Geçtiğimiz hafta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu Aydın'ın en büyük sorununun su sorunu olduğunu dile getirdi.
Bunu ilk duyduğumda "oh be nihayet" diye haykırasım geldi birdenbire.
Çünkü yaklaşık sekiz yıldır Ses Gazetesi'ndeki köşemde, kuraklık kapıda, suyun bitmesi bir felaket olur, temalı yazılarımda su sorununa dikkat çekip bas bas bağırıyordum.
Teşekkürler Sayın Başkan.
Özlem Çerçioğlu ayrıca barajlardaki su oranlarına ve hangi ilçeye hangi yöntemle su temin edildiğine kadar açık açık anlattı.
Suyun önemine değinip özellikle biz köşe yazarlarından bu konuya dikkat çekmemizi ve kaleme almamızı rica etti.
Özlem Hanım'ın nihayet bu konunun ciddiyetinde olmasına en çok sevinenlerdenim.
Çünkü ben bu toprakların öz evladı ve sevdalısı olan bir gönüllüyüm.
Dün de yazdık, bugün de yazıyoruz, yarın da yazacağız Sayın Başkanım.
Gelelim konunun özüne;
Yaşadığımız bu Anadolu topraklarına Orta Asya'dan göç etmemizin sebebini bilmeyen yoktur.
Orta Asya'daki kuraklık.
Susuzluk tıpkı sağlık gibidir.
Değeri, kaybedilince anlaşılır.
Mesela biz, bir topan ekmeği yerde görsek, atana kızarız ve ardından öpüp eğilip bir kenara koyarız.
Aynı biz, eve geldiğimizde saatlerce duşun altından çıkmayız.
Bazen mutfakta elimizdeki iki çatalı durulayayım derken kafamızı yamultup omzumuzla kulağımızın arasına sıkıştırdığımız telefonla dakikalarca konuşuruz. Boşa akıp giden suyun melodisine kapılıp israf ettiğimizin farkına bile varamayız.
Boşa akıp gidenin hayat olduğu aklımıza bile gelmez.
Ekmek bizim değerimiz de su değil mi?
Su,
İnsan hayatının var oluş iksiri olduğu gibi, bütün canlıların da öz kaynağıdır.
Su,
En önemli yaşam mucizedir.
Su,
Fiziksel ve ruhsal temizlenmenin olmazsa olmazıdır.
Yıllardır suyun önemi ve Büyük Menderes Nehri ile ilgili makaleler yazdık, çözüm önerilerimizle birlikte yetkililere sunduk.
Hatta bu iş için görevli olan mühendis arkadaşlara da bilgimiz ve araştırma sonuçlarımız dahilinde yazılı belgeler sunduk.
Ama sonuç ; fiyasko...
Ne Menderes nehrinin ıslahı ne temizliği ne de jeotermal ve fabrika atıklarını durdurabildik.
Menderes yine aynı Menderes…
Biz yazarken, çizerken doğa yine öcünü almaya başladı biz insanoğlundan.
Bu sefer de kuraklık geldi kapıya dayandı.
Kuraklık, birdenbire oluşan bir felaket değildir. Yıllardır süregelen doğadaki tahribin, bilinçsizliğin ve doğal dengelerin bozulmasının bir sonucudur.
Kuraklık şakaya gelmez, bilimsel bir dille irdelemek gerek!
Kuraklık;
Herhangi bir bölgedeki nem miktarının azlığına bağlı oluşan su kıtlığıdır. Genellikle uzun zaman dilimlerinde gerçekleşir ve uzun bir dönemi kapsar.
Yağışların azalması sonucu arazi ve su kaynaklarının olumsuz etkilenmesi ile sonuçlanan bir doğa olayıdır.
Yağış azlığı, sıcaklık artışı ve nem dengesindeki değişimidir aynı zamanda.
Uzun zamanda ortaya çıkan bu felaketin etkileri, başlangıçta önemli gibi görünmezken ilerleyen dönemlerde maalesef tüm canlıların hayatını tehdit eder hale gelecektir.
*
Ayrıca bölgemizin bir değeri olan doğal kaynak suyu, insanoğlunun içebileceği en değerli sudur.
Yaşamaktan ve bir evladı olmaktan onur duyduğum Aydın, Nazilli ve çevresi, kaynak suları bakımından oldukça zengindir.
Yıllar önce BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan “Tatlı ve temiz su için şiddetli bir yarışın oluşu gelecekte çatışmaların ve savaşların kaynağı su olabilir.” demişti.
Bütün dünya değerli içme sularının peşindeyken bölgemizin öz değerlerine sahip çıkalım.
Uzun yaşamanın etkenlerinden birinin de bölgemizin değerli kaynak suları olduğunu unutmayalım.
Ne demişler,
‘Suya düştüğünüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğulursunuz.’
Kuraklık böyle devam ederse bırakın içecek suyu, ellerimizi yıkayacak suyu bile bulamayabiliriz.
Bu hem felaketimiz olur hem de sonumuz.
*
Sonuç olarak;
Sayın Başkan Özlem Çerçioğlu
Sizin önderliğinizde birkaç bilim insanının, bizlerin ve bu topraklara ve doğaya sevdalı bilinçli fikir sahibi üyelerden oluşacak bir SU PLATFORMU kurmanızı talep ediyorum.
Başlıca amaçları su israfına dur demek, su kaynaklarının korunmak ve güçlendirmek, çeşitli yöntemlerle kuraklıkla mücadele etmek olacak olan bu platform çok önemli bir başlangıç olacaktır.
Alınan kararlar irdelenip toplum ivedilikle bilinçlendirilmelidir .
Aydın'da yaşayan her bir ferde, suyun ekmek kadar değerli olduğu bilinci ilmek ilmek işlenmelidir.
Bu konu ciddi bir konudur, siyaset üstüdür, eylem planları gerekmektedir.
Aydın halkı bu farkındalığa önem vermelidir.
Acilen su israfının önüne geçilmelidir.
Her fikre, her düşünceye ve her bir hamleye ihtiyaç vardır.
*
Siz rica ettiniz ben görevimi yapıp yazdım.
Haydi Özlem Başkan, şimdi de top sizde.
Sağlıcakla…