Kitap okumanın vazgeçilmez bir tutku olduğunu ifade eden Çakı, kitapla olan serüvenini ve kitap okumanın faydalarını Ses Gazetesi anlattı. Her yaştan insanın kitap okuması gerektiğinin altını çizen Çakı, "Kitap okumanın yaşı yoktur. Her yaştan her meslekten insan kitap okumalıdır. Kitap okuyanların beyni gençleşir, bilgili, donanımlı olur, dünyayı daha iyi yorumlar. Kitap okuyanın dünyaya bakışı değişir, daha uzaklaştırıcı olur. Kitap okuyan öğrenciler de derslerinde daha başarılı olur. Hatta çok test çözen değil çok kitap okuyan çocuk başarılı olur. Okuyan çocuğun anlama, yorum gücü ve dünyaya bakışı değişir" ifadelerini kullandı.
"KİTAP OKUYANLARIN YORUM GÜCÜ DAHA FAZLA OLUR"
Kendisini tanıtarak sözlerine başlayan Çakı,
"Aslen Denizli Tavas Karahisarlıyım. Emekli sınıf öğretmeniyim. 32 yıl öğretmenlik yapıp emekli oldum. 16 yıl Karacasu'da görev yaptım. Onlarca öğrenci yetiştirdim. 1986'dan beri Karacasu'dayım. Okulda görev yaparken en çok dikkat ettiğim şey kitap okumaydı. Çocuklara bol kitap okuturdum. Çünkü çok kitap okuyan çocuğun yorum gücü fazla olur. Matematik problemi çözmede de kitap okuyan çocuk daha başarılı olur. Bazen sınıfta okuma yarışı yapardık. Çocuklara kütüphanelerden kitap alır gelir okuma üzerinde dururdum. Çok test çözen en değil çok okuyan çocuk başarılı olur. Bunu velilere anlatamıyoruz. Okuyan çocuğun anlama, yorum gücü ve dünyaya bakışı değişir" dedi.
ANNE BABA OKURSA ÇOCUK DA OKUR
Sözlerini sürdüren Çakı, "Bana okuma alışkanlığı kazandıran ilkokul 3. sınıfta Mustafa Kaltan öğretmenim oldu. Ondan sonra Elif Ergül öğretmenimiz dördüncü sınıfta okumaya yönelik temelimizi oluşturdu. İlk 5'te Hürriyet Gazetesine aboneydim ben. Abone olmamın sebebi de o zaman Yaşar Kemal'in İnce Memed romanının birinci cildi yayımlanıyordu. Kitap okuma alışkanlığı kazanmamda çizgi romanların da etkisi oldu. Hem o yaş için okuması kolay hem de çok güzel düş kurduran bir eseri. Ortaokul ve lisede de kitap okuma alışkanlığım artarak devam etti. Kitap okumanın en büyük artılarından biri. Ben okuduğum için çocuklar da evde kitap okuyor. Küçük kızım çok okuması sayesinde Türkiye 384.'sü olup Koç üniversitesini kazandı. Büyük kız sosyolog oldu. Roman ya da yorum katan kitaplar okudukları zaman çocukların dünyası açılıyor. 1974-1975 yıllarında Hollanda'da kaldım. En çok dikkat ettiğim şey. Trenlere bindiğim zaman, otobüslere bindiğimiz zaman oradaki insanların özellikle gençlerin ellerinde kitap olmasıydı. Türkiye'de bunu göremiyorum. Kimsenin elinde kitap olmuyor. Herkesin elinde akıllı telefon oluyor" şeklinde konuştu.
"ÇOK GEZEN DEĞİL ÇOK OKUYAN BİLİR"
Çakı, "Ben parka çıkıyorum hava almak için. Ne yapacağım boş boş oturup. Evimden gelirken kitap getiriyorum. Onu okuyorum. Kısa sürede bitiriyorum kitapları. Bazen okuduğum kitapları bir daha okuyorum. Çünkü insan sürekli değişiyor. Kitapta daha önce fark etmediği yerleri görebiliyor. Kitap okuyarak insanın beyni gelişir, kendini yeniler. Beyin hoş kaldıkça alzaymır ortaya çıkıyor. Diziler beyni uyuşturuyor. Bir de onu gerçek sanıp olumsuz etkileniyorlar. Kitap okuyanın dünyası değişir, donanımı artar. Çok okuyan değil çok gezen bilir diye bir söz var. Ben bunu arkadaşlarla da tartışırım. Bence bu söz yanlış. Bana göre çok gezen değil çok okuyan bilir. Bir örnek vereceğim Antik Çağ Ortaçağdan çok ileri bir çağdır. Biz bunu nereden öğreniyoruz. Kitaptan öğreniyoruz" ifadelerini kullandı.
"KİTAP OKUYANLAR DAHA SOĞUKKANLI OLUR"
Kitap okuyan kişilerin eleştirilere karşı daha soğukkanlı olduğunu ifade eden Çakı, "Günümüzde insanlar daha agresif ve acımasız. Ama okuyan insanlar daha olgun düşündüğü için daha sağlıklı hareket eder. Ulaştırıcı olur. Dünya ve ülke sorunlarına duyarlı olur. Kitap okuyan insan her yönden donanımlı, bilgili, topluma yararlı birey olur. Güne erken başlarım. Kahvaltı yapar kitap okurum. Her sabah gazete alır onu okurum. Sonra akşamüstü parka çıkar, kitap okurum. Bazı kitapları bırakmak zor oluyor. Bitirmeden bırakmak zor oluyor. Bazen ağır akar ama genelde çok çabuk bitiririm. Okuduğum kitap sayısını bilemem ama binin üzerindedir" dedi.
"ATATÜRK SAVAŞ ZAMANINDA BİLE ELİNDEN KİTABI DÜŞÜRMEDİ"
Çakı sözlerini, "Atatürk bile Kurtuluş Savaşı zamanı çok kitap okumuş. Büyük Taarruza hazırlanırken elinde Çalıkuşu kitabı varmış. Bu sayede hem konudan uzaklaşıp daha geniş düşünme şansı elde ediyor hem de kafasını dinlendiriyor. Atatürk çok kitap okuduğu ve yazdığı için yerini kimse dolduramuyor. Ben de çok kitap olduğum için şiir ve denemeler yazardım. Sayfalar dolusu mektuplar yazardım. Kitap boş zaman değerlendirmek için değil sürekli beyni gençleştirmek için okunur. Kitap okuyan daha iyi sosyalleşir. Ben kısa süre Hollanda'da kaldım. Dil bilmesemde sosyalliğim sayesinde bütün insanlarla kısa sürede tanıştım" şeklinde sonlandırdı.