Kuşadası Sanayi Sitesi'nin ezber bozan kadınlarından biri Şengül Çakır. Erkek egemen sistem içerisinde kadının gücü ve başarısını kanıtlarcasına çıktığı yolda 'Sanayide kadın çalışamaz, elinin hamuruyla erkek işine karışma' olgusunu adeta yıkıp geçmiş 32 yıllık hikayesinde. Kuşadası Sanayi Sitesi'nin 'Şengül ablası' ile hayatı, sanayi sitesinde kadın olmanın artı ve eksileri ile kadının toplumdaki gücünü konuştuk.
''KUŞADASI SANAYİ SİTESİ BENİM AİLEM''
''Kuşadası Sanayi Sitesi kurulduğu zaman şubemizi açtık. 1993 yılında taksimetre işi yaparak bu işe başladım ve halen de Kuşadası Sanayi Sitesi Mutlu Akü şubemizden Kuşadası, Söke ve Didim'e taksimetre, akü ve oto elektrik hizmeti vermeye devam ediyorum. Yeğenlerim ile başladık bu işe. Ancak yeğenlerim işten ayrılınca iş başa düştü. Eşim ile kolları sıvadık. Bir ayağımız Kuşadası diğeri ise Söke'de idi. İlk çocuğumun doğacağını öğrendiğim zaman eşim de Söke'de ki şubemizi kapatarak Kuşadası'na geldi. Ancak, 12 yıl önce eşimi kaybettim ve eşimin vefatından sonra dükkanı kapatmayarak çalışmaya devam ettim. 4 tane kızım var ve kızlarım da bana iş hayatımda her zaman fazlasıyla destek oldular. Kızlarımın okuması ve diplomalarını ellerine alarak hayata daha güçlü başlamaları için her birine üniversite okuttum. Bugün, kendi işlerinde çalışıyorlar ancak zaman buldukça sanayiye gelerek bana destek olmaya devam ediyorlar. Sanayiyi seviyorum. Yaşım 65 olmasına rağmen başka düzen bilmediğim için alıştım sanayi sitesine. Burası bana en güvenli yer gibi geliyor. Burada farklı meslek kollarında çalışan esnaf arkadaşlarımla aile gibi oldum. Taksici esnafı benim için kardeş gibi oldu ve ben de onların Şengül ablasıyım.''
''KADIN İÇİN EKONOMİK ÖZGÜRLÜK ÇOK ÖNEMLİ''
''Kadın herhangi bir iş kolunda çalıştığı zaman evden, ev işlerinden uzaklaştığı konusunda bir algı oluşuyor. Ben buna katılmıyorum. Sanayi sitesinde çalışıyor olmam asla hayatıma olumsuz anlamda etki etmedi. 4 çocuk büyüttüm, iki torunum var ve kızlarımın her birine üniversite okuttum. Evdeki sorumluluklarımı bir gün olsun aksatmadım. Arnavut kökenliyim ve annem de çok çalışkan bir insandı.Emekli olalı 20 seneyi geçti ancak bir gün olsun evde oturayım diye düşünmedim. Ekonomik özgürlük olmak zorunda, bu zamanda yaşam zor. Çalışmak kendini yenilemek demek, evden çıkmak demek. Evde sürekli aynı işi yapıyorsunuz ama çalışırken dinamik kalıyorsunuz, kendinizi geliştiriyorsunuz, özgüveniniz artıyor.Biz anneyiz, bir yerleri toplama, düzenleme içimizde var. Sanayi üretim yeri; buradaki kadınlar çocuğu gibi düşünürse ürettiği ürünü, bulduğu malzemeyi daha iyi yere taşıyor. Kadınlar çalıştıkça çevredeki insanlara da örnek oluyor. Benim sektörde kadının yeri çok yoktu, şimdi sayımız daha da artıyor. Yeni mezun olacak kız arkadaşlarıma da güzel örnek olduğumuzu düşünüyorum."Toplumda "Kadın bunu yapamaz, kadın mı çalışacak?" gibi ön yargıların birçok kadının önünde engel oluşturuyor ancak kadınların çalıştığı takdirde bu önyargıları yıkabilir diye düşünüyorum.''
''SANAYİDE KÜÇÜK ESNAF SIKINTILI''
''Sanayide küçük esnaf çok sıkıntılı.Eskiden, sanayinin farklı iş kollarında usta ve çırak bulmak; eleman yetiştirmek zor değildi, çünkü bu işlere ilgi vardı. Bugün gençler kir,pas içinde çalışmaya yanaşmıyor. Babadan oğula geçmek sözü bile bugün yok olma noktasına geldi. Küçük esnaf dertli. Eskisi gibi iş yok ve hergün gelen zamlar hayatı zorlaştırıyor maalesef. Özellikle, araba çeşitliliğinin fazlalığından dolayı parça bulmak çok zor, bu nedenle parçacılar kapatıyor. Ben de dahil birçok esnaf gelişen teknolojiye yenik düşüyoruz. İş bilen ustalar kalmadı artık. 50 yıldır bu işin içindeyim ama günümüzde her şey çok daha zor hale geldi. Her konuda sistem sürekli değişiyor. Aydın'ın bütün il ve ilçelerindeki araç sayısı neredeyse Kuşadası kadar yapmıyor. Eskiden araba sayıları azdı ama herkes doyuyordu. Ne yazık ki bugün durum tamamen farklılaştı. Benim çocuklarım ve eşleri bana destek oluyorlar ancak torunlarımın sanayiye hiç ilgisi yok çünkü okuyorlar ve geleceğe çok farklı bir pencereden bakıyorlar. ''
''KADINLAR KENDİ AYAKLARININ ÜZERİNDE DURABİLMELİ''
''Kuşadası Sanayi Sitesi'nde kadın olmak zor mu diye sorarsanız yanıtım hiç zor değil ve çok ta güvenli. Şartlarınız ne kadar iyi olursa olsun her zaman ayaklarınızın üstünde durmak zorundasınız. Özellikle kadın olarak bunu başarabilmek bana göre çok daha önemli. Kadınlar önce kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Tüm kadınlar için aynı şeyi söylüyorum ve öneriyorum. Çalışmaktan korkmasınlar ve başarısız olacaklarını asla düşünmesinler çünkü kadın isterse herşeyi başarabilir ben buna inanıyorum. Yarının ne getireceğini hiç birimiz bugünden bilemeyiz ve işte bu yüzden çalışmak ve ekonomik özgürlüğümüzü kadın ya da erkek farketmeksizin elimize almak zorundayız. Ben hayatım boyunca öncelikle kendim ve akabinde de çocuklarım için çalıştım. Tek amacım çocuklarımı üniversite okutarak hayata yararlı bireyler olarak yetiştirebilmekti ve bunu da başardım. Umarım kadınlarımızın hayatına hayat hikayemle bir nebze olsun dokunabilirim. Bu noktada, buna vesilen olan Aydın Ses Gazetesi ekibine de destekleri için teşekkür etmek istiyorum.'' dedi.