Engin Arslan, bilinmeyenlerini ve özel yaşantısını SES'e anlattı

Aydın’da tenisin öncü markası olan ‘EA Tenis Akademisi’nin sahibi Engin Arslan, gazetemizin ‘Size Dair’ adlı köşesinin 38’inci konuğu oldu. Kendisi hakkında kamuoyunda çok bilinmeyenleri samimi bir şekilde anlatan Arslan, hayatı en değerli kılan şeyin aile olduğunu söyledi.

Abone Ol

*Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?


Ödemiş’te doğdum., 12 yaşında iken ailem Selçuk’a taşındı ve orada yaşamaya başladım. Ekonomi Bölümü okumak isterken kendime ‘ben sporla doğdum’ dedim ve Spor Akademisi okumam gerektiğini düşündüm. Çünkü, çocukluk yaşlardan itibaren sporun içinde olan bir hayatım vardı. Ardından arkadaşlarımın Aydın’da olması sebebiyle Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Antrenörlük Bölümü’nü kazandım. Okul bittikten sonra 2011 yılında Aydın’da Tenis Akademisi kurduk. 18 yıldır antrenörlük yapıyorum. Aydın’ın tek milli takım antrenörüyüm. 2011 yılında EA Tenis akademi kurucu başkanıyım ve aynı zamanda baş antrenörüyüm. 2012 yılından beri Aydın’da Tenis İl Temsilcisi olarak görev yapıyorum. Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi Meslek Yüksek Okulu Yüksek Lisans antrenörlük mezunuyum. Aydın Tenis Kulübü’nün de baş antrenörlüğünü yapıyorum. Türkiye Tenis Federasyonu tarafından düzenlenen antrenör eğitmek üzere eğitici antrenör kadrosunda yer alıyorum. Türkiye Tenis Federasyonu tarafından 2018 yılında Prag’ta düzenlenen 14 yaş ferdi şampiyonasında milli takım antrenörü olarak görevlendirildim. 2020 yılında ise 12 yaş Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen turnuvada kız milli takım antrenörü olarak görev aldım. Hedefim, akademiyi değiştirirken kendimizi geliştirmeye devam etmek. Eşimin ismi Pelin, kendisi eczacı. Çok güzel bir evliliğim var. İki tane çocuğumuz var. Orta üstü derecede İngilizce biliyorum.

*Hayatınızda bir dönüm noktası var mı? Gerek hayatınızda gerek kariyerinizde size etki eden bir kişi var mı?


İş hayatı olarak baktığımda, hayatıma etki eden kişilerden biri tenisçi Esat Tanık’tır. Kendisinin yanında çalışırken Aydın’dan bana bir teklif geldi. Bana ‘akademiyi kurarız, başında sen olursan’ şartını koştu. Akabinde beraber Aydın’da akademiyi kurduk. Daha sonra akademiyi bana devretti. Onun sayesinde çok güzel bir meslek ve işyeri sahibi oldum. Akademi, Aydın’a da büyük katkı sağladı. Esat Tanık ile tanışmam ve akademiyi kurmam benim iş hayatımdaki dönüm noktam oldu. İkinci olarak Türkiye Tenis Federasyonu bir önceki döneminde teknik direktörü olan Onur Binay diyebilirim. Onur Biray, kendimi antrenörlük düzeyinde bu kadar geliştirmemde ve belli bir yere gelmemde, bu kadar çok bilgi sahibi olmamda en çok katkı sağlayan biridir. Onur Binay ile de tanışmam hayatımın akışı için son derece önemliydi.

*Hayatınızın olmazsa olmazı dediğiniz üç şey nedir?


Ailem, işim ve kendim.

*Hayatta bir pişmanlığınız var mı?


Hayatta bir pişmanlığım yok. Keşke yapsaydım dediğim hiçbir yok, yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Yanlış yaptıysam da ders aldım sadece.

*Neye tahammülünüz yok. En çok neye kızarsınız?

İnsanların dürüst davranmaması. Dürüstlük benim için en önemli şeylerden biri.

*En sevdiğiniz huyunuz nedir?


Verdiğim sözü tutmam.

*En sevmediğiniz huyunuz nedir?

İşkolik olmam.

*Bu konuda yetenekliyim dediğiniz bir alan var mı?


Spora her zaman yeteneğim oldu. O yüzden hayatımı sporla kazanıyorum.

*Bu hayatta iyi ki yapmışım dediğiniz bir şey var mı?


Bu işi kurmak ve eşim Pelin ile evlenmek.

*En sevdiğiniz yemek?


Barbunya. Bir de bütün erkekler mangal sever, bende mangalı seviyorum.

*En sevmediğiniz yemek?


Patlıcan, bakla yemeği.

*Hangi takımı tutuyorsunuz? Tüm spor branşlarında en beğendiğiniz sporcu?


Galatasaraylıyım. Teniste Roger Federer, futbolda ise Zinedine Zidane.

*Bir toteminiz var mı?


Herhangi bir totemim yok.

*Aydın’ı tek kelimeyle anlatsanız ne dersiniz?


Küçük, yaşaması kolay bir yer.

*Mevcut dünyada neyi değiştirirdiniz?


Ülkemiz olarak bakarsak, spora verilen önemi daha çok arttırmak isterdim.

*Dünyanın 8’inci harikasını seçmeyi size verselerdi, nereyi seçerdiniz?


Mısır Piramitleri.

*Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?


Kaygı, tasa, sorumluluk yok. Keyfe keder yaşıyorsun ya böyle yaşamayı özledim.

*Hayatta bir korkunuz var mı?


Bir korkum yok.

*En beğendiniz söz?


Dünyada görmek istediğin iyilik, kendin ol.

*Hayatta asla yapmam diyeceğiniz bir şey var mı?


Bungee jumping.

*Okuduklarınız arasında sizi en çok etkileyen kitap?


Çok kitap okudum hepsi güzeldi ve bana çok şey kattı. O nedenle şu kitap diyemem.

*Ne tür müzik dinliyorsunuz? En beğendiğiniz ses sanatçısı?


Türk Sanat Müziği diyebilirim ama ben genelde her türlü müziği dinlerim. Rap tarzı müzikleri dinlemem. Müzeyyen Senar’ı severek dinlerim.

*İzledikleriniz arasında sizi en çok etkileyen dizi ya da belgesel ya da film? En beğendiğiniz sinema oyuncusu?


Çok beğendiğim olarak Prison Break dizisi diyebilirim. En beğendiğim sinema oyuncusu Tom Hanks. *Bir film çekseniz ismi ve konusu ne olurdu?
Konusu mutlaka spor olurdu. Filmde sporla hayatta birçok şeyin aşılabileceğini anlatmak isterdim. Sporun kendini ifade etme özgürlüğü veren, adeta bir dal gibi olduğunu ele alan bir konusu olurdu. İsmi de ‘Tennis is Life’ olurdu.

*Hayatta en sevindiğiniz an?


Aslında birçok var. Milli Takım Antrenörü olduğum zaman ve evlendiğim an diyebilirim.

*Hayatta en üzüldüğünüz an?


Benim ailemle bağım çok kuvvetlidir. Annemin Alzheimer hastası olduğunu duyduğum an.

*En sevdiğiniz renk?


Siyah.

*Yaşam mücadelesi, huyu gibi benzeri faktörleri düşündüğünüzde sizi en çok etkileyen hayvan?


Aslan.

*Dünyada en çok neyi merak ediyorsunuz?


Gökyüzünü çocukluğumdan bu yana merak ederim. Uzaylılar var mı yok mu, farklı bir gezegenin olup olmadığını, bunları merak ediyorum.

*Hangi konu açıldığında sıkılırsınız?


Aynı konular çok kez tekrarlanırsa sıkılırım.

*Günlük hayatta kullandığınız en sık kelime nedir?


Bravo çocuklar, süpersin.

*Bir şeyi icat etmek isteseydiniz bu ne olurdu?


Teniste top toplama makinesini icat etmek isterdim. Bu işe başladığımdan bu yana herkes “Hocam bunun daha kolay formülü yok mu” diyor.

*Hayatı en değerli kılan şey nedir?


Aile.

*Bir şeyin orijinaline sahip olmak isteseydiniz, bu ne olurdu?


Bir şeyin orijinalinden daha çok Mustafa Kemal Atatürk ile aynı ortamda bulunmak isterdim.

*Yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?


Gezmek, çalışmak ve sohbet etmek.

*Geriye dönüp baktığınızda 20 yaşındaki kendinize ne söylemek isterdiniz?


Bugünden çok farkı yok ama daha çömez, daha toy. Biraz daha ayakları yere bassa daha iyi olur. 20’li yaşlarda değil de 20’li yaşlardan önce de bu mesleğe doğru bir adım atacak şekle sokabilirmişim kendimi. Çünkü sporun içinde olmama rağmen tenis aklımda hiç yoktu. O dönem zarfında dünyayı gezip oradaki kulüpleri daha çok görmeyi isteyebilirdim. Uluslararası arenada ne yapıyor, bunları görmek isterdim. Bunları şu an 10 yıllık süre içerisinde yapıyorum. Bunu bir 10 yıl daha önce yapsaydım, bugün yaptığım işin konumu daha farklı olabilirdi. Yine uluslararası başarımız çok ama belki daha fazla olabilirdi.

*Gençlere bir çağrınız var mı?


Kendilerini her ortamda geliştirecek düzen kurmaları lazım. Spordan uzak durmamaları gerektiğini düşünüyorum. Spor bir serbest zaman değil, bir yaşam tarzı. Çocuklukta kurduğun yaşam tarzı senin ilerideki yaşamını da belirliyor. Bizler sporla büyüdüğümüz için bize sağladığı katkı çok fazla. Ergenlik dönemini kolay geçiriyorsun, çok büyük bir çevren oluyor. Kötü alışkanlıklardan mümkün olduğu kadar uzak duruyorsun. Kaliteli bir spor yapıyorsan vizyonun kat be kat daha fazla oluyor. O yüzden hayatlarının bir yerlerinde profesyonel olmasa da spor olmalı. Yapmak istedikleri şeylerde küçük yaşlardan kendilerini eğiterek gitmeleri lazım, onlara imkan yaratmaları lazım.