Elinin hüneri yüreğinin delhizlerinde kavrulunca da gösteriverdi kendisini. Upuzun merdivenin ilk basamağında başlayan hikaye, dünyanın öbür uçlarında dalgalandırdı şanlı bayrağı onca alkış arasında. Gözyaşları bu sefer başarıya aktı; ağladı Kuşadası ve Tülay Onbul merdivenin en son basamağında durup selamladı dünyayı.
Bu, Kuşadası’ndan dünyaya açılan bir başarı hikayesi. Pasta Sanatı’nın ustası ve Kuşadası’nın Milli gururu Tülay Önbul ile yeteneği, çalışmaları, Milli Takım hikayesi ve hayatı hakkında eğlenceli ve başarı dolu bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yetenek, aralık duran kapıdan sızar bir gece yarısı. Yüreğine, eline ve emeğine yakışır kalır. Yapbozun o en son kalan eksik parçası da tamamlanır sızıp gelen hediyeyle. Sonrası dökülür elden etekten. İlmek ilmek işlenir yürekteki uhdeler gün yüzüne. Adı ‘Hayatın Tatlı Tadı’ olur.
O zamanlar, Güzel Sanatlar Bölümü’nde okumayı çok isteyen Tülay Önbul, ailesinin isteğini kıramayarak Bilgisayar Programcılığı okur ve bölümden mezun olur. Uzun bir süre bilgisayar programcılığı işinde eğitmenlik yapar. Aklı sanatta, işten arta kalan zamanlarda resim yapar Önbul, sanattan kopmamak adına. Küçücük bir uhdede kalır yüreğindeki mesleği sonra büyür kendisiyle birlikte. Evlenir ve bir kız çocuğu getirir dünyaya ve kader o kız çocuğunun şansıyla açar kapıları teker teker. Mesleğe, 12 yıl önce, kızına yapmış olduğu yaş günü pastası ile dahil olan Önbul’un, kızının mutluluğu, elinin hünerini gün yüzüne çıkartır. Yapılan o ilk pasta, ileride gelecek başarının da atılan ilk tohumudur aslında. Sanat ve gastronominin kesişen yolu, Önbul'un yeteneğinin dile gelişine önderlik etmiştir, kızına yaptığı o yaşgünü pastasıyla. Emeğinin tadı kadar adı da yayılır kısa zamanda kente. Kulaktan kulağa seyahat eder Önbul'un pastasıyla keşfedilen yeteneği. Bir, iki, üç kişi derken pastacılık elbisesini giyinir ve döker eteğindeki taşları teker teker çalışmalarına.
Sadece Pasta Sanatı İşinde Değil, Hayatın İçerisinde Bir çok Alanda Aktif Bir İsim Tülay Önbul
Kendi işinin dışında da çok aktif bir hayata sahip olan Önbul, çeşitli çok sivil toplum örgütlerinde görevler alarak, proje ve etkinliklerinde en ön saflarda çalışıyor. Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) kurul üyeliği ve aynı zamanda TAFED Milli Takımı Şefi. Yine federasyona bağlı Kuşadası Profesyonel Aşçılar Derneği (KUPAD) yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapmaktadır. Ticari alanda ise Kuşadası Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Gıda Komitesi Başkan Yardımcılığı ve Kadın Girişimciler Yönetim Kurulu üyesi olarak görev almaktadır. Sektör dışında da Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) üyeliği gibi bir çok alanda çalışmalarını sürdürmektedir.
Merak edilen bir konu, ‘Pasta Sanatçılığı’ Biraz açalım istiyorum bu konuyu
Kendisini, kısaca, pasta şefliğinin yanı sıra modelleme sanatçısı olarak tanımlıyor. Önbul’a göre pasta sanatçılığı şeker hamuru, isomalt, yenilebilir kağıtlar, çikolata ve gıda boyaları gibi bir çok yenilebilir malzemenin bir araya gelmesiyle oluşan bir teknik olarak karşımıza çıkıyor. Hiçbir kalıp kullanmaksızın, tamamen el becerisine dayanan ve özel teknikler kullanılarak yapılan pasta modelleme sanatını anlatıyor. Pasta modelleme sanatının, dünyada, Sugar Art yada Cake Art olarak adlandırıldığını anlatan Önbul,’Yeri geldiğinde tıpkı bir heykeltıraşın çamur ve kil kullanarak eserler yaptığı gibi biz de yenilebilir gıda malzemeleri kullanarak 3 boyutlu heykeller yapıyoruz. Bir ressamın yağlı boyalar ile yaptığı tablolar gibi bizde gıda boyaları ile pastayı tabloya dönüştürüyoruz. Tabi ki lezzeti de önemli. Aslında biz pasta sanatçıları, sadece göze değil damaklara da hitap eden yenilebilir sanat yapıyoruz. Hem pasta şefi, hem heykeltıraş, hem de ressamız’diyerek, aslında pasta sanatının ne denli zor bir meslek olduğunu ortaya koyuyor.
Çocukken, çamurdan yapılırdı hayaller. Dirseğe kadar sıvanan kollarda başlayan yolculuk, tırnaklarda biriken çamurda saklı kalırdı çoğu zaman. Büyüdük. Hayatın adı gibi tadı da değişti şimdi. Gün gerçeğe erdi ve gerçek çocuklukla örülü ağlarda harmanlandı. Biz büyüdük ama çamurlu ellerimiz her zaman aynı kaldı
‘Şeker hamuruna her şekil verişimde, çamurdan şekiller yaptığım çocukluk yıllarıma gidiyordum’ diyor Tülay Önbul, geçmiş ile o ayrılmaz bağını anlatırken. İçindeki sanat aşkı çocukluk yıllarına dayanmaktadır aslında. O zamanlar çamura şekil veren sanatçı bugün şeker hamurunda bulur mutluluğu ve huzuru. Şeker hamurunun, Türkiye’de henüz yaygın olmadığı zamanlarda, internet üzerinden yaptığı araştırmalar ve deneme yanılma yönteminin ışığında şeker hamurunun yapımına ulaşır. Çocukluk hayalleri hobiye, hobileri de aşka dönüşür kısa zamanda. Sanata karşı duyduğu sevgi ve ilgisi muazzam lezzetler ile buluşarak, insanların en mutlu anlarına değer ve anlam katmaya başlayınca, tarif edilemez mutlulukların da uğrak yeri olur Tülay Önbul. Ok yaydan çıkmıştır artık. Kendisini ve yeteneğini geliştirmek adına eğitimler alır. Usta ve Usta Öğretici olur. Kolay değildir zamana ayak uydurmak. Dünyada her alanda olduğu gibi pasta sanatı da gelişimden ve değişimden nasibi alırken, Önbul bu gelişime ayak uydurabilecek düzeyde silahlarını kuşanır. Gecesiyle gündüzünü iç içe yaşar bir süre. Hayatından feragat ederek sadece çalışır. Eşinin ve kızının sonsuz desteği önderliğinde, elinin çamuru, hayatına yön verecek kapıları bir bir açmaya artık başlamıştır.
Zaman birer birer örer ağlarını. Birikimler ve buna paralel olarak artan talepleri tek çatı altında toplama zamanıdır şimdi. ‘Tülay’la Butik, Pasta, Çikolata Tasarım Atölyesi’ hayata merhaba der. Hayatın en lezzetli kısmı da zaten bundan sonra başlar
Kuşadası’nın, ‘Butik Atölye’ anlamındaki tek adresidir Tülay Önbul’un Tasarım Atölyesi. Müşteri odaklı çalışan Önbul, butik bir iş yapıyor olmasından dolayı, sipariş teslim tarihinden 3 gün önce randevuları kabul ederek, hazırlık aşamalarından sonra üretime başlar. Pastalarının üzerinde adeta sanatını konuşturur. Talepler doğrultusunda, müşterilerine özel damak tatlarını pastalarına yansıtırken, müşterinin kendisini yansıtan hikayeleri ile karakter ve objeleri tasarlayıp uygulamaktadır. Yani müşteri bazen bir film kahramanı oluyor, bazen de sevdiklerinin bir büstü ya da anlatmak istedikleri özel bir hikayesini pastasında görmek istiyor. Müşterilerinin özel anlarına bir başka anlam katarak, mutluluklarına ortak olmaktan çok büyük bir keyif alıyor Önbul. Bunlar dışında, doğal malzeme ve yöntemlerle yapılan macaron, cheesecake gibi bir çok pastane ürünlerinin yanında tamamen el yapımı doğal çikolatalar da yapıyor. Kendine kalan zamanlarımda ise soyut ve fantastik model çalışmaları yapmayı çok seviyor.
Taşlar yerine oturmuştur artık. Bundan sonrası ‘el vermektir’ başkalarına. Bundan sonrası ön ayak olmaktır. O, gerçekleşen hayallerinin sırasını savmıştır ve başkalarının hayallerine omuz verip, mücadeleye dahil olma zamanlarını yaşayacaktır bundan sonra
Kuşadası’nı pasta ve çikolata sanatının en muhteşem tatları ile buluşturmayı başaran Tülay Önbul, kısa zaman içerisinde de bu işi kendisine gelen talepler doğrultusunda başka insanlara da öğretmeye başlar. Atölyesi, sanatsal modelleme çalışmalarına ve müşterilerine özel üretim yaptığı alanlarda, hijyen ve konsantrasyon açısından sadece kendisine özeldir ancak bunun dışında kapısı herkese açıktır. Bu işe meraklı ve gönül vermiş, mesleğe yeni başlamak isteyen ya da geliştirmek isteyen öğrencilere eğitim de vermektedir Önbul. Atölyesine gelme imkanı bulamayan meraklı ve istekli insanlar için de ayrıca dijital ortamda eğitim verme çalışmalarına başlamıştır. Çok yakında bir çok dijital mecrada online workshop ve eğitimlerinin başlayacağının sinyallerini veren Önbul, Atölyesi dışında davet edildiği bir çok etkinlikte workshoplar düzenleyerek, yarışmalarda jüri üyeliği yapmaktadır. Hedefleri büyüktür ancak asla imkansız değildir artık O’nun için. Önbul bu aralar, çalışmalarının yanı sıra Gastronomi Akademisi kurmak için altyapı hazırlıklarını sürdürmektedir.
Göğsünde şanlı bayrağımızla, İstiklal Marşı’mızı okuturken gördüm O’nu. Alabildiğine gurur ve hala elleri çamurlu çocukluğuyla sarmaş dolaş. İtina ile işledi hikayesini dünyaya. Azmin zaferi dendi adına. Umudun yepyeni adı al bayraklı madalyalarda sundu şükran duygusunu, O’na ve Kuşadası’na
2018 yılında, Kuşadası’nda düzenlenen, Uluslararası Ege Otel Ekipmanları Fuarı ( HORECA FUARI ) için Kuşadası Profesyonel Aşçılar Derneği tarafından workshop yapması konusunda kendisine gelen talep sonucunda, bir Kuşadalı olara,k fuara ev sahipliğinde ben de yerimi almalıyım düşüncesi içerisinde kabul eder teklifi Tülay Önbul. Yapmış olduğu workshop çalışması ve fuar için hazırladığı CARACOLLİLA adlı eseri yoğun ilgi görür. Uluslararası bir çok duayen şeflerin de bulunduğu fuarda, adı dünyaları aşmış şefleri, milli takımda olması gerektiğini dile getirirler. Belli aşamalar ve süreçlerden sonra Önbul’da, ay yıldızlı üniformasını giyerek, şanlı bayrağımızın gururunu taşıma şansına erişir. Milli Takım olarak, uluslararası gastronomi ve mutfak sanatları yarışmalarında Türkiye’yi temsilen katılıyor olmanın dışında, yurt genelinde de bir çok ilde düzenlenen gastronomi fuar ve etkinliklerinde workshoplar yapar. Yenilebilir sanat sergilerinde eserleri boy gösterir. Çalışmaları medyada bir çok kez yer alarak geniş kitlelere ulaşır. Önbul, sanatında daha çok kitleye ulaşmaya çalışarak, “Yenilebilir Sanat” ı tanıtmaya devam etmektedir.
İKA Mutfak Olimpiyatları’nda da Milli Takım’da mücadele Eder
Almanya’da dört yılda bir düzenlenen, gastronomi dünyasının en prestijli organizasyonu olan ve dünyanın dört bir yanından yoğun bir katılımın olduğu IKA Mutfak Olimpiyatları‘na, 2020 Şubat ayında, Türkiye’yi temsilen TAFED Milli Takımı olarak katılırlar. Önbul, Türkiye adına olimpiyat altın madalyası alır ve bu başarı tarif edilemez bir mutluluğu da beraberinde getirir. O an ki duygularını kendisinden dinlediğimiz Tülay Önbul, hala o an’da yaşayarak tarif eder duygularını ve ‘Bu olimpiyata katılmak benim için bir ilkti. Daha doğrusu yurt içi de dahil olmak üzere hiçbir yarışmaya daha önce katılmamıştım. Katıldığım ilk yarışmada, sektörün zirvesi olan böylesine büyük bir organizasyonda olimpiyat altın madalyası ile dönmenin duygusunu tarif etmem imkansız. Belki de bu sebepten ötürü, Yarışmada ödül alan eserime ‘Mucize’ adını verdim. Teknik ve görsel açıdan başarılı olması gerektiği eserin bir konusu ve anlamı da olmalıydı. Birçok ülkenin en değerli sanatçıları arasından altın madalya alarak dönmek ve ülkemizi gururla temsil etmek tarif edilemez bir duygu. Bu arada özellikle benden desteklerini esirgemeyen sonuna kadar yanımda olan başta ailem ve tüm şeflerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum’ diye konuştu. 2024 yılı IKA Mutfak Olimpiyatları’na, bu yıl bir kez daha katılım gösteren Önbul, yarışmada yeniden başarı elde ederek gümüş madalyayı boynuna asarak bir kez daha gururumuz oldu. Dört yılda bir düzenlenen ‘Dünya Kupası’nda da boy gösteren Önbul bu sefer Lüksenburg’da sanatının inceliklerini konuşturarak yine Türkiye’nin adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başarır.
Pastacılığa ve Pastacılık Sanatı’na sizin gibi gönül verenlere ne söylemek istersiniz? Bir mesaj bırakalım mı?
Bu işe gönül vererek, belli hedefleri olan meslektaş adaylarım ve meslektaşlarıma, hangi alanda olursa olsun idealleri peşinde koşan, özellikle tüm bayanlara şunu söylemek istiyorum, ‘Hayallerinizin peşini bırakmayın.’ İşini aşk ile yapıyorsan o insanın zirvesinin sınırı olmaz ve bir insanın hayali varsa aşamayacağı engel de olamaz. Bana zaman ayırdığınız ve düşüncelerime geniş bir kitleye ifade etme imkanı verdiğiniz için öncelikle Aydın Ses Gazetesi ekibine teşekkür ediyorum. Bu işe meraklı veya yapmak isteyen kişilere azda olsa ilham verebildiysem ve bir katkım olduysa ne mutlu bana. Merak edenler, bana, sosyal medya hesaplarım üzerinden ulaşabilirler. Daha nice başarı öykülerinde buluşmak üzere.