Didim

Didim’de “Büyük Menderes Havzası Su-Çevre-Ürün Güvenliği çalıştayı” başladı

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve her yıl giderek derinleşen iklim değişikliği ve kuraklık, bölgemizi tehdit eden çevresel sorunlar, yeni normale göre verim sorunları yaşanan geleneksel ürün desenine alternatiflerin akademik bir düzeyde tartışılması, tespitler ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi ihtiyacından yola çıkan; Didim Ticaret Odası, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Didim Ziraat Odası’nın işbirliği ile düzenlenen çalıştayı başladı.

Abone Ol

29-30 Eylül 2025 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Didim ÖRSEM Tesislerinde yapılan çalıştayın açılışına Aydın Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent, Didim Kaymakamı Mesut Çoban, Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Kurum Müdürleri, Akademisyenler, Aydın’daki Oda başkanları ve yöneticileri Sulama Birliği Başkanı, ASKİ yöneticileri İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü personelleri, Sivil Toplum kuruluş temsilcileri, Muhtarlar ve davetliler katıldı.

“ORTAK FİKİRLER ÇALIŞTAY DÜZENLENDİ”

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından çalıştayın açılış konuşmasını Didim Ziraat Odası Başkanı Dr. Hilmi Yıldırım yaptı. Yıldırım konuşmasında “ Büyük Menderes Havası su, Çevre ve ürün güvenliği çalıştayına hoş geldiniz. Bu çalıştay ile su kaynaklarının verimli ve sürdürülebilir kullanımı, çevre sorunlarının tarımsal üretime etkileri, ürün güvenliği ve tüketici sağlığı konularını hemen akademik hem de sahadaki deneyimleri buluşturmayı planladık. Sayın Valim sizlerin de bildiği gibi, bu çalıştay fikri Şubat ve Mart aylarında suyun %50 kullanımı konusunu tartıştığımız dönemden başlamaktadır. Başta siz olmak üzere milletvekillerimiz, Oda başkanlılarımız, Tarım il müdürlüğümüz, Devlet su işleri müdürlüğümüz tamamıyla bu konunun içindeydiler ve biz o zaman düşündük ki böyle bir çalışmayı yapmamız gerektiğini düşündük. Şunu özellikle belirtmek istedik çünkü hasadın sonu ve yeni hasat planında, yeni ekim planlamasının yapılacağı bir dönem olmasını istedik. Bu anlamda Çalıştay destek olan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. ”dedi.

“3 TEMEL KONUYA DİKKAT ÇEKİLECEK”

Didim Ticaret Odası Başkanı Hilmi Erbaş ise konuşmasında çalıştayın üç temel konusunun önemine dikkat çekerek “ Çalıştayı düşünme sebebimizin ana sebebi, küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak devam eden aşırı iklim olayları ve meteorolojik afetlerin sonucunda Büyük Menderes havzasında ve ülkemizde üretim kayıplarının yaşanması, üreticilerimizin zora düşmesi ve arz güvenliği sorunlarının ortaya çıkmasından dolayı bu çalışmayı tertiplemeyi planladık. Özellikle Büyük Menderes havzası, son yıllarda küresel iklim değişikliğine bağlı kuraklıklarla mücadele etmekte… Bu çalıştayda 3 temel konuyu birincisi su konusunu ikincisi çevreyi büyük menderesi etkileyen çevre konusunu üçüncüsü de özellikle ürün güvenliğinin sürdürülebilirliği konusunu ele almayı ve bunlarla bir çıktılar elde etmeyi planlıyoruz. Bu çerçevede Büyük Menderes havzasındaki sorunlarımızı ve iklim değişikliği ışığında değerlendirmek üzere buradayız. Tek başına problemleri çözmüyor Sayın Valim; onun için bugün burada hem sorunların tespiti çözüm önerileri konusunda müzakere etmek istiyoruz. Öncelikle, bu çalışlardan murat ettiğimiz en temel iki hususun altını çizmek istiyorum, bir tanesi bilgiyi önermeye ve politikaya dönüştürmek. Bu politikaların uygulanmasını temine etmek; ki politika yapıcılar aramızda politika yapıcılara iletmek ve bunların yapımını takibini temin etmek olacak. Kuraklık gelmeden kuraklıkla ilgili tedbirleri almak meteorolojik afetlerle ilgili tedbirler almak ve riski yönetmek riski yönetirsek sürdürülebilirliği sağlamış oluruz. Elbette ki riski üretmek afetleri engelleyebilir mi? Engellemez ama bizim çalıştaydan elde edeceğimiz veriler ışığında gelecekte planlama yapabiliriz.” dedi.

“SU YALNIZCA TOPRAK İÇİN DEĞİL, YAŞAMIN KENDİSİ”

ADÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent ise konuşmasında Büyük Menderes nehrinin Ege’nin en uzun akarsuyu olduğunu ve toprağa bereket verdiğini ifade ederek “ Tarım bakanlığı verilerine göre, Büyük Menderes havzasında 134 yer üstün su kütlesi bulunmasına rağmen 41 su kütlesi yüksek risk altında görülmektedir. Bu tablo bize şunu göstermektedir. Su yalnızca toprak için değil, yaşamın kendisi için vardır. Nüfus artışı, sanayi faaliyetleri ve geniş tarım alanlarında kontrolsüz üretim havzanın yükünü ağırlaştırmıştır. Kirliliği arttırmış, geleceğimizi tehdit eder hale getirmiştir. Giderek azalan sulak alanlar kuruyan topraklar bozulan biyoçeşitlilik, bunların hepsi aslında bize tek bir şey anlatmaktadır. Suyu koruyun yoksa hayatı kaybedersiniz? Bizlere düşen sorumluluk büyüktür. Bu sorumluluk sadece bilim insanlarının değil, her bir vatandaşın her bir kurumun sorumluluğudur. Bunun için kişi başı su tüketimini azaltmaya yönelik bilinçlendirme kampanyaları hayata geçirilmeli. İçme suyu şebekelerindeki kayıp ve izinsiz kullanımlar önlenmeli, tarımsal alanlarda doğru sulama ve gübreleme yöntemleri yaygınlaştırılmalı. Evsel, kentsel ve endüstriyel atıklara karşı etkin önlemler alınmalıdır. Bu çalıştın, yalnızca sorunları tartışmakla kalmayıp çözüm yollarına ışık tutacağına inanıyorum.” İfadelerine yer verdi.

“SU YÖNETİMDE SORUMLULUK BİLİNCİYLE HAREKET EDİLMELİ”

Aydın Valisi Yakup Canbolat ise konuşmasının başında çalıştay’ın somut ve uygulanabilir kalıcı çözümlerin yalnızca bölgeyi değil, ülkenin genel kalkınmasında katkılar sunacağını ifade ederek “Bu doğrultuda hepimize önemli görevler ve sorumluluklar şüphesiz düşmektedir. Tatlı, su kaynaklarının en yoğun kullandığı alanlardan biridir. Bu nedenle, tarımsal faaliyetlerin verimli ve planlı yürütülmesi su yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır. Öte yandan birçok ülke, su kaynaklarının azalmasıyla karşı karşıya kalmakta milyonlarca insan temiz suya erişimde güçlük yaşamaktadır. Bu durum, suyun stratejik bir kaynak olduğunu da açıkça göstermektedir. Suyun bu denli kritik hale geldiği bir dönemde, mevcut kaynakların korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi daha da önem kazanmıştır. Yeraltı sularının izlenememesi ve atık suların arıtılmadan doğaya bırakılması, sadece çevreyi değil, balıkçılık, tarım ve sanayi sektörlerini de olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, su yönetimde sorumluluk bilinciyle hareket etmeli. Bilimsel verilere dayalı politikalar geliştirmeli ve altyapı yatırımlarını da artırmalıyız. Elbette ayrıca, bireysel ölçekte de su kullanma alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmemiz israfı önlememiz ve suyun gerçek değerini kavramamız gerekmektedir. “dedi.

“KAPALI BASINÇLI SULAMAYA GEÇİLMELİ”

Vali Canbolat Aydın başta olmak üzere B. Menderes havzasında açık kanal yerine basınçlı sulama sistemine geçilmesinin önem arz ettiğini belirterek “Büyük Menderes havzası genelinde açık kanal sistemlerinden kapalı basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi, suyun daha verimli kullanılması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu sistemler, suyun buharlaşma ve sızma kaybını en aza indirerek hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlamakta hem de su israfını önlemektedir. Aynı zamanda bu sistemlerin yaygınlaştırılmasıyla birlikte sulama verimliliği artmakta ve çiftçimizin emeği daha bereketli hale gelmektedir. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla daha az su tüketen ürün çeşitlerine yönelmekte artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir. Geleneksel ürün desenimizi korurken, suya daha az ihtiyaç duyan ve piyasa değeri yüksek alternatif ürünlerin teşvik edilmesi, hem su kaynaklarımızı koruyacak hem de üreticilerimizin ekonomik sürdürülebilirliğini artıracaktır. Tarım ve orman Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu tarımsal üretim planlaması ve yeni destekleme modeli bu noktada büyük önem taşımaktadır. Kuru ve sulu tarım alanlarında ürün değişimi ile birlikte su tüketimi düşük olan alternatif ürünlerin doğru sulama teknikleriyle kullanımı teşvik edilerek su kaynaklarının tasarruflu ve verimli kullanımı sağlanacak. Böylece daha az suyla daha fazla ürün elde edilmesi mümkün olacaktır.” dedi.

“ÇEVRESEL VE SANAYİ TESİSLERİ ETKİLERİ DE CİDDİ TEHLİKE”

2025 yılındaki kuraklık sebebiyle Aydın İl genelinde il kuraklık kriz merkezi kurulduğunu hatırlatan Vali Canbolat, “2026 su yolu içinde benzer yağışların devam edeceği tahmin edilmekte ve tüm paydaşlarla birlikte Ekim Eylül sonu ve Ekim başı itibariyle hazırlıklarımız kararlarımız alınmak üzeredir. Aydın'da bugüne kadar işe sulama amacıyla 7 baraj ve 26 gölet inşa edilmiştir. Yapımı süren 2 baraj ve 18 göletinde tamamlanmasıyla birlikte mevcut su depolama kapasitesi artacak ve bu yatırımlar, kuraklıkla mücadelede ve tarımsal sulamanın sürdürülebilirliğinde önemli katkılar sağlayacaktır. Ancak elbette sadece üretimi değil, çevresel etkileri de aynı hassasiyetle yönetmek durumundayız. Havzada bulunan kentsel yerleşimler, sanayi tesisleri ve düzenli depo depolama alanlarından kaynaklanan noktasal kirlilik ile tarımsal faaliyetlerden ve yüzeysel akıştan kaynaklanan yayılı kirlilik unsurları, su kalitesi üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır. Bu nedenle, tüm kirletici kaynakların belirlenmesi, izlenmesi ve Kontrol altına alınması amacıyla kapsamlı analiz ve değerlendirme çalışmaları yürütmekteyiz. İlimizde kanalizasyon altyapısı bulunan yerleşim alanlardan kaynaklanan atık suların yaklaşık yüzde sekseni mevcut arıtma tesislerinde arıtılarak alıcı ortama bırakılmaktadır. Geriye kalan yüzde yirmilik kısmı için ise projelendirme çalışmaları tamamlanmış yapım süreçleri devam etmektedir. Bizler de tüm bu çabalara destek olmak, üzerimize düşen sorumlulukları kararlılıkla yerine getirmek durumundayız. Bu vesileyle, bugün burada yapılan bu çalışma koruma ve tarımsal üretim açısından çözüm odaklı bir perspektif ortaya koyacağına inanıyor. Toplantımızdan hayırlı sonuçlar çıkmasını temenni ediyorum.” ifadelerine yer verdi.

Konuşmaların ardından Vali Canbolat, çalıştayın oturumlarında görev yapacak akademisyen ve oda başkanlarına teşekkür belgesi verdi. Konuşmaların ardından ara verildi.

Aranın ardından düzenlenen ilk oturumda Tarım Yazar Ali Ekber Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı “Büyük Menderes havzasında su kaynakları ve yönetimi” paneli düzenlendi.

2 gün sürecek çalıştay’da “Büyük menderes havzasında su kaynakları ve yönetimi, Büyük menderes havzasında tarımsal üretim ve ürün güvenliği, Büyük menderes havzasında ürün bazlı su yönetimi ve sürdürülebilirlik, Büyük menderes havzasında çevre ve ekosistem güvenliği, büyük menderes havzasında iklim değişikliğinin etkileri, çözüm ve Politika önerileri başlıklarında 6 farklı oturum olacak.