Gözümüz açık ama gönlümüz uykuda mı?

Abone Ol

Rabbim herkese akıl fikir vermiş…
Ama belli ki sadece vermekle olmuyor, çoğumuz kullanmaz olmuşuz verilen bu nimeti. İnsan düşünmeyi bırakınca, kalp de yavaş yavaş hissizleşiyor galiba. Bugün baktığımızda ne ekonomide adalet kalmış, ne sokakta güven, ne de insanlar arasında merhamet.
Ekonomi çökmüş, ahlak yerle bir. Paranın hüküm sürdüğü bir düzende, vicdan sessiz, merhamet susturulmuş. Ahlak dediğimiz kavram, süslü bir söz olmaktan öteye geçemiyor artık. İyilik yapan enayi sayılıyor, dürüst olan alay ediliyor.
Herkesin tek derdi “Ben” olmuş. Komşu aç mı, çocuk hasta mı, yaşlı yalnız mı… Kimsenin umurunda değil. Güzel ülkemin güzel insanları var ama onlarda olan bitenin farkında bile değiller. Çoğu ya susturulmuş ya da bıktırılmış. Bi’ haber yaşıyoruz; ekranda ne gösterilirse ona inanıyor, ne anlatılırsa onu doğru sanıyoruz. Görüyorlar, biliyorlar ama konuşamıyorlar, hissediyorlar, ama paylaşamıyorlar.
İnsanlar yalnızlığa alışmış, kalabalıklar içinde kaybolmuş. Eskiden komşu komşuya emanet olurdu, şimdi kapılar kilitli, gönüller daha da kilitli.
Atalarımız, (anamız, babamız, dedelerimiz, nenelerimiz) başkasının çocuğunu kendi evlatları gibi korurlardı. Çocuklar sokakta güvenle oynar, sofralar paylaşılırdı. Şimdi insanlar birbirine selam vermeye bile çekinir oldu. Çocuklar ekran başında, bilgisayar, tablet veya telefon la büyüyor, sokakta güven yok, evde huzur yok. Dostluklar yüzeysel, selamlar samimiyetsiz. Kalpler soğumuş, insanlar susmuş.
Ne oldu bize? Zamana mı yenildik, Teknolojiye mi, yoksa insana mı? Dürüst olan saf sanılıyor, iyi olan susturuluyor.
Herkes kendi derdinde, kimse kimseyi duymuyor.
Gözümüz açık ama gönlümüz uykuda... Belki de en büyük kaybımız, insanlığımız oldu.
Ve en çok ihtiyacımız olan şey;
Bir selam, bir tebessüm, biraz vicdan… ve çokça Ahlak. Belki de yeniden hatırlamamız gereken tek şey: insan olmak.