Gündem

‘Gelecekte bu fiyatları göremeyiz’

Söke Ovası’nın en önemli üretim kaynağı pamuğu ele aldığımız ‘Pamuğun bugünü ve geleceği’ yazı dizimizin bu haftaki konuğu, pamuk üreticisi ve çırçır işletmecisi Mustafa Cem Tuntaş oldu.

Abone Ol

EMEK YAŞAR:

Pamuğun 2007 yılından günümüze, hem çırçırcı hem de üretici olarak yaşadığı süreci anlatır mısınız?

M. CEM TUNTAŞ:

Genel olarak düşündüğümüzde pamukta bir yetersizlik vardı. Bu konuda çalışmalar süratli yapıldı. Türkiye’nin kendi kendine yetmemesi konusu. Pamuk ihtiyacımızın yarısını ancak iç üretimle karşılaması, diğer kısmını dışarıdan ithal etmemiz konusunda ziraat odaları olsun, diğer çiftçi birlikleri olsun, pamuk üretiminin artırılması, devlet teşvikinin artırılması konusunda çalışmalar yapıldı. O zamandan bu zamana, pamuk ekim alanlarında belli artışlar oldu. Tabii bunu fiyatların iyi gitmesi de destekledi. Yurt dışı fiyatları iyi bir noktaya geldi şu anda. Bütün bunların sonucunda da pamuk ekim alanlarında artış başladı. Dünya genelinde de bu durum aynı şekilde geçerli. Önümüzdeki sezonu düşünürsek, Türkiye’de olsun, dünyada olsun pamuk ekim alanlarındaki artış devam edecek görünüyor. Bu da çiftçimiz açısından şu an fiyatların iyi olması, pamuk priminin iyi olması, pamuk üretimi ve satışını iyi bir noktaya taşıyor.

EMEK YAŞAR:

2010 yılında pamuk fiyatları son zamanların en üst seviyesine çıkmıştı. Şimdi de pamuk fiyatlarında yükselme devam ediyor. Her iki yükselişin nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirir misiniz?

M. CEM TUNTAŞ:

2010 yılında yükselen pamuk fiyatlarında daha sonra gerileme, düşme oldu. Ne oldu? O dönemdeki dünya piyasasındaki pamuk miktarları çok düştü. Çin’de olsun, diğer ülkelerde olsun, bunun akabinde Çin sürekli stok artırmaya başladı. Tabi fiyatlar yükseldiği için o yıllarda da ekim alanlarında artışlar olmaya başladı. Şu anda da yüksek. Bu yüksek seviyeye doğru gidiyor fiyatlar fakat benim düşüncem önümüzdeki yılda bu seneki fiyatları göremeyiz.

EMEK YAŞAR:

Bu öngörünüzü neye dayandırıyorsunuz?

M. CEM TUNTAŞ:

Çünkü ekim alanlarında hem Türkiye’de, hem dünyada yurt dışı pamuk stoklarında artış olmaya başladı. Önümüzdeki seneden itibaren yavaş yavaş pamuk fiyatlarında bir gerileme olacak gibi gözüküyor.

EMEK YAŞAR:

Böylesi bir durumun yaşanma ihtimaline karşı sizce üreticiler hangi tedbirleri almalı?

M. CEM TUNTAŞ:

Şu anda maliyetleri yükseliyor. Pamuk fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan durumdan ötürü tarla kiralama fiyatları çok yükseldi. Bazı çiftçiler 800 liraya dönümünü tarla tutuyor. Bunu kiloya vurduğunuz zaman, büyük rakamlar tutuyor.  Böyle büyük rakamlara ulaşan maliyet artışları, pamuk fiyatları gerilemeye başlarsa bu hiç iyi olmaz. Çiftçimiz açısından temkinli olmakta yarar var.

EMEK YAŞAR:

Aynı konuyu çırçırcı açısından değerlendirir misiniz?

M. CEM TUNTAŞ:

Çırçırcı olarak düşündüğümde, Söke’de fabrika sayısı çok arttı, pamuk alanları ise aynı. Üretim aynı. Çırçırcılar arasında büyük bir rekabet artışı var. Çırçırcılar, düşük bir karla, hatta karsız denilebilecek bir düzeyde çalışmalarına devam ediyor. Bu da bir risk oluşturuyor. Pamuğun gerilemesi, üretimin düşmesiyle, düşük kar payıyla çalışan çırçır fabrikaları üzerinde bayağı bir risk oluşturuyor.

EMEK YAŞAR:

Sektörünüzün bazı temsilcileri, "Garantili beyaz kontaminasyonsuz pamuğu artık üretebiliriz" diyorlar. Sizin bu konudaki görüşünüzü alabilir miyim?

M. CEM TUNTAŞ:

Kontaminasyonsuz pamuk üretebilmek için çiftçinin önce bilinçlenmesi gerekir. Gelen pamuğun içerisinde yabancı maddenin olmaması gerekir. Bunlar, naylon herhangi bir çuval parçası karışmaması gerekiyor. Bunlar makinalı hasada geçtikten sonra, epey azaldı. Yine de fabrikalara gelen pamuk içinde biraz da olsa kontaminasyon olabiliyor. Bunlar düşük oranda. Bunları da makinelere monte edilen bazı aparatlarla ayrıştırma işlemi yapılabiliyor. Pamukta makinalı hasada geçildiği için üretilebilir. Kontaminasyonu düşük üretim yapılabilir.

EMEK YEŞER:

Makinalı hasada geçişte sıkıntılar yaşandı mı?

M. CEM TUNTAŞ:

Söke’de makinalı hasada geçilirken yeterli miktarda makine parkları oluştu. Artık pamuk toplama sezonu neredeyse bir ay bile bulmuyor. Makinalı hasat maliyeti düşürürken, hızlı toplandığı için sorunlar oluşmaya başlıyor. Erken toplandığı zaman kalite kaybına neden oluyor. Bazı çiftçiler yağmur korkusu nedeniyle tam olgunlaşmadan toplamak istiyor. Bunun sakıncaları var. Defolyant uygulamasının doğru yapılmaması erken yapılması zamanında yapılması bunlar var.
  

EMEK YAŞAR:

Ege pamuğu tescillenerek bir marka haline geldi. Söke pamuğunun markalaşması zaman zaman konuşuluyor. Bu konudaki görüşünüzü öğrenebilir miyim?

M. CEM TUNTAŞ:

Çok fazla bölgesel ayrımlara girmemek gerekiyor. Ege pamuğu denilince içerisine diğer bölgeler de giriyor. Şimdi diğer bölgelerin pamuğu bizden kötü değil. Sadece Söke pamuğu olarak görmek doğru değil. Bölgede pamuğun çoğunluğu zaten Söke’de üretiliyor. Söke dışında üretilenler arasında da örneğin Bergama’da üretilen pamuk bizden daha kaliteli.

EMEK YAŞAR:

Henüz kamuoyunda sıkça tartışılmayan bazı konular var. Jeotermalin ve diğer evsel atıkların Menderes'e bırakılması nedeniyle kirliliğin oluşması Söke çiftçisi için sorun olabilir mi? Olası bir kuraklıkla ilgili, Çine barajının özelleştirilmesi, Ziraat Bankasının fona devri ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?

M. CEM TUNTAŞ:

Söke olarak sulama açısından en şansız bölgedeyiz. Menderes ovaya gelirken, evsel atıkları da getiriyor. Bugünlerde Organize Sanayi'de kurulacak kağıt fabrikasından söz ediliyor. Bu fabrikanın atıkları, jeotermal enerjinin atıkları, bunların kuraklaşmaya ve toprak kalitesinin düşmesi sonucuna yol açacağı söyleniyor. Bunlarla ilgili çalışmaların yapılması gerekir. Söke’nin en duyarlı olması gereken konular bunlar. Topraklarımızı geleceğimiz olarak düşünürsek dünya ikliminin kuraklaşmaya doğru gittiği gözlemleniyor zaten. Sıcaklıkların bir derece, iki derece bile oynamasının, Türkiye’yi çölleşmeye doğru götüreceği söyleniyor. Bunlarla ilgili ne yapılabilir? Zaman gösterecek. Sular azalmaya başladığında, damlama sulama gibi bu tür çalışmaların çoğaltılması söz konusu olacak. Suların arıtılması gündeme gelecek. Söke olarak bizim en ağırlıklı olarak Menderes'e atılan atıkların arıtmadan geçirilmesini sağlamamız gerekir. Yoksa bu kuraklaşmayla birlikte Söke Ovası günden güne çoraklaşmaya doğru bir adım atacaktır.

EMEK YAŞAR:

Eklemek istediğiniz…

M. CEM TNTAŞ:

Geçmiş yıllara göre bu sene farklı bir şey oldu. Normalde çiftçi hasat döneminde satış yapardı. Çiftçi bu sene pamuk fiyatlarının daha da yükseleceği beklentisi ile neredeyse hiç satış yapmadı. Şu ana kadar pamuğun yüzde ellisi satıldıysa, yüzde ellisi duruyor diye tahmin ediyorum. Pamuklar çırçır fabrikalarında emanette duruyor. Bu sene emanet bırakma daha fazla oldu. Emanette pamuk olunca, çırçır fabrikaları da iplikçiye emanet vermek zorunda kalıyor, karşılığında bir şey tutabilmek için. Emanet verdiğiniz zaman borsada işlem hacmi de daralıyor. Borsada işlem görmüyor ama adam malı almış işliyor. İplik fabrikası borsadan mal satın almıyor. Onun da piyasaya etkisi var. Çiftçimizin herhalde belirli bir rakam kafasında var. Bu rakamın 8 lira olabileceğini düşünüyorum. Bu rakamı bulunca satışlar hızlanacak gibi görünüyor.