Gündem

Kuşadası İlçe Müftüsü Halil Kara; ''Güzel şeyler bir tek insanın hayatına dokunabilmekle başlar''

Görev yaptığı süre içerisinde, insanların hayatına dokunarak farkındalık zincirinin halkalarını çoğaltma vizyonunu yaşadığı kentlere taşımayı görev edinerek bugüne kadar anlamlı projelere imza atan Kuşadası'nın yeni müftüsü Halil Kara 'İyilik akımının' Kuşadası'nda devam edeceğini söyledi.

Abone Ol

''Bu dünyada güzel şeyler bir tek insanın hayatına dokunabilmekle başlar. Bir hayat diğer hayatları beraberinde güzelleştirir.'' sözleri ile insana verdiği değer ve önemi vurgulayan Kuşadası İlçe Müftüsü Halil Kara, geçtiğimiz günlerde Kuşadası'nın yeni İlçe Müftüsü olarak göreve başladı. Müftü Kara ile hayatı, geçmiş, geleceğe dair proje çalışmaları ve Kuşadası hakkında konuştuk.

KÖYDE HAFIZLIK İÇİN ÇIKILAN YOL BAŞARININ İLK TOHUMLARI OLDU

''1971 yılında Kütahya Simav'ın Boğaz Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyümde bitirdikten sonra köyümüzde gönüllü,devlet memuru olmayan ve köyümüzün çocuklarının hepsini okutan bir hoca vardı. Biz de okuduk ve üç arkadaş hafızlığa başladık. İki arkadaşım farklı nedenlerle eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalınca ben eğitimimime tek başıma devam ettim. 1983 yılında, Bursa'da hafız belge sınavına girdim ve akabinde Türkiye birincisi oldum. Simav İmamatip Lisesi'nde görev yapan bir öğretmenimiz aldığım başarı neticesinde benim okul kaydımı alarak İstanbul Gaziosman Paşa İmamatip Lisesi'ne götürdü. O zamanlar 13 yaşındaydım. Ailemin evinden çıkıp ilk defa yatılı yurda kaydım yapılmıştı ve bu yüzden durum hem benim hem de ailem için kolay olmadı. 1990 yılında mezun oldum ve 1992 yılında İzmir İlahiyat'ta öğrenimime devam ettim. Aynı zamanda, İzmir Kemalpaşa'nın Kuyucak Köyü'nde İmam olarak görev başladım. Bir yıl sonra İlahiyat Fakültesi İzmir İmamhatip Lisesi'nin yanındaki Kestane Pazarı Kur'an Kursu'nda öğretmenliğe başladım.''

''İLK GÖREV YERİM ORDU MÜFTÜLÜĞÜ''

''Öğrencilik yıllarım yoğun çalışma zamanlarıyla geçti. Günde 8-10 saat derse giriyordum. Saat 7.30'dan 13.00'a kadar Kur'an kursu öğretmenliği yapıyor ve geri kalan saatlerde de eğiitimime devam ediyordum. Hayatımın en verimli ve en güzel yıllarıydı. 1997 yılında İlahiyat'tan mezun olunca, Diyanet İşleri Başkanlığımızın Müftü ve Vaiz olabilmek için İstanbul'da bulunan İhtisas Merkezi'ne girerek burada da 2 yıl okudum. 1999 yılında oradan mezun olduktan sonra Müftülük sınavını da kazanınca ilk defa Ordu İlçe Müftüsü olarak göreve başladım. Rahmetli Bülent Ecevit o zamanlar 'Köy-Kent Projesi' yapıyordu. Birçok tanıdık isim ile bu proje kapsamında tanışma olanağı yakaladım. Proje çerçevesinde 9 tane köy yolunu, altyapısını yaptı hükümet. Burada, 2 buçuk yıl kaldıktan sonra görevime Manisa Gölmarmara'da devam ettim. Daha sonra yurtdışında İmam olarak görevime devam ettim.''

''YURTDIŞI GÖREVİMDE ÇOK BAŞARILI İŞLERE İMZA ATTIK''

''2005-2009 yılları arasında yurt dışı görevim için Almanya'ya gittim. Burası, benim eğitim hayatımda en başarılı olduğum yerdi diyebilirim. Orada her zaman şunu söyledim; ''Ben buraya İmam olarak gelmedim, bir eğitmen olarak geldim.'' Yurtdışında çok güzel işlere imza attık. Caminin, Türkiye'ye kayıtlı ve kadrolu hocalarından biriydim. Bölgede ve eyalette düzenlenen bütün yarışmalarda birinci oluyorduk ve en son 2009 yılında, 922 camide Yeni Bilgiler Yarışması'nda birinci olduk. Her sene Hatim merasimleri yaptık. Öğrencilerimle gurur duyarım ve bugün bile o başarılı öğrencilerim Türkiye'de okuyan öğrenci kardeşlerinin eğitimlerine katkı sağlamak adına burs için destek vermeye devam etmektedirler. Ben, her zaman gençlere daha fazla önem verdim ve eğitimleri için elimden ne geliyorsa yapmaya gayret gösterdim.''

''KULA'DA ÖĞRENCİLERİN HAYATLARINA KATKI SAĞLAMAYA DEVAM ETTİM''

Yurtdışından döndükten sonra İzmir Konak'ta 8 yıl görevime devam ettim. Burada, okuma grupları oluşturdum. Yatılı olarak eğitim görememden kaynaklı olarak mutlaka her yıl öğrencilere burs desteği sağlamaya çalışırım. İnsanların hayatına dokunabilmenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Akademik çalışmalarıma da bu zamana denk gelen süreçte başladım. 2011-2014 yılları arası yüksek lisansımı tamamladım ve akabinde doktoraya başladım. 2017 yılı 27 Eylül'ünde, İzmir Çeşme'ye atanarak burada göreve başladım. Burada da güzel hizmetlerimiz oldu. Daha sonra Kula'ya gittim. Kula'da en fazla yaptığım şey üniversite öğrencilerinin hayatına dokunmak oldu. 2005-2009 yılları arasında Almanya'da görev yaparken, öğrenci yetiştirme konusunda adım attığımız projelere yeni görev yerim olan Kula'da Kula'da devam ettim. 2500'e yakın öğrenciye burs imkanı sağladık. Yüksekokul Müdürü Ahmet Yavuz Çamlıbel hocamız ile birlikte 2 yıl boyunca üniversite öğrencilerine ücretsiz yemek hizmeti sunduk. Halkın çok güzel geri dönüşleri oldu bu noktada ve bizler de çok mutlu olduk. Kula'da gençlere ve öğrencilere yönelik yaptığımız çalışmaları Kuşadası'nda da sürdüreceğiz.''

''İNSANLARIN HAYATINA DOKUNMAK TÜM GÜZELLİKLERİ BERABERİNDE GETİRİR''

''Üniversite öğrencilerine verdiğimiz desteklerin duyulması ile hayırsever vatandaşlar ve iş insanları da bizlere destek olmaya başladı. Bu şekilde yardım zincirinin halkaları genişleyerek daha fazla öğrencinin hayatına dokunabilmeye başladık. Öğrencilerin yanı sıra dışarda evsiz, işsiz ya da yardıma muhtaç olan vatandaşları da desteklerimiz kapsamına aldık. Herşey tek bir insanın hayatına dokunmak başladı ve akabinde her insan farklı bir hikayeyi beraberinde getirdi. İstanbul Eyüp Sultan Müftülüğü'nde Hacı Kaab Camii var ve burada Trabzon'lu Emin Kır hocamız var. Hocamız sokakta yaşayan evsiz, madde bağımlısı, işsiz, yardıma ve desteğe ihtiyacı olan insanları biraraya toplayıp yemek veriyor. Caminin altına bir yatakhane kurmuş ve orada yatırıyor. Hasta insanları tedavi ettiriyor ve işsizlere iş bulmalarında öncülük ediyor. İyilik zincirinin halkalarını çoğaltmak adına, insan olarak hayatta güzel işlere adım atmak bizlerin görev ve sorumluluğudur diye düşünüyorum.''

''PROJELERİMİZ KUŞADASI'NDA DEVAM EDECEK''

Konu insan, yardımlaşma ve paylaşma olunca hangi kentte yaşadığınızın bir önemi olmuyor. Kasım ayında, Kuşadası'nda görev yapan imamlarımıza da bu kapsamda eğitimler vermeye başlayacağız. İlçe Kaymakamımız İbrahim Keklik ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz İbrahim Ataman bize hangi okulu uygun görürse eğitimlerimize başlayacağız. Kuşadası'nda yine Romen vatandaşlardan ve imamlarımızdan oluşan ortak bir İlahi grubu kurma düşüncem var. Bu kentte, vatandaşların hayatlarına bir nebze olsun dokunabilmek için farklı projeleri hayata geçirme düşüncemiz var. Hedef kitle gençlerimiz. Bu ülkede cami ve ezan sesi olmazsa olmazımızdır ancak ilk önceliğimiz insanların hayatlarına dokunabilmektir. Örneğin, bağımlı bir insana el uzatsak ve bize kurtulacağı noktasında söz verse ve biz de kendisini Umre'ye göndersek. Tek bir kişi ile hayata açılan bu yepyeni sayfa iyilik akımının başlangıcı olur. Kuşadası'nda göreve başladığım zaman kentte farklı kurum, kuruluş, hayırsever vatandaşlar ve Kuşadası Belediyesi'nin proje ve desteklerini duydum ve bu durum beni çok mutlu etti. Bu yapılanlar bu kentte insanlara 'yalnız değilsiniz' diyebilmenin güzel örnekleridir.''

''İNSANLARIN SİZİN DÜRÜSTLÜĞÜNÜZÜ GÖRMESİ LAZIM''

''Bizim hedefimiz şu an Kuşadası'nda ihtiyaç sahibi öğrencileri tespit ederek burs konusunda yardım etmek, ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaşarak Aşevi konusunda destek olabilmektir. İlerde, minibüs şeklinde bir servis aracı temin edebilirsek yardımlarımızı kapı kapı dolaşarak vatandaşlarımıza ulaştırma projemizi de hayata geçirmek istiyoruz. Kula'da, Sosyal Yardımlaşma Müdürlüğü'nün belirlediği ve farklı nedenlerle evlerinden çıkamayan insanlara, yaşlı vatandaşlara bu hizmeti taşıdık. İnsanların sizi görmesi ve tanıması lazım. Sizin çalışmak istediğinizi ve özellikle de dürüstlüğünüzü görmesi lazım. Bizler devlet kurumu ve devlet memuruyuz. İnsanların bize güvenmesi çok önemli ve bu noktada da elimizden geleni yapmalıyız inancı taşımaktayım. Kuşadası'nda her ay 100 öğrenciye 1500 lira burs vermek istiyorum. En kısa zamanda Aşevi'ni açıp ihtiyaç sahibi insanların kapısına gitmek istiyorum. Hayırsever vatandaşlar o gün yemek dağıtım aracımıza gelerek ve yemeğin başına bizzat geçerek ihtiyaç sahibi vatandaşlara kendi elleri ile yemek dağıtabilecekler. Güven derken bundan bahsediyorum. İnsanların güvenini kaybetmektense ben bu ilçeden giderim. Elimizden gelen ne ise bu kentte de sonuna kadar yapmaya devam edeceğim.''