Gündem

Fadime Demir, bilinmeyenlerini ve özel yaşantısını SES'e anlattı

Aydın’da eğitim sektörünün önde gelen kurumlarından biri olan Bir İnci Kreş’in sahibi Fadime Demir, gazetemizin ‘Size Dair’ adlı köşesinin 41’inci konuğu oldu.

Abone Ol
Aydın Ses Gazetesi'nden Mehmet Kavas'ın haberine göre, Aydın’ın Efeler ilçesinde hizmet veren Bir İnci Kreş’in sahibi olan eğitimci Fadime Demir, başarı hikayesiyle takdir topluyor. Genç yaşta babasını kaybeden Demir, yaşama olan inancını ise hiç kaybetmedi. Azmiyle hayata sımsıkı sarılarak başarılı çalışmalara imza atan Demir, hoş görülü, yardımsever, güler yüzlü ve hanımefendi kişiliğiyle öne çıkıyor. Çok sevdiği Aydın’a eğitim alanında önemli katkılar sağlama hedefiyle çalışmalarını aralıksız sürdüren Demir ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. ‘Size Dair’ adlı köşemizin 41’inci konuğu olan Demir, kendisine dair bilinmeyenleri ve özel yaşantısını gazetemizin muhabiri Mehmet Kavas’a samimi bir dille anlattı.*Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
Çine’nin Dorumlar köyünde 1981 yılında dünyaya geldim. 12 yaşında babamı kaybettim. İlköğretimimi köyümde tamamladım. Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunuyum. Üniversite okurken belleetmen öğretmen olarak görev yaptım. Basketbol hakemliği yaparak da harçlığımı çıkardım. Okuldan sonra en üst ligde hakemlik yapmaya devam ettim. Atletizm sporuyla da ilgilendim ve bu alanda birçok madalyalarım var. Nazilli’de ortak etüt merkezi açtım. Oradan ayrıldıktan sonra Efeler’de Bir İnci Kreş’i açtım. 8 öğrenciyle açtım, şu anda 80 öğrencimiz var. İşyerimde 10 personel çalışıyor. Ayrıca Beden Öğretmenliği, Sosyal Hizmetler, Çocuk Gelişimi bitirdikten sonra şu anda Psikoloji okuyorum. 4’üncü üniversitem oluyor. Evliyim ve iki çocuk annesiyim. Orta derecede İngilizce biliyorum.*Hayatınızda bir dönüm noktası var mı? Gerek hayatınızda gerek kariyerinizde size etki eden bir kişi var mı?
Aydın eski valimiz Lütfi Tuncer ve eşi Mehpare Tuncer, benim hayatımın dönüm noktasıdır. Engelli abime tekerlekli sandalye getirdikleri gün onlar benim hayatımın dönüm noktası oldular. Abime getirdikleri tekerlekli sandalye sayesinde beni tanımış oldular. Ona tekerlekli sandalye bana da bir hayat bağışladılar ve benim hayat hikayem başladı. Beni alıp Cumhuriyet Lisesi’ne yatılı olarak yazdırdılar. O gün onlarla tanışmamız olsaydım şu an hala köyde olurdum belki de. Benim köyümden alıp yatılı okula yazdırmasalar idi bu konumlarda olmam mümkün değildi.*Hayatınızın olmazsa olmazı dediğiniz üç şey nedir?Çocuklarım, eşim ve işim.*Hayatta bir pişmanlığınız var mı?
Yok.*Neye tahammülünüz yok. En çok neye kızarsınız?Gösteriş budalası insanları sevmiyorum. Doğallığı, sıradanlığı, bir insanın azmini, başarısını seviyorum.*En sevdiğiniz huyunuz nedir?
Mücadeleden korkmayan hırslı ve azimli olmam. İnsanlarla barışık bir insanım. Özgüvenli bir yapım var.*En sevmediğiniz huyunuz nedir?Tezcanlı bir insanım. Bu huyumu çok sevmiyorum.*Bu konuda yetenekliyim dediğiniz bir alan var mı?Psikoloji ve çocuklarla olan alanda yetenekli olduğumu düşünüyorum. Bu alan benim için yaratılmış. Hayatımda olması gerektiği yerdeyim.*Bu hayatta iyi ki yapmışım dediğiniz bir şey var mı?İyi ki bu kreşi açmışım. Burası benim için hayatımın dönüm noktası.*Bir toteminiz var mı?
Ayetel Kursi’ye çok inanırım. Ayrıca stres kolyem var onu sürekli taşırım yanımda. Taşların gücüne de inanırım.*Aydın’ı tek kelimeyle anlatsanız ne dersiniz?Gökyüzünün altındaki en güzel cennet.
*Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, dünyada neyi değiştirirdiniz?
Filistin’de şu an yaşananlar içimizde kanayan bir yara. Bu doğrultuda savaşları bitirirdim. Barış içinde yaşayalım isterdim. Ayrıca doğayı çok seviyorum. Bu anlamda insanların doğayı mahvetmesine izin vermezdim.
*Dünyanın 8’inci harikasını seçmeyi size verselerdi, nereyi seçerdiniz?
Göbeklitepe.
*En sevdiğiniz yemek?
Sarma, kızartma, börek.
*En sevmediğiniz yemek?
Bütün yemekleri seviyorum, yemek ayrımı yapmıyorum.
*Hangi takımı tutuyorsunuz? Tüm spor branşlarında en beğendiğiniz sporcu?
Fenerbahçe. İbrahim Kutluay diyebilirim.
*En son okuduğunuz kitap?
Dan Brown’un yazdığı Da Vinci Şifresi adlı kitabı çok beğenerek okumuştum.
*Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
Babamın kaybı benim için en büyük üzüntüdür.
*Sizce, hayatı en değerli kılan şey nedir?
Çocuklarımdır. İyi bir anne olmak, onlara iyi bir gelecek sunabilmek, örnek olabilmek en değerli şeylerden biri. Sadece bir kadın olmak değil yani.
*Bir film çekseniz ismi ve konusu ne olurdu?
Kendi hayatımı bir kitaba dönüştürmek ve bir film çekmek isterdim. Çünkü yeri geldi trajedik durumlar yaşadım, yeri geldi cesurluğumu ispatladım, hayatta tek başıma mücadele ettim, gözükaralığım da vardır. O yüzden Cesur Yürek’e benzeyen bir isim olurdu.
*Hayatta bir korkunuz var mı?
Kaybetme korkusunu hiçbir zaman yaşamadım. Babasız büyüdüğüm için Allah bana uzun ömür versin ki çocuklarımı büyütebileyim.
*En beğendiniz söz?
Hayat kimseye gümüş tepside sunulmuyor. Azimli olup mücadeleyi bırakmamalısınız.
*Hayatta asla yapmam diyeceğiniz bir şey var mı?
Bile bile bir insanın kalbini asla kırmam.
*Ne tür müzik dinliyorsunuz? En beğendiğiniz ses sanatçısı?
Meditasyon tarzı huzur verici müzikler dinlerim. Ağırlıklı olarak yabancı slowu dinlemeyi tercih ediyorum. En beğendiğim ses sanatçıları Zakkum, Sezen Aksu ve Nilüfer.
*Hayatta en sevindiğiniz an?
Burayı açarken çok sevinmiştim. Burayı açtığımızda mart ayıydı ve o kadar soğuktu ki hatta Aydın’a kar düşmüştü. O soğuklarda burayı tırnaklarımla kazıyarak yapmıştım. Bu nedenle burayı açmış olmak en sevindiğim anlardan biridir.
*Hayatta en üzüldüğünüz an?
Hamleliğim sırasında işyerimin yan binasını da satın almaya karar vermiştik. İkiz bina burası. Ancak binayı alacağımızın son gecesi binayı başkasına sattıklarını öğrendik. Kredimiz onaylanmıştı sadece tapu işlemi kalmıştı halbuki. Böyle orta yerde kaldık. Doğumuma da bir ay falan kalmıştı. Çok büyük bir travma oluşturmuştu bu da bende. Oğlumun da disleksi olmasının en büyük sebeplerinden birisinin hamileliğimde geçirdiğim bu sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Çok üzülmüştüm.
*En sevdiğiniz renk?
Beyazı çok severim. Beyaz ve siyahtır benim rengim. Siyah benim için asaleti temsil eder. Beyaz da saflığı temizliği temsil eder.
*Hangi konu açıldığında sıkılırsınız?
Gösteriş meraklısı insanları sevmiyorum, sürekli kendini öven, yaptıkları boş işleri anlatan insanlar beni çok sıkıyor geriyor.
*Günlük hayatta kullandığınız en sık kelime nedir?
Canım ve hayatım. Hitap şeklimin bu olması bi taraftan kötü. Çünkü, fark etmeden insanları samimi bulup söylüyorum sonra da pişman olabiliyorum.
*En son izlediğiniz dizi ya da film? En beğendiğiniz sinema oyuncusu?
Braveheart filmi diyebilirim. En beğendiğim oyuncu da Mel Gibson.
*Bir şeyi icat etmek isteseydiniz bu ne olurdu?
Işınlanmayı keşfetmek isterdim. Uzun yol sevmiyorum ama birçok yeri de görmek istiyorum.
*Bir şeyin orijinaline sahip olmak isteseydiniz, bu ne olurdu?
Şu ille de benim olsun diye bir şey düşünmedim.
*Yaşam mücadelesi, huyu gibi benzeri faktörleri düşündüğünüzde sizi en çok etkileyen hayvan?
Aslan.
*Yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?
Doğada yürüyüş yapmayı severim.
*Geriye dönüp baktığınızda 20 yaşındaki kendinize ne söylemek isterdiniz?
Uzun ve tecrübe dolu hayata hazır olmalısın.
*Gençlere bir çağrınız var mı?
Bazen, Umurlu’da bir lisede gençlerle Kariyer Günleri yapıyoruz. Her zaman şunu söylüyorum onlara asla pes etmeyin, hayata bir yerden başlamak, bir adım atmak gerekiyor. Hayatta her şey para değil o zaten size geliyor. Bu mücadelenizi bırakmadığınızda, vazgeçmediğinizde zaten para peşinizden geliyor. Ve hiçbir zaman hazır önünüze gelecek diye beklemeyin. Engeller sizi durdurmasın. Allah sağlık verdiği sürece mücadeleye devam.