Podima’da bir cinayet!..
11 Haziran 2011… Karadeniz kıyılarında, sakin, kendi halinde bir sahil köyünde öldürülen bir kadın!..
Köyün sakinlerinden olan ve cinayete kurban giden kişi Arzu. Albenisi yüksek, bol kahkahalı, işveli, cilveli ve eğlenceli bir kadın. Arzu, herkesin gözdesi ve davet akşamlarının aranan kadınıdır. Ali, Arzu’nun kocası. Yaşça ondan büyük ama karısına aşık bir adam. Bu sebeple de karısının ufak tefek kaçamaklarına göz yummaktadır. Ali ve Arzu çifti, hem köyün hem de cemiyet hayatının hem merak edilen hem kıskanılan ailelerinden. Sakinliğini sevip yerleştikleri Podima’da ara ara davetler verirler. Arzu’nun öldürüldüğü gece de evlerinde böyle bir davet vardır.
Ahmet…
Ahmet Arslan, emekli bir inşaat mühendisidir ve kendisini dünyadan soyutlamak adına sessiz sakin bir balıkçı köyü olan Podima’ya sığınmıştır. İlginç bir kişilik, kimseye dokunamıyor mesela. Bütün kıyafetleri dolabında hava sıcaklığına göre sıralanmış. Evi bir labirent gibi kitaplıklarla dolu, çok da titiz bir tip. Köyden de kimse ile görüşmüyor sadece yardımcı olarak aldığı Hatice Hanım ve onun ders verdiği safça oğlu Muharrem. Bir de Arzu... Arzu da Ahmet’i farklı gördüğü ve köyde onu anlayacak başka kimse olmadığını düşündüğü için arada sırada Ahmet’le onun evinde buluşuyor, sohbet ediyorlar. O gece de -Arzu’nun öldürüldüğü gece- evlerinde çok sevdiği arkadaşları (!) için verdikleri davete dostluklarının neticesi olarak Ahmet de davetli.
Cinayeti araştıran gazeteci kız…
Küçük bir kasabada yaşanan bu cinayet vakası gazetelerin de dikkatini çeker. Köye olayı araştırmak için gezeteciler dolar. Ulusal gazetelerden birinde çalışan ve mesleğinin henüz çok baharında, çömez bir gazeteci kız da Podima’ya gelir. Cinayetle ilgili önemli bir noktayı yakalayıp haber yaparak kariyerinde yükselmek istemektedir. Bu sebeple gecede davetli olduğunu öğrendiği ve Arzu ile olan muhabbetlerini de duyduğu Ahmet’ten bir şeyler öğrenmek için kapısını çalar. Gazeteci kız ile Ahmet arasındaki görüşme -Ahmet’in farklı kişiliği yüzünden- kısa sürede boyut değiştirir. Olaylar Ahmet’in geçmişine doğru kayar. Bundan sonrasında olay iki koldan devam eder. Gazeteci kız, hem cinayeti araştırır hem de sırlarla dolu Ahmet’i ve onun kardeşi Mehmet’in akıbetini. Ahmet’in anlattığına göre kara sevdaya tutulan ve aşk yüzünden başına gelmedik kalmayan Mehmet’in de çok enteresan bir hikayesi vardır. İşte “Kardeşimin Hikayesi” tam da burada “Mehmet’in Hikayesi”ne dönüşür. Ahmet, zavallı Mehmet’in durumunu gazeteciye şu sözlerle anlatır: “Başka bir şey geldi başına, intihar bile edemeyecek kadar kötü bir şey.” Bu sözler üzerine gazeteci kız Arzu’nun katilini öğrenmek istediği kadar Mehmet’in hikayesini de deli gibi merak eder. Ancak Ahmet ile gazeteci kız arasında bir taraftan sinir bozucu ama bir taraftan da komik, enteresan bir arkadaşlık başlar. Cinayet soruşturması olarak başlayan görüşmeleri Ahmet’in ve kızın gizlide kalmış taraflarını ortaya çıkarır.
Duygular, ölüm, unutmak, hatırlamak ve insan ruhuna dair psikolojik derinlikler ve aşkın kimyası üzerine çok etkileyici tespitleri olan -yazar- Ahmet bizi de geçmişine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, hem insan olmaya dair birtakım değer yargılarını anlamaya hem de okuyucuya olayları sorgulatmaya devam ediyor.
Arzu’yu kim öldürdü?
Ahmet mi, Arzu’nun ara ara takıldığı sevgilileri mi, yoksa gizlice kıskançlık yapan kocası mı? Peki Ahmet’in kardeşi Mehmet’in sonu ne oldu? Baştan sona merak dolu bir olay örgüsü. Kahramanlarının enteresanlığı olayların sizi sarıp sarmalayışı çok çok iyi. Hem aşk romanı hem polisiye roman. Şaşırtıcı sonu için ise anlatılmaz okunur, diyelim.
Zülfü Livaneli’nin 2013 yılında yayımlanan, uzun bir süre çok satanlarda kalan, hala da okunmaya devam eden en sürükleyici romanlarından. Benim de ikinci okuyuşum ve aynı merakla okudum diyebilirim. Karacasu kitap kulübümüzün mayıs ayı okuma kitabıydı. Merak edenlere şimdiden keyifli okumalar…
Kitapla kalın.
KİTABA DAİR NOTLAR
Kitabın ismi ve yazarı: Kardeşimin Hikayesi/Zülfü Livaneli
Kitabın Basıldığı Basımevi yıl, Tarih ve Yer: Doğan Kitap, 2013,İstanbul.
Kitabın sayfa sayısı:324
ALINTILAR
Hepimiz öleceğimizi biliriz ama öldürüleceğimiz aklımıza gelmez.
"Birine aşık olmak, gözü bağlı olarak, bir uçurumun kıyısında yürümek demektir."
"Aşk dünyadaki en tehlikeli, en öldürücü duygudur."