10 Kasım ve Atam İzindeyiz

Abone Ol

Her yıl 10 Kasım sabahı, Türkiye’nin dört bir yanında aynı duygu hâkim olur: Hüzün, saygı ve minnettarlık… Çünkü 10 Kasım, Türk milletinin en büyük evladı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği gündür. Ancak bu tarih, sadece bir yas günü değil; aynı zamanda Atatürk’ü anlama, fikirlerini yeniden hatırlama ve onun ideallerini yaşatma günüdür.

Atatürk, yalnızca bir asker ya da devlet adamı değil; aynı zamanda bir aydınlanma ve aydınlatma önderidir. O, milletine bağımsızlık kazandırmakla kalmamış, modern, laik ve çağdaş bir Türkiye’nin temellerini atmıştır. 1919’da Samsun’a çıktığında, yorgun ve işgal altındaki bir ülke vardı. Ancak o, halkına güvenerek “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” demiş ve Türk milletini yeniden ayağa kaldırmıştır.

Cumhuriyet, Atatürk’ün Türk milletine bıraktığı en büyük mirastır. Kadın-erkek eşitliği, eğitimde fırsat eşitliği, bilimin ve aklın rehberliğinde bir yönetim anlayışı onun devrimlerinin temelini oluşturur. Bugün Türkiye’nin her köşesinde okunan çocuklar, özgür düşünebilen gençler ve demokratik değerlerle yaşayan insanlar, Atatürk’ün vizyonunun bir yansımasıdır.

10 Kasım, sadece bir anma değil; hesaplaşma ve hatırlama günüdür. Her 10 Kasım’da, saatler 09.05’i gösterdiğinde hayat bir an durur, sirenler çalar, gözler dolu dolu olur. Fakat esas olan, o sessiz dakikalarda Atatürk’ün bize bıraktığı mirası düşünmektir: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözleri, onun en büyük vasiyetidir.

10 Kasım, geçmişe özlemle bakmanın ötesinde, geleceğe umutla yürümek için bir ilham günüdür. Atatürk’ü anmak, sadece fotoğraflarının önünde saygı duruşunda bulunmak değil; onun ilkelerini yaşatmak, Cumhuriyet’i korumak ve geliştirmektir.
Unutulmamalıdır ki, Atatürk ölmedi; o, fikirleriyle, devrimleriyle ve ışığıyla yaşamaya devam ediyor.

Atatürk’ün izinde yürümek; bilime, akla ve eğitime değer vermek, insan haklarına saygılı olmak, millet sevgisini yüreğinde taşımaktır. O’nun en büyük hedefi, “Muasır Medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak” idi. Bu hedefe ulaşmak, bugün biz gençlerin elindedir.

Gerçek anlamda Atatürk’ün izinde olmak, her 10 Kasım’da üzülmekle sınırlı kalmamalı; her gün onun öğretilerini hayatımıza katmakla mümkün olmalıdır. Çalışkan, dürüst, vatansever bireyler olarak Atatürk’ün ideallerini yaşatmak, ona olan en büyük saygımızın göstergesidir.

Atatürk’ün izinde olan bir millet, asla yolunu kaybetmez. Onun için "ATAM İZİNDEYİZ".