Evini ve arabasını çocuklarına vermesinin ardından 2021 yılında bu yana deyip yerindeyse motosikletini ev haline getirip gezmeye başlayan inşaat kalfalığından emekli Alacacıoğlu, sosyal medyaki adının da etkisiyle Gezginci Dayı olarak tanınmaya başladı. Asya 150'lik motoruyla birlikte Ege Bölgesi'nde gidilmedik yer bırakmayan Alacacıoğlu, "Evim de vardı, arabam da vardı. 'Çocukları çağırdım alın bunlar sizin olsun' dedim. Bana karışmayın ben emekli maaşımla yaşarım. Herkes kendi keyfine baksın dedim. O zamandan beri yollardayım" dedi. Sözleri düşünceleri ve yaşamıyla farklı bir kişilik ortaya koyan Gezginci Dayı adeta yolların filozofu haline geldi.
"ZAMANLA DERDİM YOK HER YER EVİM"
Nasıl gezdiğini anlatan Alacacıoğlu, "2021'de aldım bu motoru. 150 CC bir motor. Aslında bu tür gezilere uygun değil. Benim zaman derdim olmadığı için şu saatte şuraya varacağım gibi bir derdim olmadığı için güzel bir yer gördüm hemen motoru istop ederim, hemen oraya otururum. Koltuğum var hemen tüpümü çıkarırım. Kahvemi yaparım. Nasıl diyeyim. Oranın bir nefesini almam lazım. Mesela ormanda kalıyorum. Mesela bir kanyonda kaldım. Orada kaldım. Orada o sabah guguk kuşlarının ötmesi. O böceklerin ayrı bir ses vermesi. Suların şırıltısı. Her şeyin ayrı bir müziği var. İnsanlara öyle bir şey anlatıyor ki bunu idrak etmek lazım. Ben bu zevki aldım. Hani bir virüs bulaşır insana nasıl kemirir. Bana da bu virüs bulaştı, şimdi duramıyorum yani yerimde" dedi.
"EVİM HER ŞEYİM MOTOSİKLETİN ÜSTÜNDE"
Yaşamı ve yaptıkları hakkında bilgi veren Gezginci Dayı, "Ben Mehmet Ali Alacacıoğlu, Denizli Çivrilliliyim. Denizli Instagram hesabım Gezginci Dayı_. Çevremde de bu şekilde tanınıyorum. 2021'den bu yana tarihi, kültürel yerleri geziyorum. Geçmişi öğrenmek için geziye çıkıyorum. Asya 150'lik bir motosikletim var. Kamp çadırım, matım, küçük tüplerim, yiyeceğim, içeceğim daha Türkçesi evim her şeyim motorumun üstünde" dedi.
KARACASU'YU ÇOK BEĞENDİ
Karacasu'ya gelişini anlatan Alacacıoğlu, "Afrodisias'tan geliyordum. Ana yolda Karacasu levhası ve 3 kahverengi tabela gördüm. Dandalaz Köprüsü, Süleyman Rüşdi Türbesi, Hacı Ali Ağa Çarşı Cami. Müzeyi bir kaç yere sordum. Belediyenin altında dediler. Ben sokaklarda arıyorum. Aydınlatıcı levha olarak birşey görmedim. Burada tesadüf Karacasu Bisiklet parkuru ile alakalı haritayı izlerken bir gazeteci arkadaşımız geldi yanımıza. Yardımcı olmaya çalıştı. Kendisine teşekkür ederim. Türbenin yerini tarif etti. Camiyi sordum. Onun hakkına bilgi verdi. Yetkililer bazı şeylerde zayıf kalıyor. En azından Denetimsizlik çok. Şöyle denetimsizlik çok. Kimin ne iş yaptığını kimse denetlemiyor. En büyük zafiyetimiz bu. Aydınlatıcı bir bilgi yok. Karacasu'nun neyi var, neyi yok. En azından levhalarla, tanıtım tabelaları olsa güzel olur. Çünkü ben bunları yayınlıyorum kendi sayfamda" ifadelerini kullandı.
MÜZENİN KAPALI OLMASINA ŞAŞIRDI
Müzenin kapalı olmasına şaşırdığını kaydeden Alacacıoğlu, "Bugün herkes tatilde. Gelip görebilirler. Müzede ne var ne yok ben merak ettim geldim. Benden başkaları da merak edip gelir. İşin gerçeği bu yani. Ama geldim baktım ki kapalı. Yapacak birşey yok. Dandalaz'da tabelaları görmesem aşağı yoldan gidecektim. Sırf müze levhasını görmek için buraya saptım. Buraya gelmesem önce Kuyucak ardından Denizli'ye devam edecektim. Geldim buraya baktım ki müze kapalı" dedi. Öte yandan müzenin öğle tatili sebebiyle kapalı olduğu bilgisine ulaşıldı.
ÖNCE YÜRÜYEREK SONRA MOTORSİKLETLE
Gezmeye nasıl başladığı hakkında bilgi veren Gezginci Dayı, "2012'de emekli oldum. 2020'ye kadar çalışamaya devam ettim. Baktım baktım hiçbir şey öğreniyorum hayatta. İnsanin bilgisi arttıkça o bölge dar gelirmiş. Benim ki de öyle oldu. Daha fazla birşeyler öğrenme hevesiyle başladım. İnternette dolaşırken yürüyüşçüleri gördüm. Antalya Fethiye arası Likya yolu var. Bir sırt çantası sipariş ettim. Çadır aldım. Bu yola çıktım. Hiçbir şey bilmeden başladım. Bu Likya yolunu yürüdüm. Sonra bir kamyona bindim. Bursa, Sakarya, Düzce, Tekirdağ, Malkara, Çorlu, Edirne'yi gezdim. Buralarda Şeh
Bu şehirleri hep geceleri yatatak konaklayarak gezdim. Yürüyerek ve otostopla başladım. Sonra bu motosikleti aldım arkadaş tavsiyesi ile. Şimdi de fırsat buldukça geziyorum. 2006'da model beni taşıyor. Şöyle bir söz vardır. Elin yanan ocağından benim kör ocağım iyidir. Geçenlerde bayiye gittim. 'Nesi var senin motorun. 70-80'i geçme, dünyayı gez bu motorla' dedi." ifadelerini kullandı.
2006 MODEL 150 CC MOTORLA TÜRKİYE TURU
Sözlerini sürdüren Gezginci Dayı, "2021'de aldım bu motoru. 150 CC bir motor. Aslında bu tür gezilere uygun değil. Benim zaman derdim olmadığı için şu saatte şuraya varacağım gibi bir derdim olmadığı için güzel bir yer gördüm hemen motoru istop ederim, hemen oraya otururum. Koltuğum var hemen tüpümü çıkarırım. Kahvemi yaparım. Nasıl diyeyim. Oranın bir nefesini almam lazım. Mesela ormanda kalıyorum. Arapapıştı kanyonu var. Orada kaldım. Orada o sabah guguk kuşlarının ötmesi. O böceklerin ayrı bir ses vermesi. Suların şırıltısı. Her şeyin ayrı bir müziği var. İnsanlara öyle bir şey anlatıyor ki bunu idrak etmek lazım. Ben bu zevki aldım. Hani bir virüs bulaşır insana nasıl kemirir. Bana da bu virüs bulaştı, şimdi duramıyorum yani yerimde. Böyle bir şey yani" dedi.
"EMEKLİ MAAŞI 25 BİN LİRA OLSAYDI DÜNYA TURU YAPARDIM"
Emekli maaşından başka bir geliri olmadığını kaydeden Alacacıoğlu, "Başka hiçbir gelirim yok. 12 bin lira maaşım var. Yetiyor iyi kötü. 2008'de çıkarmış oldukları yasa olsaydı ben şimdi dünya turu yapardım. Benim maaşım en kötü 25 bin liraydı. O yasa bizi bu hale düşürdü. Yüzde 75 verilirken kıstılar, kıstılar bu hale getirdiler ama 31 Mart'ta da millet tokadı çaktı geçti. Bir uyarı cezası verdiler. Kulak çektiler. Emeklilerin bütçeden aldığı payla alakalı bir yasaydı. Şu an yüzde 50 ödeme yapıyorlar. Daha önceden yüzde 75'ti. O olsaydı dünya turu yapardım. 25 bin lira evet yine az bir para ama benim gibi bir adama çok rahat yeterdi.
Geçen kurban bayramında ben bununla Uşak, Kütahya, Afyon, Isparta, Burdur'u sadece şehir merkezleriyle değil yaylalarıyla, dağlarıyla birlikte gezdim. Ege'de tüm sahil kasabalarını sırt çantasıyla gezdim. Denizle çok isim olmuyor ama tarihi, kültürle bir yer olunca dayanamıyorum. Bu mikrop bana bulaştı bir daha da bırakmıyor. Hedefimde diğer bölgelere de gitmek var. İç Ege, bu göller bölgesi, Akdeniz'in bir kısmı, Mersin, Adana buraları gezdim. Motorumla 3 yılda 10 bin kilometre yapmışımdır. Motoru aldığımda 2 bin 800 kilometredeydi. Bindikce kilometre aksamı dağıldı. Onu yeniledim" şeklinde konuştu.
"VATANDAŞ YAŞADIĞI YERİ BİLMİYOR"
Gezdiği bazı yerleri anlatan Gezginci Dayı, "Kütahya Simav'da Gölcük Yaylası var. Orada kaldım bir gece. Gediz'in Murat Dağı diye bir yeri var. Bin 600 rakımlı bir tepe. Hem soğuk hem sıcak su akıyor. Belediye güzel yerler yapmış. Hoşuma gitti. Ben her yerde anlattım. Burada da anlatırım. Hamam 40 lira, çay 5 lira. Kamp alanlarına elektrik çekmişler. Gelenler telefonlarını şarj etsin, elektrik ihtiyaçlarını karşılasın diye. Güzel bir hizmet. Böyle insanları takdir ederim. Tarihi kültürel yerler daha iyi anlatılsa, aydınlatıcı bilgiler verilse insanlar geçmişi bilir, geleceği de ona göre hayal eder. Elin Avrupalısı ataların yurdu diye gelip buraları geziyor. Biz yaşadığımız yerleri bilmiyoruz. Sabahleyin Arapapıştı kanyonu neresi diyor bana. Ben daha önce hiç gitmedim diyor. Bunu Kale'de birisi söylüyor bana" dedi.
SABİT BİR YERİM YOK
Motosikletinde her şeyin olduğunu kaydeden Alacacıoğlu, "Uyku tulumu, mat, sırt çantası, çantanın içinde çadır, giyim eşyası, tüp, yiyecek, içecek ve ufak tefek eşyalarım var. Eksi 15 ve eksi 40'a kadar dayanan uyku tulumlarım var. Benim evim bu. Ben kendi evimi çocuklara verdim. Onlar bana karışmıyor, ben onlara karışmıyorum. Sabit bir yerim yok. 2021 kışını Pamukkale'nin üstünde dinamit tepe diye bir yer var. Arkadaşım oraya çağırdı. Benim evde kal dedi. Orada geçirdim. Karlı fotoğraflarım var orada. Tor diye bir köpeğim oldu. Yamaç paraşütü ile bile uçtum orada ben. Macerayı seviyorum. Gezme tutkusu sebebiyle. Öyle birilerine kızgınlık gibi şeyler değil. Eve gerek yok dedim. Her şeyin bir zorluğu var. Hep asfalt yoldan gitmiyoruz" şeklinde konuştu.
"HERKES FIRSAT BULDUKÇA GEZSİN"
İnsanların bu sınırlı imkanlarla bunları başarmasına şaşırdığını söyleyen Gezginci Dayı, "Evim de vardı, arabam da vardı. 'Çocukları çağırdım alın bunlar sizin olsun' dedim. Bana karışmayın ben emekli maaşımla yaşarım. Herkes kendi keyfine baksın dedim. İnsanlara şunu öneririm. Fırsat buldukça gezsinler. Ne mezarlar gördüm. Hepsi sıradan insan oldu' diyor. Allah'ın bir sistemi var. 'Sen ağasın, paşasın' demiyor. Hepsine geç diyor. Gezip gördüğün kalıyor. Bir motorcu denk geldi bir yerde. 'Biz milyonları harcıyoruz, sen küçücük motorla böyle güzel zevkli bir gezi yapıyorsun' dedi. Hatta videomu çekti benim. Ben motoru 5 bin liraya aldım. Şimdi 30 bin lira civarındadır. Herkes gezebilir. Yeter ki istesinler. Fırsat buldukça imkanları dahilinde gezebilirler. Yeter ki içlerinde azim olsun. Çok uzağa gidemeseler de kendi bölgelerini gezebilirler" dedi.
