Türkiye'de, yaz ve kış turizmi denildiği zaman akla ilk gelen tatil beldelerinden bir tanesi olan Kuşadası deniz,kum, güneş ve muhteşem doğasının yanı sıra kentin ev sahipliği yaptığı camileri ile de özellikle yabancı uyruklu ziyaretçiler için vazgeçilmez adreslerden biri olmaya devam ediyor. Yaz ve kış sezonlarında tatil için Kuşadası'nı tercih eden ziyaretçilerin, kent camilerine gösterdikleri ilginin her geçen gün arttığı gözlemlenirken bu durum kentin çok yönlü bir turizm destinasyonuna sahip olduğunu da gözler önüne seriyor.
TARİHE VE MANEVİYATA YOLCULUK
Doğal güzellikleri, denizi, Mavi bayraklı plajları, tarihi mekanları ve renkli gece hayatı ile özellikle yaz sezonunun vazgeçilmez adresi olan Kuşadası kültürel ve manevi duraklarıyla da öne çıkmayı başarıyor. Yabancı uyruklu ziyaretçilerine semt camileri ile farklı bir atmosferden de uzanmayı başaran Kuşadası, camilerinin büyük incelikle dokunan mimarisi, hat sanatının usta dokunuşları, insanı kendine hayran bırakan cami içi manevi atmosferi ile turistlerin büyük ilgisini çekmeyi başarıyor. Özellikle, Osmanlı ve Selçuk dönemlerinden kalma camilerin ziyaretçiler üzerinde yarattığı etki avluya atılan ilk adımla başlarken, ömür boyu hafızlardan silinmeyecek manevi duyguları da beraberinde getiriyor.
KÜLTÜRLERARASI ETKİLEŞİM CAMİLERDE ARTIYOR
Camiler, Kuşadası'nda hem dini yaşamı hem de kültürel mirası yaşatmak adına çok büyük değere sahip yapılar olarak çıkıyor karşımıza. Misafirlerine, cami gezileri sırasında destek olan Kuşadası İlçe Müftülüğü görevli ekipleri, İslam kültürü ve inancı hakkında bilgi paylaşımında bulunurken, cami avlusu ve içlerine hazırlayarak astıkları barkodlu tanıtım afişleri ile de yine ziyaretçilerinin merak ettikleri soruların cevaplarını kendi dillerinde öğrenebilme imkanı sunuyor. Tanıtım afişlerinin yanı sıra cami girişlerine kurulan stantlarda, farkı ülke dillerine çevrilerek tanıtımı yapılan Kur'an-ı Kerim kitapçıkları da yine tanıtım ayağında büyük rol oynuyor. Her yıl çok sayıda yabancı uyruklu vatandaşı İslam Dini ve Müslümanlıkla tanıştırarak buluşturan Kuşadası İlçe Müftülüğü, kentin ve dinimizin tanıtım ayağının en önemli değerlerinden birini oluştururken yine her yıl İslam dinini tanıdıktan sonra Müslüman olan yabancı uyruklu vatandaşlara da kapılarını açıyor.
KUŞADASI'NIN MANEVİ VE TARİHİ ATMOSFERİYLE BÜYÜLEYEN CAMİLERİ
Kuşadası'nda, Ata'larımızdan bizlere miras kalan semt camileri bugün kültürlerarası etkileşimde çok büyük değerleri beraberinde getiriyor. Kentte, Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından 17. yüzyılda Kervansaray ile birlikte yaptırıldığı düşünülen Kaleiçi Camii (Öküz Mehmet Paşa Camii), Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biri olarak gösterilirken özellikle süslü kapı kanatları ve kurşun kaplı kubbesiyle dikkat çekiyor. 1658 yılında Hatice Hatun tarafından yaptırılan Hanım Camii, 1922'de yıkıldıktan sonra 1951-1957 yılları arasında Kuşadası halkı tarafından yeniden inşa edilirken, basit ama etkileyici mimarisi ve orjinal minaresi ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. 18. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Türkmen Camii, Kuşadası merkezde yer alan tarihi camilerden biri olarak misafirlerini karşılıyor. Cami, inşa kitabesi bulunmamakla birlikte dönemin mimari özelliklerini yansıtıyor. 17. yüzyıl Osmanlı mimarisinin farklı bir tarzını sergileyen Hacı İbrahim Camii ise dikdörtgen planlı ahşap tavanlı bir yapıya sahip olup kente farklı bir atmosferden bakma şansı tanıyor. Kentin ev sahipliği yaptığı diğer camileri Mimar Osman Aran Cami, Mehmet Fuat Akkuş Camii, Sanayi Cami, Cumhuriyet Mahallesi Belediye Cami, Hacı Ferit Demirel Cami, Davutlar Mh. İslamşanlı Cami, Güzelçamlı Mh. Merkez Cami, İkioluklu Atik Cami oluşturmaktadır.