Hani bir deyim vardır ya 'Efsane başkan' diye. Tam da Tansel Önder için söylenmiş bir sözcük adeta. Aydınspor kulüp başkanlığı yaptığı dönemde iki kez Süper Ligin kapısından dönen Önder, en büyük pişmanlığını 2-3 yıl daha başkanlık koltuğunda oturmayarak yaptığını söylüyor. Konuşurken 'Aydınspor' derken bile sesi titreyen, boğazı düğümlenen Tansel Önder, Aydınspor'un büyük bir taraftarıyken kulüp başkanlığına giden süreci Ses Gazetesi okuyucuları için anlattı.
Yarıda kalmış Süper lig hayalleri ve sonu olmayan bir film öyküsü gibi onun Aydınspor serüveni. 1999-2006 yılları arasında Aydınspor kulüp başkanlığı yapan ve kulübün efsane başkanları arasın da ki yerini alan Tansel Önder bugün ki konuğum.

Ahmet Çelik: Öncelikle başkan olmaya nasıl karar verdiniz?

Tansel Önder: Aslında hiç öyle bir düşüncem yoktu. Aydınspor taraftarıydım. Aynı zamanda amatör futbolcuydum. Aydın gençler şampiyonu olduk. Sonra üniversite okurken de Aydın'a amatör maçlara geldim. Faik Aktar dönemlerinde sürekli Aydınspor maçlarına giderdim. Takım arkadaşlarımdan Aydın'ın sayesinde yönetime girdim. Aydınspor'da 1 sene sonra bakmışım ki Aydınspor Başkanı olmuşum. Başkan olayım diye hırslarım veya amacım yoktu.
A.Ç: Aydınspor başkanı seçildikten sonra ilk icraat olarak ne yaptınız?
T.Ö: Öncelikle futbolcu ücretlerinin çok yüksek olduğunu gördüm. Onları 4'te 1 seviyesine indirdik. Altyapıdan yetişmiş çocuklara yer verdik. Erdi Demir hocayla sözleşme imzaladık. Yeniden bir yapılanmaya soktuk takımı ve maya tuttu açıkçası.
A.Ç: Başkanlık döneminizde çok başarılı olduğunuzu görüyoruz. İşin sırrı neydi?
T.Ö: İşi ehline teslim etmek çok önemli. Aynı zamanda kulüp çok düzgün yönetiliyordu. İdealist bir yönetim vardı. Kendi içimizde kavgalarımızda olurdu ama tek amacımız Aydınspor'un başarılı olmasıydı. Altay kulübüyle çok güzel ve ciddi bir anlaşma yaptık. Onlardan çok iyi futbolcular aldık. Necati Ateş, Murat Karakoç, İnanç, Hüseyin, Kadri, Serkan Gültang.. Bu oyuncular bize çok artı bir güç kattı.

'RİZE MAÇINDA BİZİ HARCADILAR'

A.Ç: 2000 yılında Süper Ligin kapısından dönülmüştü. Yarı finalde Rizespor'a kaybedilen bir maç var. O maçla ilgili düşünceleriniz neler?
T.Ö: Bizi hiç hesaba katmamış bir federasyon vardı o zamanlar. Aydınspor'un esamesi okunmuyor gözüyle görmüşlerdi. Biz bunun farkındaydık. Karabükspor'u 5-0 yendikten sonra Rizespor maçı vardı. Biz kendi aramızda bunu çok konuştuk. Siyasi baskılar olacağını tahmin ediyorduk. Nitekim başımıza geldi bu maç içinde. 30. dakika da uyduruk bir penaltı ve 2 kırmızı kart. Bizi orada resmen harcadılar. O maçın yan hakemlerinden biriyle tesadüfen Muğla'da karşılaştık. Yanımızda Laz Kadir'de vardı. Ben bu maçı kendisine sorduğumda ne olumlu ne olumsuz bir şey söylemedi. Bazı iddialar konuşmadığınız zaman da ortaya çıkar. Bu çok açık bir olaydı zaten. Ben bu maçı açık açık sordum o hakeme. Bence onayladı olayları. Çünkü reddetmedi. O gün Aydın'ın ve Aydınspor'un kaderiyle oynandı.

'YALNIZ BIRAKILDIK'

Bizim ağır toplarımızın hiçbiri maça gelmedi. Biz orada yalnız bırakıldık. Aydınspor'un siyaset odaklı olduğu bir dönemdi. Benimde siyasete atılma düşüncem olduğunu sandılar. Asla öyle bir düşüncem yoktu. Zaman için de anlaşıldı bu zaten. O gün yalnız bırakıldık. Maç öncesi federasyon yemek vermişti. Antalya bölge müdürü bize sırtını döndü. Antalya Valisi sırtını döndü. Herkes biliyordu neyin ne olduğunu. Zaten 30. dakika da şeref tribünü karıştı. Bizim yöneticilerimiz Rize'li yöneticilerle birbirine girdiler. Göz göre göre kıyıma uğradık. Bunların konuşulması bile çok çirkin. Siyasetin futbolun içinde olması çok çirkin bir şey..

'EĞER O SENE ÇIKMIŞ OLSAYDIK..'

Eğer o sene süper lige çıkmış olsaydık en az 5-6 milyon dolar gelirimiz olacaktı. Aydınspor en az bir Gençlerbirliği gibi olurdu. 3 Büyüklerden sonra sürekli ligde yer alan ve en az orta sıralarda olan bir takım olurduk. Türkiye'nin marka şehri olurduk.

'AYDIN FUTBOLU ELBET ESKİYE DÖNECEK AMA...'

Aydın futbolu eski günlerine dönecek ama yanlış yerde doğru şeyi arıyoruz. Sessiz bir çoğunluk var Aydın'da. Bütün kamuoyu bu olayları izliyor. Yeni şeyler yaratmaya gerek yok. Var olan bir Aydınspor var. Amatöre düşmüşse ne olmuş. Göztepe, Karşıyaka, Altınordu amatöre düşmediler mi? Onlarda bu şekilde takım var. Kimse o takımları kapatıp yeni takım kurma peşine düşmedi. Nasıl anlatacaksınız Aydınspor tarihini? Belediyespor'u kapatıp Aydın 1923 yapıyorsunuz. Bu Aydınspor mu Fenerbahçe'ye 6 gol attı. Böyle bir şey olmaz. Bu toparlanmanın yine Aydınspor çatısı altında yapılması lazım. Bir kaç sene de her şey düzelebilir. Yoksa böyle gider bu iş. İnsanlar kalben destek vermiyorlar o zaman. Aydınspor orada. Tarihi orada. Bu işlere sadece teknik ve ekonomik olarak bakılamaz. Yoksa her cebine para koyan takım kurar veya takım çıkarır. Bu iş böyle bir iş değil. Bu işin bir tarihi var. Geçmişi var. Ruhu var. Mücadelesi var. Bunları göz ardı ettiğiniz zaman başarılı olma şansınız yok. 11 tane adamı bir araya getirdiğiniz zaman takım olunmuyor. Rize olayını, Eskişehir olayını nereye koyacaksınız? Tarihten mi sileceksiniz?

'AYDINSPOR'U DESTEKLEMEK LAZIM'

Şimdi orada bir yönetim var. Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Onlara destek vermemiz lazım. Ne gerek var başka oluşumlara. Koskoca bir tarih var.

'EN BÜYÜK DESTEĞİ KENDİMDEN ALDIM'

Başkanlık dönemimde en büyük desteği kendimden gördüm. başka hiç kimseden destek görmedim.

'BARIŞ MAYADAĞ'I GENÇLERBİRLİĞİ'NE SATMIŞTIK'

Rize maçından sonra Barış'ı Gençlerbirliği'ne satmıştık. Rakam da o zamanın parasıyla 300 milyardı. Çok büyük paraydı. 3 yıllık giderimiz 100-150 milyar civarındaydı düşünün yani. O işimizi bile bozdular bizim. Ben Samet Aybaba ve Hakan Şirin ile Akmerkez'de buluşmuştuk. Pazarlık bitti oturduk anlaştık, el sıkıştık. Sonra bir daha arayan olmadı. Nerelerden ne baskılar olduğunu biliyordum. Aydınspor'un en büyük rakibi kendi içindeydi. Aydınspor'un rakibi kendi camiasının içindeydi. Biz hiçbir belediyeden bir kuruş destek almadık. Her şeyi kendi cebimizden yaptık. Kendi kaynaklarımızla yaptık. Tüm reklamları kendim buldum. Kendim anlaştım. ikili ilişkilerimi kullandım. Çok büyük gelirler elde ettik. Kendi sigorta şirketimizle reklam verip destek olduk. Aydınspor'a kim kötülük yapmışsa karşılığını buluyor. Kimse bize destek vermedi. Benden sonra gelenlerde destek görmedi. Bu kulübün bir geliri yok. O zamanlar iddia geliri falan da yoktu. Ali Uzunırmak önemli ve güzel işler yapmaya çalıştı. Yaptı da. Ama sonra nefret ettirdiler adamı. O da sonunda çekildi ve gitti. Ali Uuznırmak bir kaç sene daha kalabilseydi Aydınspor bu durumlara düşmezdi. Çok büyük alacakları kaldı içeride.

'ŞAMPİYON OLACAK TAKIM KÜME DÜŞTÜ'

Naci Yeşiyurt yönetiminde şampiyon olacak takım küme düştü. İnanılacak gibi değil. Çok çok çok büyük sorunlar var orada. Zaten futbolla bir ilgisi olmayan arkadaşımız. Anlatmaya çalıştık ama olmadı. Zaten oyunculara kuruş ödeme yapılmıyordu. Umut yoktu ve nitekim küme düştü takım. Yapacak bir şey yok. Geçti gitti.

' EN BÜYÜK PİŞMANLIĞIM..'

İçimde kalan en büyük uhde Rizespor maçın da takımı sahadan çekmem lazımdı. Bunun için çok büyük pişmanlık duyuyorum. Gerekirse küme düşürülmeliydik ama o gün sahadan çekilmeliydik. Bu kararı almalıydık. İki ayakkabıyı birbirine bağlayıp oyuncularımızın sahadan çekilmesi gerekiyordu. Bütün tarihimizle kaderimizle oynandı o maçta.

'HEP AYDINLI HOCALARLA ÇALIŞTIM'

Benim dönemimde hep Aydınlı hocalara şans verdik. Çünkü onlar bu işin ruhunu daha iyi biliyorlar. Başarılı da olduk. 3. senemizde Süper Lige çıkmak için mücadele ettik. 1-2 sene daha kalmam lazımdı ama olmadı o zamanlar. Kalmalıydım.

'HER ZAMAN ÜZERİME DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIM'

Ben Aydınspor için her zaman üzerime düşeni yapmaya hazırım. Ne şartta ve ne şekilde olursa olsun. Aydınspor bir altındır, çamura düşse de bir şey olmaz. Aydınspor'da çok ciddi alacaklarım kaldı ama önemli değil bağışlanır geçilir. Alıpta ne yapacağız? Almak için vermedik ki.

'YÜKSEK RAKAMLARA BİR ÇOK OYUNCU SATTIK'

Fatih var, Doğan var.. Bir çok oyuncumuzu parlatıp süper lige sattık. Çok ucuz rakamlara alıp çok fiyatlar kazandırdık takıma. Önemli olan bunu yapabilmek. Kaleci Akın, Özcan, Erhan..

'KENAN KORKMAZ BİR EFSANEDİR'

Erdi Demir'i takımın başına getirdikten sonra futbol bilgisine çok inandığım ve güvendiğim Kenan Korkmaz hocayı hemen yardımcısı yaptım. O sene Nazilli maçından sonra Erdi Demir istifa etti. Mağlup olmuştuk. Son maçımız içeride Eskişehir'le. Kuşadası da Karşıyaka ile oynuyor. Tabi kimsenin umudu yok. Biz Kuşadası'ndan 3 tane topçu almıştık. Bir tanesi Serkan Bilen'di. Kuşadalı oyuncuları biz kampa soktuk kimse bilmez. Karşıyaka, Kuşadası ile 0-0 berabere kalınca biz içeride Eskişehir'i 4-1 mağlup ettik ve 100-150 taraftarla şampiyonluk kutladık. Ben Kenan hocayı çocukluğundan biliyorum. Abisi benim ilkokul hocamdı. Mekanı cennet olsun. Çok düzgün bir adamdı. Çok da başarılıydı.Saygı ve sevgiyle anıyorum.

'ÜMİT YALVAÇ ÇOK BAŞKA BİR ADAMDI'

Transferlerde Ümit Yalvaç'ın çok emeği vardır. Çok yardımı dokunmuştur. Mükemmel bir kişilikti. O kadar güvenirdik ki ona. Transfer için gönder arkana bakma. Ümit abi yaşasa bunlar olmazdı

TANSEL ÖNDER'LE SORU CEVAP:

En zor transferiniz: Murat Akkan
Olmazsa olmazınız: Çocuklarım
En büyük prensibiniz: Düzgün olmak
En büyük pişmanlığınız: Bir kaç yıl daha başkan olarak kalmalıydım
En başarılı yaptığınız iş: Çocuklarımı yetiştirmek

SATIR BAŞLARI:

- Bir şehir küme düşerse, siyaseti de, belediye başkanı da, iş adamı da, bürokrasisi de küme düşmüş sayılır
- Aydınspor'da çok alacağım kaldı ama önemli değil. Almak için vermedik ki
- Hiç kimseden destek görmeden başkanlık yaptım
- Aydınspor'un taklitlerinden sakınınız
- Rize maçında çıkmış olsaydık 4 büyüklerden sonra biz gelebilirdik, kaderimizle oynandı.