Aydında emekli memur Yusuf Arslan, hobi olarak başladığı geleneksel sanatlardan ebrunun tutkunu oldu. Halk Eğitim Merkezinde aldığı eğitimin ardından kendi atölyesini açan Arslan, Aydında ebru sanatını yayarak yaşatmayı hedefliyor.
Abone Ol
"RUHU OLAN BİR SANAT"
UNESCO tarafından 'Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi'ne kayıt edilen tek Türk sanatı olan ebrunun tutkunu olduğunu belirten Arslan, "Bu sanat, bizim yüz akımız. Yoğurt, baklava, kebap gibi kendi kültürümüze ait. Hobi olarak başladığım ebruda kendimi Halk Eğitim Merkezi'ndeki kursla geliştirdim. Ebru ruhu olan bir sanat, bu yüzden bu sanatı keyifle yapıyorum, yaptıkça da mutlu oluyorum. Bu sanatın terapi özelliği de var. Ebru benim hayatımın bir vazgeçilmezi oldu" dedi.
"EGE'DE KENDİ ATÖLYESİ OLAN TEK USTAYIM"
Ebrunun suyun üstüne resim yapma sanatı olduğunu dile getiren Arslan, bu sanatta tamamen doğal malzemelerin kullanıldığını söyledi. Ebrudan tablo, kravat, fular, şal, eşarp, perde, elbiselik kumaş ve davetiye yaptığını belirten Arslan, "Bu sanatın, ürün yelpazesi çok geniş. Zemini uygun olan her şeyin üzerine ebru yapabilirim. İllaki kağıt ve kumaş olmasına gerek yok. Seramiğin de, derinin de üzerine ebru yapılıyor. Ebrudan tablo, kravat, fular, şal, eşarp, perde, elbiselik kumaş ve davetiye de yapıyorum. Yaptığım ürünlerin satışıyla atölyemin masraflarını çıkartıyorum. Ege Bölgesi'nde ebru atölyesi olan tek ustayım. Atölyemde öğrencilere ücretsiz ebru öğretiyorum. Yeter ki bu sanat yaşasın" diye konuştu.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Aydın Ses Gazetesi sitemize
abone olun.