Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Aydın için, aynı zamanda Aydınlı olan deprem bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’dan önemli uyarılar geldi. Aralarında Efeler ilçesinin de bulunduğu birçok kentte zeminin “gevşek ve suya doygun” olduğuna dikkat çeken Ercan, bu bölgelerde inşa edilen çok katlı yapıların deprem sırasında sarsıntıyı 3 ila 5 kat artırabileceğini, aşırı çalkalanma yaratabileceğini ve buna dayanamayan binaların ise göçme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.
Ercan’ın açıklamalarının ardından İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Aydın Şubesi de kamuoyunu bilgilendiren bir açıklama yaptı. Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Şube Başkanı Ali Atılım Kahraman, deprem güvenliği konusunda tek belirleyici unsurun zemin ya da yapı yüksekliği olmadığını, asıl önemli olanın “yapı kalitesi” olduğunu dile getirdi.
Kahraman, yapıların deprem güvenliği analizinin (performans analizi), birçok teknik hesap ve parametre sonucunda yetkin inşaat mühendisleri tarafından tespit edilebilen incelemeler içeren bir işlem olduğunu belirterek, “Yalnızca yapının bulunduğu zeminin cinsine ve yapı yüksekliğine bakılarak bir sonuca ulaşmak mümkün değildir” dedi.
Dünyanın en yüksek binası olan, 828 metre yüksekliğindeki Burj Khalifa’nın zayıf çöl zeminine rağmen gerekli önlemler alınarak güvenle inşa edildiğini hatırlatan Kahraman, önemli olanın oluşabilecek tüm olumsuzluklara karşı doğru önlemler almak, risklere karşı dayanıklı, mühendislik hizmeti almış yapılar üretmek olduğunu söyledi.
“YIKILAN BİNALARIN YÜZDE 98’İ 2000 YILI ÖNCESİ YAPILAR”
Vatandaşlara çağrıda bulunan Kahraman, binalarının depreme dayanıklılık analizlerini yaptırmalarını ve riskli yapıları dönüşüm kapsamında yenilemelerini tavsiye etti.
6 Şubat depremleri sonrası yapılan istatistiklere dikkat çeken Kahraman, yıkılan ya da ağır hasar gören yapıların yüzde 98’inin, 2000 yılı öncesinde yeterli denetim ve mühendislik hizmeti alınmadan yapılan, hazır beton ve nervürlü donatı kullanılmamış binalar olduğunu söyledi. Kahraman, “Aynı zemin ve kat yüksekliğine sahip binalarda, 2000 yılı öncesi yapılanlar çok daha fazla hasar görmüştür; 2000 yılı sonrası yapılmış olanlar ise çok daha az hasar görmüştür. Sadece bu istatistik dahi bize asıl önemli olanın ‘yapı kalitesi’ olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“AYDIN’DA RİSKLİ YAPILAR DÖNÜŞÜME ALINMALI”
Aydın’ın zayıf zemin özellikleri gösteren ilçelerinde, özellikle 2000 yılı öncesi inşa edilmiş yapıların daha yüksek risk taşıdığını belirten Kahraman, bu binaların değerlendirmeye alınıp riskli olanların dönüşüme tabi tutulmasını ve yerlerine depreme dayanıklı yapılar üretilmesini önerdi.
Kahraman, alınan ek deprem önlemleriyle birlikte Aydın’da yeni yapılan yapıların depreme karşı çok daha güvenli hale geldiğini söyleyerek, “Güncel mevzuatlara göre projelendirilen, mühendislik ve denetim süreçleri fen ve sanat kurallarına uygun yapılan yapılar, can ve mal güvenliğini sağlayan yapılardır” dedi.




