Özgür Özel lider olsaydı!

Abone Ol

Aslında, Ses Gazetesindeki köşe yazılarıma 15 Eylül’e kadar yaz tatili nedeniyle ara vermiştim. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun istifası ve ülkemizdeki gelişmeler beni gazeteye 4 hafta önce dönmemi gerektirdi.

Sayın Çerçioğlu’nun bu önemli istifası ile ilgili beni arayan birçok dostumun, sen ne diyorsun hocam? sorusuna muhatap oldum.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifası adeta SİYASİ KULİSLERDE ve toplumda deprem etkisi yarattı. Arkasından aynı gün AK Parti’ye geçmesi de işin BAL KAYMAĞI oldu.

Bu istifaya herkesin bakış açısı ve değerlendirmesi farklı. Herkes olaya, alıştığı pencereden bakıyor. Demokrasinin gereği buna saygı duymak gerekiyor. Biz vurun abalıya anlayışını her zaman sergileriz.

Öncelikle, CHP’nin LİDER FAKİRİ bir parti haline geldiğini söylemek isterim.

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra Özgür Özel’in Genel Başkan olması, CHP için tam bir talihsizlik oldu. Her zaman olduğu gibi CHP’yi için için kaynayan parti haline getirdi.

“CHP İNCİR GİBİ İÇİNDEN KURTLANIR” sözü çok doğru.

Bol çene ve egoist Özgür Özel, sanki partiyi boşaltmaya gelmiş gibi işe başladı.

Bana göre mikrofon sever Özgür Özel, lider vasıfları taşıyan bir siyasetçi değil. Her şeye atlayan bir yapısı var.

Öyle olmasaydı bugün Çerçioğlu, CHP’den ayrılmazdı. Bunu ileri günlerde daha açık ve net göreceğiz.

Dosya meselesi hikâyedir. Zaman, her şeyin ilacıdır. Bekleyelim görelim. 40 yıldır partide altın kıymetinde bir kişi nasıl olur 1 yılda, tu-kaka durumuna gelir.

Parti lideri, partinin babasıdır. İktidarda aradığı hak hukuk ve adaleti, önce partisinde kendisi uygulamalı. Liderlik, kaprisli kişilerin işi değil.

Çerçioğlu’nun parti içinde, Kılıçdaroğlu yanlısı olduğunu bilmeyen yok.

Bu nedenle hazımsız Özgür Özel, Çerçioğlu’nu kazanacağı yerde karşısına aldı. Davranışları ile onu partisinden kopardı.

Demokratik olmayan bu davranışları ile güç zehirlenmesi yaşayan Özgür Özel ANKARA’DAKİ, CHP’li belediye başkanları toplantısında 1 dönem milletvekilliği yapmış,

3 dönemdir Aydın Büyükşehir belediye başkanlığı yapan Çerçioğlu’nun, Özgür Özel’den daha çok CHP’ye hizmetleri vardır.

Kendisine uzattığı eli görmezden gelen Özgür Özel.. Özlem Çerçioğlu’nun yüzüne bakmadan geçmesi bir gaflettir. Partisine ihanettir.

Özgür Özel, bu davranışı ile Çerçioğlu’nu partide yok hükmüne getirdi. Bu hatayı çocuklar yapmaz. Şimdi, siz sayın okurlarım kendinizi, Çerçioğlu’nun yerine koyun. Bu durumda siz ne yapardınız,

Bağırmayı çağırmayı liderlik sanan, mikrofon sever Özgür Özel, bu yaptığının siyaset olmadığını anladığında iş işten geçmiş oldu.

Hepimiz Özgür Özel’in son yerel seçimlerde Sayın Çerçioğlu’nu aday yapmak istemediğini biliyoruz. Genel Başkan, Aydın’a milletvekili Bülent Tezcan’ı büyükşehir belediye başkan aday yapacaktı. Tezcan’ın son anda kalp krizi geçirmesi sonucu, Çerçioğlu’nu aday yapmak zorunda kaldılar. Bu istifanın nedenleri çok yazılıp çizilecek.

Özel, bağırıp çağırarak aradığı HAK, HUKUK, ADALETİ önce partisinde kendisi uygulamalı.

Bazen insanlar, onurları oynandığı zaman böyle beklenmedik tepkileri verirler. Sayın Özel daha bunu anlayacak yaşta bile değil. Vurun abalıya tutumu bir lidere yakışmaz.

Sayın Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçiş töreninde, “Artık Cumhurbaşkanı’mızın himayesindeyim. Aydına hizmetten başka bir şey düşünmüyorum” sözü bir Aydınlı olarak hoşuma gitti. Gerisi teferruattır. Neden?

Sayın Cumhurbaşkanı her Aydın’a gelişinde, halka; “DEMOKRASİ ŞEHİDİMİZ ADNAN MENDERES’İN MEMLEKETİNİ AK PARTİ’YE TESLİM EDİN. AYDIN’A HİZMET YAĞDIRALIM” derdi. Şimdi hepimiz o hizmetleri bekleyelim.

**

ORMAN YANGINLARI!

2025 yılı Türkiye orman yangınları açısından en acılı, talihsiz yıl olarak geçti.

İklim değişikliğinden dolayı, aşırı sıcaklardan kaynaklanan orman yangınlarında, bugüne kadar sadece İzmir’de 26 bin dönüm ormanlık alanlarımız kül oldu. Bu bir felakettir.

25 Haziran 2025'te İzmir'in Aliağa ilçesinde başlayan ve devam eden orman yangınları sonucunda, bugüne kadar 17 kişi şehit oldu.

50 binden fazla kişi yerleşim bölgelerinden tahliye edildi. 377 bina hasar gördü. En az 100 büyükbaş hayvanımız telef oldu.

Temmuz 2025 tarihleri arasında meydana gelen 624 orman yangını ile ilgili Jandarmamız tarafından; 23 şüpheli şahıs gözaltına alındı.

Bunların 4'ü tutuklandı; 19'u hakkında adli kontrol kararı verildi.

Resmi makamlar, 27 Haziran'da başlayan, 67 orman yangınının bir haftada 9 kat artarak 624'e yükselmesi manidardır. Bu içimizdeki hainlerin varlığını gösterir.

Çıkan yangınlarından en çok etkilenen il maalesef İzmir oldu.

25 Haziran'dan beri 53 farklı şehirde orman yangını çıkması bu yılki orman yangınlarının yoğunluğunu gösteriyor.

Ülkemizin ciğerleri dediğimiz ormanlarımızı milletçe korumalıyız. Emniyet ve Güvenlik güçlerimizin takipleri sonunda Yakalanan 23 şüpheliden 4’ünün tutuklanması düşündürücüdür.

Bu milletin ciğerlerini yakanı yaşatmayacaksın. Ülkesini yakmaktan çekinmeyen, bu vatan hainlerinin idamı konuşulmalı. Bundan büyük suç mu olur?

**

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE” SULANMAYAMI BAŞLADI!

Siyasette, Türkiye’nin başı ne zaman sıkışsa siyasiler bir çıkış yolu buluyor, üretiyor.

Günün hükümeti, 12-13 yıl önce yine Kürt oylarına göz koymuş, bir BARIŞ SÜRECİ başlatmıştı. Sonuç tünellerin kazılması, teröristlerin ihaneti ile sonuçlanmıştı.

Sayın Süleyman Soylu, 2016 yılından 2023 yılına kadar ülkemizde 7 yıl İçişleri Bakanlığı yaptı. Sayın Soylu’nun; “TERÖR ÖRGÜTÜNDEN MERHAMET BEKLEMEK AHMAKLIKTIR” sözü çok önemlidir.

Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ne demişti?

Silah satan barış ister mi? ilaç satan sağlık ister mi?

Din satan ilim ister mi? Hırsız olan hukuk ister mi? Demişti.

Ne kadarda doğru sözler. Terör huzur ister mi?

Son günlerde Türk, Kürt sorunu tartışılmaya başladı. Ben Türkiye’de Kürt sorunu olmadığını düşünüyorum.

Zaman zaman siyasi malzeme için Kürt sorunu diye ortaya atılan savsatalar var.

Kürt ve Türk askerliklerini aynı zamanda yapıyor. Asgari ücretleri aynı, okul süreleri aynı. Herkes göreve seçilerek gelebiliyor. Seçme ve seçilme hakları aynı.

Pazarda fiyatlar aynı. Okudukları okul süreleri aynı. Devletin kapıları hem Türk’e hem de Kürt’e sonuna kadar açık. Devlete ödedikleri vergiler aynı, Kürt ve Türkler aynı milleti oluşturuyor, hepsi devletimizin vatandaşı.

Peki yaratılan, olduğu iddia edilen Kürt – Türk sorunu nerede? O zaman, kimseden TIK ÇIKMIYOR

Artık yeter. Türkiye’nin 40 yılını çalan bu tartışmalar bitmeli. Türkiye bu tartışmaları aşmalı.

Herkes devlet uygulamalarına destek vermeli. TERÖRSÜZ TÜRKİYE sloganının bir aldatmaca olmadığı görülmeli.

Terör suçtur. Teröristi etkisiz hale getirmek devletin görevidir. Teröristle pazarlık olmaz. Teröristten himaye, iyi niyet beklenmez.

Partiler, TERÖRSÜZ TÜRKİYE SLOGANI ile birbirinin arkasına geçip puan alma peşinde. Millet, kavga değil huzur istiyor. ARTIK YETER.

Amerika, bizle asla dost olamaz. Sadece, dost görünür. BUGÜNE KADAR YAPTIĞI BU.

Silah pazarlıkla bırakılmaz. Siyasi partiler millete karşı dürüst olmalı. Yaşanılan oyunlar tekrar sahneye konmamalı…

**

SİMİT PARASINA DİPLOMA!

Türkiye günlerdir çalıntı E-imzalarla verilen SAHTE DİPLOMA skandalını konuşuyor.

İster istemez, İZAHI OLMAYAN ŞEYİN MİZAHI OLUYOR ama burada asıl sorun BİZE NELER OLUYOR demek istiyorum.

Resmen dünyaya rezil oluyoruz. Depremde hayatını kaybeden,

Avukat, Doktor, Mühendis gibi kişilerin kimlik bilgileri alınıp, kopyalanıp e-imzalarla diploma olarak satılmış.

Bu işin rakamsal boyutunun 500’lerin üzerinde olduğu iddia ediliyor. Devlet kadroları bunlarla dolmuş.

2006 - 2010 yılları arasındaki atanan akademisyenler için dikkat deniliyor. Binlerce çalışan insanımızın ehliyet kontrolü gibi diplomaları incelenecek.

Devlet yetkilileri şaşkın. Ne yapacağını bilmez durumda.

Sahte diplomalı sağlıkçı, doktor, avukat vs dolu. Bu nasıl iş Allah aşkına. İşi bilenlerle işe gidenler karıştı.

Uzmanlar böyle bir olayın dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmadığını söylüyor.

Uyuşturucu, mafya, çek senet gibi, şimdide diploma çetesi ortaya çıktı.

Zor günler geçiriyoruz. Devletimizin emniyet ve güvenlik güçlerine büyük görev düşüyor. Acımadan kimsenin gözünün yaşına bakmadan, milletimizin huzuru için DEVLET MİLLET el ele vermeliyiz. Ne yazık ki, siyaset hiçbir konuda ortak hareket edemez hale geldi.

Büyüyen tehlike geleceğimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi tehdit ediyor. Bu sorunlar ülkemizin en önemli BEKA MESELESİ oldu.