CHP lideri Özgür Özel’in yol haritası SOS veriyor, adeta uçuruma sürükleniyor.
Cumhuriyet tarihinde böyle bir yol haritası, ne CHP’ye ne de ülkeye huzur getirir.
Bu siyasi anlayış sadece dış güçleri sevindirir.
Her ülkede muhalefetin görevi iktidar olmaktır.
Ancak bu yol dikenli olmamalı; yasaların dışına çıkılmamalı, demokrasi çizgisinden sapılmamalıdır.
Kin, öfke ve nefretle yapılan siyaset, Allah korusun, bizi iç savaşa götürür; milletin huzurunu bozar.
Bu yüzden "Özgür Özel'den lider olmaz" diyorum.
Bu gerginlik neden? Bu saldırganlık niye? CHP bu anlayışla mı iktidar olacak?
Kavga ederek, bağırarak siyaset yapmayı kimden öğrendiniz Sayın Özel? Böyle mi iktidar olacaksınız?
Bakın, anketlerde aldığınız puanlar düşmeye başladı.
Sayın Özel, bırakın bu yanlış yolu. Enflasyonu bir kenara koyun; millet huzur istiyor.
Milletin mutfağında yangın var. Ne yapmak istiyorsunuz? Dilinizin altındaki baklayı çıkarın.
Bu yol haritasıyla CHP’yi iktidara taşıyamazsınız.
Sonuç ortada: Millet kavga istemiyor. Kin, öfke, nefret kokan siyaseti benimsemiyor.
Siyasette partiler bu yüzden kaybediyor.
Bakın, AK Parti milleti bu hale getirdi ama şimdi çıkış yolu arıyor, bulamıyor.
Belki de Sayın Cumhurbaşkanı sağlık nedeniyle siyaseti bırakacak.
Sayın Özel, bağırarak, saldırarak, yırtınarak; yargıyla uğraşarak siyaset olmaz.
Millete güven veren bir siyasi çizgide durmalısınız. Millet sizden bunu bekliyor.
Saraçhane mitinglerinde millete gaz verdiniz. 2 bine yakın genç, emniyet güçlerine karşı geldiği için gözaltına alındı.
Hepsi fişlendi, sicilleri bozuldu, hatta hayatları karardı. Bunun sorumlusu sizsiniz.
Cırcır böceği gibi bağırmanız, öfkeniz bu sonuca yol açtı.
Aynı eleştiriler Sayın Devlet Bahçeli için de geçerlidir.
Teröre kucak açmayın. Bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok, terör örgütleriyle sorunumuz var.
40 yıldır on binlerce şehit verdik. Büyük Türk milleti bu örgütlerle masaya oturamaz.
Milletin huzuru bu şekilde sağlanamaz.
Bu durum sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve milletini rencide eder. Ve hâlâ etmeye devam ediyor.
**
İSRAİL, DÜNYA İLE ALAY EDİYOR
Dünya liderlerinin demeçlerini bıyık altından gülerek okuyorum.
Hepsi kamuoyundan puan alma hesabı yapıyor.
Çok iyi hatırlıyorum, siz de bir düşünün:
İki yıldır devam eden İsrail-Filistin savaşını kim başlattı? İsrail mi? Hayır, Filistin başlattı.
Bir gece, kimden öğrendilerse ansızın saldırdılar. Beş-on İsrail askerini öldürdüler.
Sonrasında en az 50 bin Filistinlinin ölümüne neden oldular.
İki yıldır ölmeye de devam ediyorlar.
Aslında bu saldırıyı Filistinlilerin başlattığına inanmıyorum.
Filistin’i İsrail’e saldırmaya teşvik edenler, Amerika veya müttefiklerinden başkası değil.
Siyaset bir yerde adam kullanma sanatı değil mi?
O gündür bu gündür “Dünya beşten büyüktür” diyenler bile bu akan kanı durduramıyor.
Türkiye de bu modaya uyan ülkelerden biri.
Sayın Cumhurbaşkanımız ne dese de, durumun böyle olmadığını çok iyi biliyor.
İsrail nükleer güce sahip bir ülke.
Dünyanın, bırakın beşten büyük olmasını, İsrail’den bile büyük olmadığını görüyoruz.
İsrail’i kim durdurabilir? Elinde nükleer bomba olan bir ülke.
Zaten elinde nükleer silah olan ülkelerin çoğu,
“Cihat”tan ve kan akıtmaktan başka bir şey bilmeyen Müslümanların yok olmasını istiyor.
Şimdi sıra, annesinin kucağında doğan masum bebeklere geldi.
Yahudiler onların yaşam hakkını bile tanımıyor.
Gözlerini kırpmadan, her gün o aç bebekleri öldürüyorlar.
Sayın liderler hâlâ nutuk atıyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan da bunlardan biri.
Birkaç gün önce “Filistin’in sesi BM’de yankılanacak” dedi.
Yankılansa ne olacak? Savaş mı duracak? Bebekler ölmeyecek mi?
Geçiniz bunları… Her şey verilen beyanatlarda kalacak.
**
SAYIN ÖZEL, DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLAYI ÇIKARIN
CHP hiçbir dönemde böyle bir kıskaca girmedi.
Önüne gelene Don Kişot gibi saldıran Özgür Özel, 15 Eylül’de yetkisiz kalırsa veya görevden alınırsa, şaşırmasın.
Yargıyı karşısına alan, bağırmayı ve saldırmayı marifet sanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu saldırgan siyasetinin sonunda ne kazanacak, merak ediyorum.
Yargı, İstanbul İl Kongresi'ni iptal etti; il başkanını görevden aldı.
Bu dava, CHP'nin İstanbul seçimlerinde delegelere para dağıtılmasıyla ilgiliydi.
7’den 70’e herkes bunu biliyor. Önce kendi özeleştirinizi yapın!
Mahkeme, il başkanını ve delegeleri iptal etti.
Ben bu kararı, kurultay davasından çıkacak kararın bir işareti olarak görüyorum.
Yargıyı her konuşmasında eleştiren Özgür Özel’e bu karar bir ders olmalı.
Ama Sayın Özel ne diyor? “Bu karar bizim için yok hükmündedir. Tanımıyoruz.”
Peki, ne yapacaksınız Sayın Özel?
Bugüne kadar hangi yargı kararını yok saydınız da geri çevirebildiniz?
Hakkınızı ararken yasalara karşı gelmeyeceksiniz.
Adalet aradığınızı söylüyorsunuz ama adaleti siz çiğniyorsunuz.
Partinizin eski genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin’i,
soruşturma açmadan, savunmasını almadan partiden ihraç ettiniz. Sizin adaletiniz bu mu?
Gürsel Tekin’i ihraç ediyorsunuz ama Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermekten kaçınmıyorsunuz.
CHP’nin gözbebeği olan Mansur Yavaş’ı yemenin yollarını arıyorsunuz.
Bakın Sayın Başkan, etrafınızdaki çıkar takımı sizi suç işlemeye itiyor.
Altılı Masa’daki Kılıçdaroğlu ihanetini kendinize örnek alırsanız, CHP’yi bölersiniz.
Laf cambazlığı ile bu iş yürümez.
Yargıya hakaret ederek yol alamazsınız. Dilinizin altındaki baklayı çıkarın Sayın Özel.
CHP’yi ilkelerin partisi yapın.
Hak, hukuk, adalet diyorsanız; yargıya dil uzatmayın.
Bir an önce aklınızdaki “Cumhurbaşkanı adayı neden ben olmayayım?” düşüncesini açıkça söyleyin.
Ve görün bakalım CHP’de neler olacak.
**
FENERBAHÇE’DE MOURINHO BAYRAMI!
Türkiye’ye gelirken hep 25 yıl önceki, başarısını gördüler. Şampiyon yaptığı takımlar Avrupa’nın en zengin kulüpleriydi.
Morinho’nun istediği her futbolcuyu aldılar. Oluşan O takımları, bekçi Murtaza da Mourinho Türkiye’ye gelirken, herkes 25 yıl önceki başarılarını hatırladı.
Şampiyon yaptığı takımlar, Avrupa’nın en zengin kulüpleriydi.
İstediği her futbolcu alınmıştı. O takımları, bekçi Murtaza bile şampiyon yapardı.
Ancak son 10 yılda Mourinho’nun artık bir “hiç” olduğu ortaya çıktı.
Son 8-10 yılda çalıştırdığı hiçbir takımı şampiyon yapamadı.
Ve şimdi de son kurbanı Fenerbahçe oldu.
Fenerbahçe’den adeta bir servet alarak işe başladı.
Yıllık maaşı yaklaşık 15 milyon Euro.
Bugüne kadar takıma başarı anlamında hiçbir katkısı olmadı; polemiklerle gündemde kalmayı tercih etti.
Açıklamaları ve tavırlarıyla Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki gerilimi tırmandırdı.
Fenerbahçe sezonu, Galatasaray’la yaşanan derbi çekişmeleriyle geçirdi.
En acısı ise Mourinho’nun, Türk sporunu küçümseyen ve rencide eden ifadeler kullanması oldu.
Son 10 yılda çalıştırdığı hiçbir takımda başarı elde edemedi.
Çalıştırdığı her takımdan kovularak ayrıldı; tazminat zengini hâline geldi.
Ve bu zincire Fenerbahçe de eklendi.
Mourinho sevdası, Fenerbahçe için bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Görev yaptığı son 10 yılda, çalıştırdığı takımlardan toplamda 115 milyon Euro tazminat aldığı belirtiliyor.
Adını kullanarak para toplayan bir “pazarlama ürünü”ne dönüştü.
Ne yazık ki parası bol kulüpler, ondan hâlâ umut bekliyor.
Türk sporuna ve Fenerbahçe’ye geçmiş olsun diyorum.
Bu kâbus Fenerbahçe’ye 15 milyon Euro’ya mal oldu ama zararın neresinden dönülse kârdır.
Bu olaylar Fenerbahçe’ye ders olmalı. Kulüp daha profesyonelce yönetilmeli.
Ali Koç başkanlığındaki Fenerbahçe, son 8 yılda neredeyse her yıl 2-3 teknik direktör değiştirdi.
Bu, profesyonel bir yönetim anlayışının ürünü olamaz.
Ayrıca, 3 Haziran 2018’den itibaren Fenerbahçe tam bir yıl boyunca teknik direktör arayışıyla vakit kaybetti.
Bu da kulübün iyi yönetilmediğini açıkça gösteriyor.
Mourinho, Türk sporunda yaşanan büyük bir talihsizliktir.
Umarım bir yenisi yaşanmaz.