Asayiş

Acılı baba: 'Oğlum intihar etmedi, öldürüldü'

Aydın’dan Afyonkarahisar’daki cezaevine nakledildikten sonra tuz ruhu içerek intihara kalkışan ve ardından kaldırıldığı hastanede kendini asarak yaşamına son veren Ahmet Kalaycı’nın babası, oğlunun intihar etmediğini, cezaevinde işkence yapılarak öldürüldüğünü öne sürdü.

Abone Ol

OTOPSİ RAPORUNDA İLGİNÇ BULGULAR 

Kalaycı'nın ailesine oğullarının önce tuz ruhu içerek intihar ettiği, sonra da kendisini asarak intihar ettiği söylendi. Yapılan otopside Kalaycı'nın vücudunda darp ve cebir izleri ile buna ilişkin ekimozlar olduğu, ayrıca boğaz bölgesinde el ve parmak izleri bulunduğu belirlendi. Çelişkili bilgilerden kuşkulanan ve oğluyla aynı adı taşıyan baba Ahmet Kalaycı, Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı'na giderek şikayette bulundu, konunun soruşturulmasını talep etti.

"OĞLUM ÖLDÜRÜLDÜ"

Oğlunun intihar ederek değil, planlı bir şekilde öldürüldüğü iddia eden gözü yaşlı baba Ahmet Kalaycı, suçluların bulunmasını istedi. Kalaycı, "Biz Bulgaristan göçmeniyiz. Oğlum, Aydın Cezaevi'ndeki son ziyaretimde bana Bulgarca, 'Beni burada çok dövüyorlar. Öldürecekler beni. Kurtar beni baba' demişti. Birkaç gün sonra Dinar Cezaevi'ne nakledildi. Aynı gün de bana Cezaevi'nden telefon edildi ve oğlumun tuz ruhu içerek intihar ettiği söylendi. Benim oğlum intihar edecek birisi değildi. Bu, gardiyanların bir kumpası. Benim oğlum Aydın Cezaevi'nde iken eşi hakkında çıkan dedikodular yüzünden, bir gardiyanı su bardağı ile kulağından yaralamış. Bu olaydan sonra da oğlum 'Yumuşak Oda' denilen yerde sürekli işkenceye maruz kalmış. Şimdi de oğlumun ölüsünü 'intihar etti' diye kucağıma verdiler. Otopsi raporu ve kamera kayıtları her şeyi gözler önüne seriyor. Oğlumun katillerinin ortaya çıkarılmasını istiyorum" diye konuştu.

"ÖRTBAS EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR" 

Kalaycı ailesinin avukatı Alper Derelioğlu da, şunları söyledi: "Maktulün Aydın E Tipi Cezaevinde psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığı yönündeki şikayetleri, her fırsatta geri çevrilmiştir. Ailesi ve şahsım, cezaevinde yönetici ve memurların göz yumması sonucu bazı memur ve hükümlülerce maktule işkence ve psikolojik baskı yapıldığı şüphesi üzerinde duruyoruz. Özellikle maktulün eşinin bazı cezaevi personeliyle ilişkisi bulunduğu söylentisi çıkartılarak maktulün psikolojisinin bozulduğu ve bunun sonunda bazı fiileri işlemesi sağlanarak Dinar Cezaevi'ne sevki sağlanmıştır. Burada da önceki cezaevindeki sorunluların telkini ve talimatıyla öldürüldüğünü, olaya da intihar süsü verilmeye çalışıldığını düşünmekteyiz. Olayın cezaevindeki bir çeteleşme faaliyetinin sonucu olduğunu düşünüyoruz. Olayda bazı kamu görevlilerinin ismi geçtiğinden, örtbas edilme çabasını görüyoruz" dedi.