Hayal bu ya; kendimi Aydın Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıp Özlem Çerçioğlu’nun rakibi oldum. Bir anda mikrofon elimde 31 Mart gecesi kent meydanında kendimi zafer naraları atarken buldum. Omuzlarda şarkılarla kutlama yapıyorum.
Bir anda hayalin sonuna vardım, hayal de bile adım adım gidelim. Öncelikle ilk defa 2002 yılında Aydın siyasetinde yer bulmuş, 22 yıldır hep Aydın’ın gündeminde olan ve kendisiyle siyaset sahnesine çıkmış kimsenin bugün piyasada olmadığı Özlem Çerçioğlu’nu kendime rakip yapıp nasıl başarılı olabilirim diye sordum. Sordum ama inanın sormaz olaydım. Aydın siyasetinden 22 yılda kimler, kimler geldi geçti de topuklu Efe hala daha zirvede. Mehmet Erdem’inden Ali Uzunırmak’ına, Ertuğrul Kumcuoğlun’dan Mesut Özakcan’ına ne bileyim Hüseyin Aksu’lar, Recep Taner’ler Atilla Koç’lar daha sayamadığımız onlarca isim.

Rakip olduğum Özlem Çerçioğlu karşısında 2014 seçimlerini kaybediyorum, 2019 seçimlerinde de hayal kırıklığı yaşıyorum. 2024 yılında tekrar Çerçioğlu’nun karşısına çıkıyorum. Öncelikle verdiğim her sözün arkasında durup insanların 2014 ve 2019 yıllarında bana olmayan güvenlerini kazanmalıyım. Güven olmadan bu iş olmaz. Çünkü bu Aydınlılar 2014 ve 2019 yılında da bana niye teveccüh göstermediler diye sorgulamalıyım kendimi. İyi bir siyasetçi geçmişten ders çıkarmalıdır. Gece yatarken bile acaba Ilıdağ’a bir söz verip de unuttuğum oldu mu diye defahat kere düşünmeliyim. Ya da Çine’de Mehmet amcaya bir iş için ‘hallederiz’ demiş olabilir miyim diye düşünmeden gözlerimi yummam herhalde.
2019 yılında seçimi kaybettim ve rakibimi bir sonraki seçimde devirebilmek için dersimi çok iyi çalışır ve 5 yıllık yol haritamı belirlemeliyim. 2019 yılında ne gibi hatalar yaptım acaba diye kendime soruyorum. Aynı hataları düşmemek için adımlarımı daha dikkatli atmalıyım. Bu dersi çıkarmadığım an ‘tarih tekerrürden ibaret’ sözünü yere düşürmemiş olurum. 2019 seçimlerinin ertesi günü hiç seçime girmemiş gibi başkentin yolunu tutup hayatıma devam edip, 2024 yerel seçimlerine birkaç ay kala ‘ben geldim’ der gibi Aydınlının karşısına çıkmak istemem.

Bir önceki seçimden ders çıkarmadıysam vatandaşın karşısına çıkmazdım zaten. Günübirlik projelerle değil, 5 yıl boyunca üzerinde çalışılmış ayakları yere basan matematiğe ve akla uygun projelerle vatandaşın desteğini isterdim. Son anda kazanmak için bütün tuşlara basıp plansız programsız emekliye 5 bin lira vaadi ben ekonomistim diyen bir insanı gülünç duruma düşürür. Yolda giderken bir anda ilham gelip çizim yapıp proje diye açıklamam.
2014’te ne vaat etmiştim ben Aydınlılara hatırlıyor muyum acaba derim. Demek ki o projelerinde tutarlılığı yokmuş ki kendim bile hatırlamıyorum. Heh bir tanesini hatırladım Büyük Menderes Nehri’ni geliştirip taşımada ve ulaşımda kullanacaktık. 2014 ve 2019 seçimlerindeki en önemli vaadimiz ‘Altın Kanal Menderes’ projesiydi. 2 seçim iş yapmamış geçmişten ders çıkaran biri olarak bu projeyi bu seçimde hiç kullanmayalım. Biz çok büyük bir vaatle Aydınlıların karşısına çıkmalıyız ki herkese şöyle bir şoke edip dikkatlerini çekmeliyiz. Evet, evet buldum muhtaçlık içinde yaşayan emekliye her ay 5 bin lira verirsek dikkat çekeriz. Ama Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi buna yeterli mi acaba. Aman boşver biz ekonomistiz onu da bir şekilde hallederiz. Aradaki yüzde 10’luk farkı bir şekilde eritip seçimlere kafa kafaya girmemiz lazım. Bu farkı kapatmak için emekliye 5 bin TL yeterli gelir mi acaba. Biz garantiye gidelim annelere 2 bin lira, öğrenci kardeşlerimize de her ay harçlık verelim. Belki bunlarla zorlarız.

Galiba bunlarda yeterli olmayacak nasıl bir hayal dünyasının içine düştüm ben arkadaş. Uykularımı kaçırır oldu. Hayalin içinden de çıkamıyorum. Ben en güzeli şu Aydın’dan biraz uzaklaşayım da uykularım düzene girsin. Nereye bilet alsam acaba. Hımmmmm en güzeli başkente bilet alayım. Canım Ankara sen bana iyi gelirsin.