ChatGPT Psikoterapist Değildir!

Abone Ol

Merhabalar! Konumuz, yapay zeka teknolojisi. Her geçen gün daha fazla alanda hayatımıza girmeye devam ediyor. ChatGPT, bunların başında gelen bir örnek. Bu tür yapay zeka programları, metin tabanlı etkileşimlerde oldukça başarılı olabilirken, birçok kişi için duygusal destek ve rehberlik sağlayan bir araç olarak kullanılabiliyor. Ancak, bu tür yapay zekaların, özellikle psikoterapi gibi hassas ve karmaşık bir alanda nasıl işlediği ve bunun etik sınırları hakkında tartışmalar da giderek artıyor. ChatGPT’nin, psikoterapi alanında bir terapist olamamasının birkaç önemli nedeni bulunuyor. Birincisi, psikoterapi yalnızca bilgiye dayalı bir süreç değildir. İnsan psikolojisi, bir dizi duygusal, bilişsel ve bilinçaltı faktörden oluşur. Terapist, bu faktörleri anlamak için sadece akademik bilgiye değil, aynı zamanda empatiye, kişisel tecrübeye ve duygusal zekaya da sahip olmalıdır. İnsanlar, terapilerinde karşılarında sadece bir bilgi kaynağı görmek istemezler. Aynı zamanda onları anlamaya çalışan, duygusal durumlarına empatik bir şekilde yaklaşabilen bir terapiste ihtiyaç duyarlar. ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçları, duygusal zeka ve empati kurma konusunda oldukça sınırlıdır. Bu araçlar, yalnızca verilen metinlere tepki verir ve duygusal içeriklere anlamlı bir şekilde tepki verme yeteneğinden yoksundur. İkincisi, psikoterapi süreci çoğu zaman insanların bilinçaltı süreçlerini ortaya çıkarma ve bu süreçleri işleyerek duygusal iyileşme sağlama üzerine kurulur. Terapistler, danışanlarının söylediklerinin ötesinde, onların beden dilini, ses tonlarını ve gözlemlerini analiz ederek bu süreçlere daha derinlemesine bir bakış açısı geliştirebilirler. ChatGPT ise yalnızca yazılı metinleri analiz edebilir ve bu metinler üzerinden otomatik cevaplar üretebilir. Bu nedenle, bir yapay zekanın, danışanın ruh halindeki ince değişimleri yakalayarak terapötik müdahalelerde bulunması neredeyse imkansızdır. İnsan beyni ve duygusal süreçler oldukça karmaşıktır. Bununla birlikte, dijital terapi ve yapay zeka destekli araçların artan popülaritesi, onları tamamen dışlamak yerine farklı bir rol oynamaya daha yatkın hale getiriyor. Özellikle COVID-19 pandemisinin etkisiyle, çevrimiçi terapi ve dijital sağlık uygulamaları önemli bir çıkış yolu haline geldi. Yapay zeka destekli uygulamalar, insanların daha hızlı ve kolay bir şekilde duygusal destek almasını sağlamakta, bu da onları özellikle yalnızca bilgi edinmek veya basit sorulara cevap aramak amacıyla kullanmak isteyen bireyler için cazip kılmaktadır. Yapay zeka araçları, kişilerin yalnızca bilgi almakla kalmayıp, aynı zamanda yalnızlık, anksiyete ve stres gibi duygusal sorunlarla da başa çıkmalarına yardımcı olabilecek destekleyici bir rol oynar. Ancak bu araçlar genellikle profesyonel terapinin yerini almak için değil, ona ek bir destek olarak kullanılmaktadır. Özellikle son yıllarda dijital terapi, online terapistler ve yapay zeka destekli sohbet botlarıyla yapılan görüşmelerde önemli bir artış gözlemlenmiştir. 2021’de yapılan araştırmalar, dijital sağlık uygulamalarını kullanan bireylerin yaklaşık %30-40’ının yapay zeka destekli sistemlerden bazı seviyelerde destek aldığını ortaya koymuştur. Türkiye’de de, ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçlarıyla psikolojik destek arayışında bulunan kullanıcıların oranı hızla artmaktadır. 2023 yılı itibarıyla yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de ChatGPT'yi psikoterapi amaçlı kullananların oranı %43 civarındadır ve bu kullanıcıların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Bunun temel sebeplerinden biri, kadınların psikolojik destek alma konusunda daha açık ve istekli olmalarıdır.

Bununla birlikte, yapay zeka destekli terapötik araçlar, psikotik bozukluklar veya ciddi psikolojik rahatsızlıkları olan bireyler için uygun değildir. Yapay zeka, yalnızca belirli algoritmalarla çalışır ve bu nedenle bir kişinin ruh halindeki derin değişimleri, düşüncelerindeki tutarsızlıkları veya duygu durumundaki bozuklukları anlamada yetersiz kalabilir. Örneğin, bir kişi ChatGPT’ye şu şekilde yazabilir: “Bir sanatçı beni takip ediyor ve bana aşık oldu, bana zarar verebilir” gibi bir ifade kullanabilir. Bu, kişide potansiyel olarak psikotik belirtilerin olduğu bir durumu işaret ediyor olabilir, ancak ChatGPT bu tür ifadeye genellikle basit, nötr bir cevap verir. Yapay zeka, söz konusu kişinin duygu durumundaki karmaşıklığı algılayamaz ve bu yüzden doğru bir şekilde müdahale edemez. Oysa bir terapist, bu tür bir beyanı dinlerken, kişinin psikotik belirtiler gösterip göstermediğini değerlendirir ve uygun bir yönlendirme yapar. Terapist, bu kişinin psikolojik durumunu daha derinlemesine inceleyerek, gerekirse acil destek ve tedavi önerilerinde bulunabilir. Yapay zeka, kullanıcıların ruhsal durumlarını değerlendirerek uygun bir yönlendirme yapmak konusunda ciddi zorluklar yaşar. Örneğin, bir kişi şüpheli ve gerçekdışı inançlar belirtiyorsa, yapay zeka buna genellikle yanlış yönlendirmelerle karşılık verir. Bu da, kişiyi daha fazla yalnızlığa itebilir veya yanlış bir destek mekanizması oluşturabilir. Terapist ise yalnızca doğru analiz yaparak, doğru bir tedavi sürecine yönlendirebilir ve bireyin güvenliğini sağlayacak bir müdahalede bulunabilir. Yapay zekanın sağladığı destek, yalnızca yüzeysel ve geçici olabilir, çünkü insan psikolojisinin derinliklerine inmeye yetmez. ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçları, psikoterapi sürecinde önemli bir destekleyici rol oynayabilir, ancak terapistin yerine geçemez. Bu nedenle, ChatGPT veya benzeri dijital araçlar, yalnızca bilgi edinme ve basit rehberlik sağlama amacıyla kullanılmalı, ciddi psikolojik durumlarda mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.