4 sezon terlettiği Nazilli Belediyespor forması altında 2 kez gol krallığı yaşayan ve 'Kral' lakabı ile hafızalara kazınan Erman Özcan, ' Aydın'ın Sesi'ne konuştu.
Kral Erman'ın Nazilli Şehir stadında birçok maçını canlı izlemişliğim vardır. 'Aydın-Nazilli' derbilerinde izlemişliğim de cabasıdır. Erman Özcan, o kadar içten bir şekilde konuşuyor ki, 'bu adamın futbolculuğu kadar kalbi de güzelmiş' demekten kendimi alıkoyamıyorum. 'Rakip taraftarları çok üzmüştün' dediğimde bombayı patlatıyordu kral: 'Rakip takım taraftarı bana ne kadar küfrettiyse işimi o kadar güzel yapmışım' demektir.
'Benim babam ve abim de futbolcuydu' diyor kral. Sanırım bu kadar yetenekli olması aileden geliyordu. Kahvelerinizi, çayınızı alın ve bu güzel sohbetin tadını çıkarın. Erman Özcan: İki oğlum var ikisi de futbolcu olur inşallah. İnsan hobisini meslek haline getirirse ömür boyu çalışmazmış. O yüzden ben çalışmadım diyebilirim. Çok sevdiğim bir şey yaparken, o arada para verdiler bize. Ben işime sonuna kadar sahip çıktım. Biz ailemizden iş terbiyesi aldık. Ailemizden böyle gördük.

'İNEKLER'İN ARASINDA İDMAN YAPTIK'


Aydınspor- Nazillispor maçları her zaman çok farklı geçmiştir. Bir maç vardı hiç unutmuyorum. Aydın çok iyi bir kadro kurmamıştı. 2-0 kaybetmiştik. Aydın'da oynanan bir maçtı. Sıfır otobüs almışlardı bizim takıma. Dönemin Belediye Başkanı Esat Ergüler'di. Başkan ceza olarak bizi sahaya sokmamıştı. İneklerin içinde idman yapmıştık. (gülüyor). Benim eşim de Nazillili. Kayınpederim Nazilli'de esnaf. Hâlâ Nazilli'ye gidip geliyorum.
2 ay önce Nazilli'ye geldim. Nazilli taraftarlarının olduğu bir kahveye gittim. O kadar seviliyor muşum ki. 10 dakika çay içeyim kalkayım dedim, 4 saatte zor kalkabildim. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Sağolsunlar.

'NAZİLLİ'Yİ TAKİP EDİYORUM'


Nazilli Bld.spor'u takip ediyorum. Oynadığım kulüplerin hepsini takip ediyorum. Hepsi başarılı olsun istiyorum. Nazilli'de ki maçlarıma tüm ailem gelirdi. Çok fanatik bir ailem var. Nazilli ile gönül bağım var. İnşallah bu sene şampiyon olurlar. Kalbim onlarla.
Geçen sene Erzinspor'la rakip olarak Nazilli'ye gelmiştim. Benim UEFA A lisansım var, antrenörlük de yaptım. Şu an bir sigorta şirketimiz var fakat futbolun yeri ayrı. İyi bir teklif olursa, proje gelirse elbette antrenörlüğe devam etmek isterim. Bizim işimiz, sevgimiz futbol.

'FUTBOL'UN TEK DOĞRUSU; BAŞARI'DIR..'


Türkiye'nin her yerinde futbol oynadım. Her bölgesine gittim, hemen her şehrine gitmişliğim vardır. Şimdi tecrübemle konuşuyorum, Nazilli'de ve Aydın bölgesinde şöyle bir şey var; bir oyuncu bir yönetim döneminde alınıyor ve o oyuncu kendisini almış başkanın veya yönetimin adamı olarak görülüyor. Örneğin beni Esat Başkan getirmişse, Erman Özcan Esat Başkanın adamı diyorlar. Ben 15 yıl top oynadım. Bu tamamen ön yargı. Sezon başında Nazillispor'la adım geçmişti. Futbolda bir çok doğru olmasına rağmen, futbolun aslında bir tane doğrusu vardır ve o doğru da 'Başarı'dır. Başarı da işi bilen insanların yapabileceği bir şeydir. Sorun bence şu; bizim ülkemiz de herkes her şeyi bildiğini zannediyor. Ben futbolu biliyorum, çünkü benim işim bu. Bir muhasebeciye sorsanız, bir takımı tutuyor ve biraz taraftarlığı varsa, futbolu çok iyi bildiğini zanneder. Herkese göre, herkes futbolu çok iyi biliyor. Aslında bildiklerini zannediyorlar. O futbolcunun, o bir hafta da sahaya nasıl hazırlanıp çıktığını bilmiyorlar ki. Sadece sahada olanı biliyorlar.

'ÇOĞU YÖNETİCİ FUTBOL'DAN ANLAMIYOR'


İnanın çoğu yönetici futboldan dahi anlamıyorlar. Eskiden İddaa veya Misli gibi bahis sitelerinden veya federasyondan kulüplere para gelmiyordu. Bir zengin kulübün başına geçiyor, iyi bir antrenör buluyor ve birlikte kulübü idare ediyorlardı. Şimdi bakıyorum, maçları izlemeye gidiyorum. Sadece yurtdışında yetişmiş diye futbolcuları sahaya sürüyorlar. Adam Türkçe dahi bilmiyor. Aman oyuncuyu kaçırmayalım diye oynatıyorlar. Yetenek, sonradan kazanılmaz. Sonradan sahip olunmaz. Yetenek doğuştan gelir. Yetenek kaybolmaz. Bana şimdi bir top verin. Ayağımla istediğiniz yere göndereyim.

'4 KERE KRAL OLDUM, 4 KUPA KAZANDIM, 4×4'LÜK FUTBOL KARİYERİM OLDU'


Ben 4 kez gol kralı oldum, 4 şampiyonluk yaşadım. Futbol yaşantım 4×4'lük geçti diyebilirim.
Forvet mevkisi dünyanın en fazla para kazanan mevkisidir. Forvet oyuncusu gol attıkça para kazanır. 1 sene atamazsan kazanamazsın. Forvet oyuncusu korkmayacak. Kaçırdıkça yine pozisyona girecek. Hep isteyecek. Şimdi ki nesilde en büyük eksiklik, pozisyona girip kaçırdıktan sonra tribünlerden korkuyorlar. İnatçı olacaksın, kendine güveneceksin.

'İNATÇIYDIM, CESURDUM, KORKUSUZDUM'


Ben 1.78 boy ve 60 kiloyla forvet oynadım. Bir çok fizikli defans oyuncularına karşı oynadım. Şimdi futbol biraz daha hıza döndü. Hızlı oynanıyor. Daha çok koşuluyor. Ben inatçıydım, cesurdum, korkusuzdum. Aralara girerdim. Çok zorluyordum. Maç bittikten sonra 2 gün kendime gelemezdim. O kadar iri insanlarla mücadele etmek kolay değil. Başarı bu şekilde geldi. Yemene, içmene, uykuna, özel hayatına dikkat edeceksin. Profesyonel yaşayacaksın.
Ahmet Çelik: Nazilli'de unutamadığınız bir anınız var mı?
Erman Özcan: O kadar çok anım var ki saha içinde veya saha dışında.. çok fazla.
Nazilli-Marmaris maçıydı. 2 gol atmıştım. 2-0 öndeyiz. Hakem uzatmaları gösterdi. Kenara beni alın diye işaret ettim. Yerime giyecek oyuncu saha kenarına geldi. Oyunun durmasını bekliyoruz. O arada top bana geldi, bende top çıksın gibisinden ortasaha da yayın oradan bir şut attım kaleye. Marmarisli oyuncu Yavuz da küfretti bana. 'Ulan oradan gol mu olur' falan dedi. Top kaleciye gitti. Degaj yaptı. Bizim savunma kafayı vurdu, top yine önümde kaldı. Ortasaha ya yakın yerden bir daha vurdum, top çatal'a gitti gol oldu. Tabi herkes şaşkın. 'Ulan Yavuz sayende gol oldu' dedim, Allah'ta yardım etti. (gülüyor)

'DERBİ STRESİNİ 1 HAFTA ÖNCEDEN YAŞAMAYA BAŞLARDIK'


A.Ç: Aydın-Nazilli derbileri için ne söylersin?
E.Ö: Bu maçların atmosferi çok iyiydi, çok farklıydı. Tam bir derbi havasında geçerdi. Prim en son konuşulan şeydi. Futbolcu primi maç bitip, galip geldikten sonra düşünmeye başlar. Maçtan önce sadece galibiyeti düşünürsün. Kazanamadıktan sonra hiçbir şeyin önemi yok. Esat Başkan bunu çok hissettirirdi bize. Yemekler, tatlılar.. Ben Aydın'a gezmeye çok gelirdim. Saha da savaşırdık ama saha dışında arkadaştık. 2. yılımın ortalarında derbi havalarını daha çok hissetmeye başlamıştım. Play off maçları da vardı. Bir takımla sezon içinde 4 kez karşılaşıyorduk. Bu maçlar anlatılmaz yaşanır. O sahaya çıkınca her şey biter iş başlar. Stres, hırs, kazanma duygusu.. Çok derbi yaşadım ama Aydın-Nazilli maçları çok farklı ve güzel maçlardı. Ben İzmir derbilerinde de oynadım. Benim dönemimde Aydın'a karşı daha fazla kazanan taraf bizdik. Esat Başkan maçlardan sonra belediyeye çağırıyordu. Yemek yiyorduk. Yırtık pantolonla başkanın karşısına çıkardık soytarı gibi. (gülüyor)

'EN KOLAYI FUTBOLCULUK'


Antrenör olarak hedeflerim var. Türkiye'de siyasi gücün olmadığı sürece işin çok zor. Futbolculuktan daha zor antrenörlük. En kolayının futbolculuk olduğunu gördüm çünkü, futbolcu sadece kendisinden sorumlu oysa antrenör 30 oyuncudan sorumlu. Türkiye'de yöneticileri iyi idare edersen, iyi antrenör olursun. Taktiğe bile karışıyorlar. Bunların olmaması lazım.

'AYDIN'DA ÇOK HATALAR YAPILIYOR'


Her kulübün transfer yanlışları olur. Hataları olur. 'Aydın' geçmişi olan bir camia. Burada çok hatalar yapılıyor. Herkes her şeyi çok biliyor gibi görünüyor ama kimse bazı şeyleri bilmiyor. Bu kadar çok işi biliyorlarsa neden bu durumdalar? Neden bu kadar çok hatalar yapılıyor? Aydın futbolunun kendini sorgulaması gerekiyor. Muhalefet diyor ki; yönetim çok hatalar yapıyor. Sonra kendileri yönetime geliyorlar ve aynı hataları kendileri de yapıyorlar. Hatalardan ders çıkarmıyorlar.

Kral'la soru- cevap:


Unutamadığın maç: Nazilli-Aydın 2-1 aldığımız maç ve yine 2-1 aldığımız Nazilli-İzmir maçı. Durmuş Ali Çolak hocamızın son maçıydı. Beni güzel uğurlayın demişti. 2 gol atmıştım.
Unutamadığın golün: Buca-Tokat maçı. 2008/09 sezonu şampiyonluğu getiren golüm
Uğurlu numaran: 11
Çalıştığın en iyi teknik direktör: Kenan Korkmaz
En büyük hedefin: Kulüp sahibi olmak
İdolün: Henry, Zidane ve Berzilyalı Ronaldo'yu severdim
Kral'ın Nazilli taraftarına mesajı: Kulübünüze desteğinizi esirgemeyin. Futbol aşkı karşılık beklemeden verilen sevgidir. Çok güzel bir tutkudur futbol. Çok özel bir sevgidir. Hâla gol attıklarında, kendim atmışım gibi seviniyorum. Takımınızın yanında olun. Bir gün bir yerlerde yolumuz kesişecek. Biliyorum inanıyorum. Hepinize sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.

Bunları da söyledi:


- 3 sene önce amatör bir kulüp kurduk. Menajerlik şirketimiz var. Onlarla uğraşıyorum.
- 43 yaşındayım. 40 yıldır futbolun içindeyim
- Futbolun tek doğrusu 'başarı'dır

Merak edenler için hemen söyleyeyim, Erman Özcan Ankara'da yaşıyor. Sigorta şirketi var. Yolunuz düşecek olursa mutlaka kendisine uğrayın derim. Sizi çok iyi misafir edeceğine emin olabilirsiniz. Hafta sonu yine sürpriz bir futbol adamıyla karşınızda olmak dileğiyle..