Siyaset

CHP’li Bülbül’den 25 Kasım’da İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş çağrısı: "Cezasızlık kabul edilemez"

CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde açıklama yaptı. CHP’li Bülbül, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından kadın haklarının gerilediğine dikkat çekerek, “İstanbul Sözleşmesi ruhuna geri dönülmelidir” çağrısında bulundu. Bülbül, “Kadınların yaşam hakkı hiçbir siyasi kararın veya keyfi tasarrufun konusu olamaz” dedi.

Abone Ol

CHP’li Bülbül’ün 25 Kasım’da yaptığı açıklamada şunlar kaydedildi: “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2025’in ilk on ayında 237 kadın öldürüldü, 247 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu verilerine göre ise 317 kadın öldürüldü. Şüpheli bırakılan her ölüm, yeni bir kadın cinayetinin zeminini hazırlıyor. Kadınların kimlik ve kişiliklerinin bir parçası olan soyadına getirilmek istenen sınırlama, grubumuzun itirazları sonucunda geri çekildi. Ancak AKP iktidarı, kadın haklarını geriletmek amacıyla çeşitli yasal ve politik adımlar atmaya devam ediyor. Medeni Kanun tartışmaya açılırken, İstanbul Sözleşmesi’nden tek imzayla çıkılması ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, kadınların yaşam hakkı ve güvenliği üzerinde ağır sonuçlar doğuruyor.”

“CEZASIZLIK ADALETE OLAN GÜVENİ AZALTMAKTADIR”

CHP’li Bülbül, açıklamasına şöyle devam etti: “Kadın cinayetleri, AKP hükümetinin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması, 6284 sayılı Kanun’u ve Medeni Kanun’u tartışmaya açmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Türkiye’nin sözleşmeden çekilme kararından sonra kadınlar için adalet yolları daha da tıkanmış, şiddete karşı etkin koruma ve önleme mekanizmaları zayıflamıştır. Koruma kararlarının uygulanmaması ve eksik soruşturmalar, kadınları katleden erkekleri cezasız bırakarak toplum vicdanını yaralamakta ve adalete olan güveni azaltmaktadır.”

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ RUHUNA GERİ DÖNÜLMELİDİR”

Milletvekili Bülbül, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Kadınların yaşam hakkı hiçbir siyasi kararın veya keyfi tasarrufun konusu olamaz. Kadınların öldürülmediği bir ülke için İstanbul Sözleşmesi’nin ilkelerine ve ruhuna geri dönülmelidir. Kadınlar, cinayetlere, şiddete, cinsiyet eşitsizliğine ve ayrımcılığa karşı verdikleri mücadelemizde her zaman yanımızdadır ve biz de onların yanındayız.”