Olay, Karacasu Yaylalı Mahallesi Yuvaköy Mevkinde bulunan Abdullah Doyurum ve kuzenine ait toplam 16 dönümde 220 zeytin ağacı ve bir miktar incir ağacı bulunan arazide meydana geldi. Doyurum, tarlasına gittiğinde devasa bir kanal ve çalışmakta olan kepçe ve işçilerle karşılaştı. Kim olduklarını soran Doyurum, 'Taşeron işçiyiz' yanıtı aldı. Arazisini kazanların kim olduğunu öğrenmek için kapı kapı gezen Doyurum, yaşananlara tepki gösterdi. Hiçbir şekilde arazisinde böyle bir çalışma yapılmasını istemediğini söyleyen Doyurum, çalışmayı yapanın Devlet Su İşleri olduğunu bin bir güçlükle öğrenebildi. Devlet Su İşleri Müdürlüğünün arıtmanın atık borusunu barajin altına taşıma projesi kapsamında yapılan bu çalışmanın vatandaşa ait araziden izinsiz geçirilmesi tepki çekti.
KİMİN YAPTIĞINI BİN BİR ZORLUKLA ÖĞRENDİ
Arazisi izinsiz olarak kazılan Doyurum yetkililere tepki gösterdi. Doyurum, "İzin almadılar. Habersiz bir şekilde tarlama girmişler. Bana pazarda köylüler söyledi. 'Ne yapılıyor senin tarlada' diye sordular. Öylelikle haberim oldu. Bilgimiz de yok. Paldır küldür girmişler. Bu bir tecavüz. Başka bir şey değil. Burası zeytin bahçem, incir ağaçlarım da var. Her şeyi mahvetmişler. Görünce şaşırdım. Şok oldum yani. Geldim sordum işçilere. Kimsiniz dedim. Biz taşeronuz dediler. Neyin taşeronusunuz' dedim. Bir ASKİ dedi gittiler, bir Devlet Su İşleri dedi gittiler. Sonra bir delikanlı geldi. 'Biz sizi aradık mı, biz sizi bulamadık' dedi. Ben 25 yıl öğretmenlik yaptım burada. Beni bulamamaları mümkün mü? En az bin kişide numaram vardır" ifadelerini kullandı.
"BAHÇEMİZE ZARAR VERDİLER"
Sözlerini sürdüren Doyurum, "Benim bahçemden çıkın, oyduğunuz yerleri kapatın dedim. Kaymakamlığa gittim. Sağ olsun Kaymakam bey ilgilendi. Ziraat Odasına gittim. Yetkili birini bulamadım. Başka yere gitmiş. Emniyet biz durduramayız dedi. DSİ'yi aradım. Muhatap birini bulamadım. 100 metreden fazla kazılmış. 2,5 metre falan derinlik var. Bu çalışma zeytin ağaçlarının arasında yapılıyor ve bilmiyorum ama zeytinin köklerini yerinden oynatıp kurutabilir. Şu an bir şey görülmese de önümüzdeki yaz ve kış döneminde bu ağaçlar kuruyabilir. Burası yol kenarında olan bir yer. Yarından sonra bir yatırırımımız olsa burada bize bir çivi bile çaktırmazlar. Ben bu çalışmanın bahçemizde yapılmasını istemiyorum. Öncesinde hiçbir bildirim yapmadılar. Haberimiz olsa izin vermezdim. Bu yaptıkları niyetlerinin iyi olmadığını gösteriyor" dedi.
"BİZİ İNSAN YERİNE KOYUP İZİN ALMAMALARI ÇOK ÜZDÜ"
Yaşananların üzücü olduğunu kaydeden Doyurum, "Köylüler söylemese hiçbir şekilde haberimiz olmayacaktı. Eşkıyalık bu. Geliyorsun benden habersiz bahçemde işlem yapıyorsun. Ağaçlarım zarar görmüş, bahçem zarar görmüş bir de izinsiz bahçem girilmesi benim tepkim bunlara. İnsan olarak bize bir değer vermemeleri, konuşma gereği duymamaları çok acı bir durum. Bir muhatap bulamamak çok üzücü. Tarlamıza izinsiz giriliyor ve ben kimin girdiğini, ne yaptığını öğrenemiyorum. Kaymakam bey sağ olsun, o biraz ilgilendi. Kendi çabamla ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Devlet Su İşlerini aradım. Bir kişi açtı telefonu. Ama orada bana bilgi verebilecek bir muhatap bulamadım. İnsan bir önce izin alır, bilgi verir. Araziden toplamak istediğiniz zarar görecek birşey var mı diye sorar. Hasat edilmeyen ağaçlar var. Yine bu çalışmanın yapılmasına izin vermezdik belki ama insan yerine koyup aramışlar derdik. Tarlamıza verdikleri zarar kadar izinsiz girip bizi hiç yerine koymaları çok üzdü" değerlendirmesinde bulundu.