Meydanlar, şehirlerimizin medeniyet aynasıdır. Şehirlerimize, görüntüleri ile kültürüne güç katarlar.
Nazilli’mizin 2 meydanı var. Birisi Atatürk Anıtı’nın bulunduğu İstasyon Meydanı ismi ile anılan Meydan, diğeri de 500-600 kişilik Belediye Meydanı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in, İsmet İnönü’nün ve Bülent Ecevit’in siyasi mitingler yaptığı İstasyon Meydanı.
İstasyon Meydanı, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yeni düzenlenmesi ile özelliğini kaybetti ve trafik akışının yoğunlaştığı bir alan oldu.
Bayramlarda özel günlerde, Atatürk anıtına çelenk koyma törenleri halkın katılımından uzak, dar bir alan içinde yapılmaya başladı.
Bu alan, yeni yapılanmasından sonra meydan hüviyetini de kaybetti. Son zamanlarda şehir nüfusu belediye çevresinde yoğunlaştı.
Biz SES Gazetesi olarak, Atatürk Meydanı’nın 23 Nisan parkı alanına kaldırılmasını istiyoruz. Atatürk parkının karşısındaki bu alan için, ATATÜRK ALANI İSMİDE YAKIŞIR.
Bu alan daha ziyade, şehir merkezi hüviyeti taşıyor. Daha yoğun bir nüfusa sahip.
Bayram kutlamaları, yapılacak küçük bir düzenleme ile burada yapılmalı. ATATÜRK anıtı buraya taşınmalı.
Bu şehre canlılık ve bir değişim getirecektir. Bayram törenlerinin daha canlı geçmesini sağlar. Alan olarak geniş ve uygun.
Parktaki büyük havuzun küçültmesi ile amaç hasıl olur.
Nazilli Belediyemiz ve Büyükşehir Belediyemiz daha şirin bir Nazilli için, Ses Gazetemizin bu görüşünü uygun görülmesi halinde daha da zenginleştirip bir proje olarak değerlendirmelidir.
**
“BELA” SÖZCÜĞÜ DE SİYASETTE YERİNİ ALDI!
Siyaset, “Uzun ince bir yoldayım. Gidiyorum “gündüz, gece” moduna girdi.
Siyaset sahnesinde her türlü Ali Cengiz oyunu sergilemek alışkanlık haline geldi
Cumhuriyet tarihimizde hiç bu kadar siyasi partiler rakiplerini yok yerine koymadı, aşağılamadı. Hakaret siyaseti yaşamadı.
Yine cumhuriyet tarihimizde, siyasi parti liderleri rakiplerine, iffetsiz, namussuz, şeref haysiyet yoksunu, namertsin, şerefin ayaklar altında gibi hakaret içeren sözler söylemedi.
Siyaset hiç bu kadar belden aşağıya inmedi.
Milletin gözü önünde yaşanan bu hakaretlere şimdide “BELA” SÖZCÜĞÜ GİRDİ.
Maalesef mikrofon aşığı, CHP Genel Başkanı sayın Özgür Özel’in ağzından bunu da duyduk.
Artık bela sözcüğü de siyaset lügatına girdi.
Anne babalarımızdan, büyüklerimizden çok duyduk. Neydi o?
Ağzına, “BELA” sözcüğünü alma, onun anıldığı yerde bile yedi mahalleye zararı olur, derlerdi.
Çok üzgünüm. Millet çok tedirgin. Kimsenin ağzından “İYİYE GİDİYORUZ” sözü çıkmıyor.
MİLLET kime inanacağını şaşırdı. O kadar ayrışmışız ki, “TERÖRSÜZ TÜRKİYE” sözü bile milleti bir araya getiremedi.
Bu işin sonu görünmeden tüm liderler nereye gittiğimizi görmeli. BAŞKA TÜRKİYE OLMADIĞINI inanmalı, ülkeye huzur getirmeli.
Yoksa, evet yoksa “OVALARA KARLAR YAĞMIŞ ÜŞÜMEDİN Mİ? SEN BU İŞİN SONUNU DÜŞÜNMEDİN Mİ?” TÜRKÜSÜNÜ SÖYLERİZ.
**
BU OPERASYONLAR DEVAM ETMELİ!
Ülkemizde, halkımız bir önceki günü ve yılları mumla aramaya başladı.
Ülkemizi suç makinası haline getirmek istiyorlar. İçişleri Bakanlığı’nın aralıksız operasyonları milleti memnun ediyor.
İçişleri Bakanı sayın Ali Yerlikaya, 21 il merkezli “Çevrim içi Çocuk Müstehcenliği ve Tacizi, Nitelikli Dolandırıcılık, Yasa Dışı Bahis, Nitelikli Hırsızlık” suçlarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 99 şüphelinin tutuklandığını duyurdu.
İster istemez iyi ki “DEVLET BABA” var diyoruz.
Biz içeride, birbirimizi yerken, bu karanlık güçlere maalesef fırsat doğuyor.
Şüphelilerin; müstehcen çocuk görüntüleri barındırdıkları, Sosyal medya platformları ve Oltalama (Phishing) siteleri üzerinden “araç kiralama, kapora bedeli, yüksek kazanç ve kiralık bungalov” temalarını kullanarak vatandaşlarımızı dolandırdıkları, tespit edilmiş.
Yasa dışı bahis ve sanal kumar siteleri üzerinden panel kurup işlettikleri saptanmış.
Yasa dışı bahis ve kumar sitelerinde para nakline aracılık ettikleri, vatandaşlarımızın mobil bankacılık hesaplarına erişim sağlayarak kişisel verilerin paylaşımı ve sorgulamadan haksız kazanç elde ettikleri tespit edilmesi yetkilileri harekete geçirmiş açıklamaları, milleti tabii mutlu ediyor.
Son zamanlardaki mülteci (sığınmacı göçünün) olayların artmasında, önemli rolü olduğu inancında
Emniyet güçlerimizin, bu tür operasyonları millet huzuru için aralıksız devam etmeli.
Devletimizde bu suçları işleyenlere caydırıcı cezalar uygulamalı.
Millet devlet işbirliği en üst seviyeye çıkmalı. Milletimiz anayasal İHBAR ETME, ŞİKÂYET hakkını kullanmaktan çekinmemeli. GERÇEK HUZUR ANCAK BÖYLE GELİR.
**
SON 60 YILIN EN SICAK GÜNLERİ
Sonunda bu yüzyılda yaşayanlar iklim değişikliğini yaşamak nasip oldu.
Dünya sıcaklığının 1-2 derece artması bugünkü değişimi getirdi.
Buna, kıyamet alametleri diyenler çıksa da dünyayı biz insanların bu duruma getirdiğini görmezden geliyor.
Nüfusu 10 milyara yaklaşan dünyamız, dengeleri koruyamaz hale geldi.
Bundan böyle virüs salgınlarının bilerek nüfus kırılmaları için artacağı da iddialar arasında.
Uzmanlar, hava durumundaki aşırılıklar (fırtına, sel, kuraklık gibi hava olayları) daha sık ve şiddetli hale geleceğini iddia ediyor.
Küresel iklim değişikliğinin etkileri sadece ekonomik olmamaktadır.
Uzun vadeli olarak düşünüldüğünde burada yaratılan ekolojik ve sosyal sorunlar daha büyük boyutlu olacaktır.
Çünkü iklim değişikliği sonucunda dünya yüzeyindeki insanların büyük bir bölümünün yer değiştireceği tahmin ediliyor.
Çünkü ekosistemde meydana gelen değişimler aynı zamanda, dünyada mevcut olan bitki ve hayvan popülasyonunun bir kısmını yok ediyor.,
Yeni bitki hayvan türlerinin ortaya çıkmasına ve bir kısmının da yaşam ortamlarının değişmesine neden olabilecektir.
Bu nedenle küresel iklim değişikliğinin, etkilediği önemli sektörlerden birisi tarım sektörü olacaktır.
Bir tarım ülkesi olan ülkemizde bunun ilk sıkıntıları görülmeye başlandı. Bu yıllarda bile ürünlerimize istediği suyu veremiyoruz. Kısıtlamaya gittik
Son zamanlarda tarım arazilerinin yok fiyatına satılmak istenmesi, bu telaşın sonucudur. Bugünlerde yaşadığımız sıcak kaynaklı sıkıntılardır.
BUNLAR, DÜNYANIN BİR DERECE ISINMASININ SONUÇLARI. YAA DÜNYAMIZ, 2-3 DERECE ISINDIĞINDA NELER OLABİLİR, DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM…