teknik bilgiler değil, ahlaki değerler üzerine de bilgiler sunuyoruz. Bu kurstaki gayemiz, sokak sporculuğundan koparak örfe uygun ve toplumda saygın sporcular yetiştirmek” diye konuştu.

SOSYAL FAALİYETLERE DE YER VERİLİYOR

Haziran ayından beri 7-14 yaşları arasındaki çocuklarla eğitimlere devam ettiklerini belirten Dalkılıç, judonun öğrencilere kazandırdıklarını şöyle anlattı: “Judo öğrencileri beyaz, sarı, turuncu, yeşil, mavi, kahverengi kuşak sınavlarına tabi olarak kıdem ve beceri bakımından sınıflanırlar. Kuşaklardaki bu renk değişimi, öğrencileri üst seviye için kamçılar, azmetmelerini sağlar. Judonun en önemli kuralı ise selam vermektir. Tatami dediğimiz minderde oturarak, ayakta, hocaya karşı, geçmişteki ustalara karşı ve bayrağa karşı verilen her selamın başka bir anlamı, başka bir ismi vardır. Örneğin, tatamide karşılıklı yer almış iki kişinin selamlaşmasındaki anlam çok güzeldir. Bir taraf der ki, ‘Bana güvendiğin için teşekkür ederim. Vücudumu sana teslim edeceğim.’ Diğeri, ‘Sana güveniyorum. Vücudunu sana sağlam bırakacağıma inanıyorum’ diye karşılık verir. Daha sonra sağlam teslim aldığında teşekkür ederek diyaloğu sürdürür. Görüldüğü gibi judo, nezaket sanatıdır. Savunmanın en kibar halidir. Biz eğitimlerimize dışarıda da devam ediyoruz. Bazen başka sportif faaliyetlerle ve sosyal aktivitelerle kursumuzu renklendiriyoruz. Mesela geçtiğimiz hafta çocukları düğüne götürdüm. Toplum içinde yemek yemeyi eğitime dahil ettik. Oradan fayton gezisine çıkardım. Hayatında fayton görmemiş çocuklara tanıtımını yaparak gezme fırsatı sundum. Yakın zamanda judocular olarak kitap okuma etkinliği düzenleyeceğiz. Kütahya Gençlik Spor İl Müdürlüğü'yle anlaşarak Kütahyalı ve Aydınlı çocuklara kamp tertip edip kaynaşma ortamı hazırlayacağız. Benim, 43 yıl edindiğim tecrübeden çıkardığım sonuç şudur ki, judo, bir spordan daha fazlasıdır. Judo, bir düşünce ve eğitim sistemidir.”

“ÖMRÜM VEFA ETTİKÇE JUDOCULUĞU SÜRDÜRECEĞİM”

Eğitmen Dalkılıç, ilçe olarak judoda gösterilen başarılara da değinerek kariyerinde aldığı rolleri ve kendisine sağlanan destekleri de dile getirdi. Aydın’ın ilk Milli Judo Hakemi olduğuna dikkat çeken Dalkılıç, “2001-2004 yıllarında Judo Federasyonu Organizasyon Kurul Üyesi ve Ege Bölgesi Komisyon Üyesi'ydim. 2005’te de judo liglerinden sorumlu üyeydim. Geçen yıllar içinde deplasmanlı judo liglerinde Buharkent’ten sporcuların yarışmasını teşvik ettim. Hayatımda iyi ki yapmışım dediğim birkaç şeyden biri de, judoculuktur. Judoyla uğraştığım ve öğretmenliğini yaptığım için gurur ve memnuniyet duyuyorum. Ömrüm vefa ettiğince de Buharkent’te judo sporunu sürdüreceğim” şeklinde konuştu.

TEŞEKKÜR ETTİ

Dalkılıç, sevdiği alanda eğitim vermesi için üzerinde emeği ve desteği bulunan kişi ve kurumları unutmayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Judoda hayatıma yön veren birkaç önemli insanı hep yad ederim. Hocam Ali Boyacıoğlu, Emekli Burdur Gençlik Spor İl Müdürü Eyüp Erman, beni Aydın’da judoya kazandıran Sencer Serter ve Antrenör Ufuk Boran’ın üzerimde emeği büyüktür. Yıllar sonra Buharkent’e yeniden gelerek emekli olmama rağmen çok sevdiğim işimi yapmama imkan sağlayan ve her zaman arkamda olduğunu söyleyen Kaymakamımız Mehmet Deniz Arabacı’ya, desteklerini esirgemeyen Belediye Başkanı Mehmet Erol’a, Aydın Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne, Buharkent Halk Eğitim Merkezi'ne ve sponsorumuz Serkan Usta’ya şükranlarımı sunuyorum."