O Aydın'ın yetiştirdiği en büyük futbol yeteneklerinden biri.
Bir futbolcu düşünün ki; 48 yaşına kadar futbol oynasın, 1089 gol atsın, 19 kez gol kralı olsun.
Bugün ki konuğum, Aydın Tekstilspor'da oynarken kaptanlığımı da yapmış olan ve onunla aynı takımda oynamış olmaktan onur duyduğum Recep Dalman.
Filmlere konu olacak bir futbol hikayesi.. Futbol'un biyonik adamı, nam-ı değer yeşil sahaların 'yaşlı kurt'u Recep Dalman içini 'Aydın'ın Sesi'ne döktü.

OTOBÜS BAGAJINDA BAŞLAYAN FUTBOL YOLCULUĞU

Recep Dalman: Aslen Gümüşhane'liyim. 1978 de Aydın'a geldik. 13 yaşındaydım. Gümüşhane'nin altyapısında oynarken, Trabzonspor'dan bizi istediler. Babam ve annem spora düşkün insanlar olmadığı için, bir de küçüğüz diye yanlarından bırakmak istemediler. Küçük kardeşim İbrahim'le birlikte Trabzonspor istiyor diye, otobüs bagajında Trabzon'a kaçtık. Seçmelere gidecektik. Tabi cepte para yok. Amacımız futbolcu olmaktı. Garajdan iner inmez polisler aldı bizi. Meğer otobüse binerken görenler olmuş, ailemizde polise haber vermiş. Seçmelere katılamadan geri geldik.
Tabi biz çok iyi futbol oynardık. Abilerimiz 'Bu çocuklara yazık olacak, keşke iyi yerlere gitseler' derlerdi. Ailemize çok baskı yaptılar, bunları verelim gitsinler iyi bir takıma hayatlarını kurtarsınlar diye.
Abim Dokuz Eylül Üniversitesi'ni kazanınca ilk 6 ay içinde Aydınspor'a transfer oluyor. 3 birader üçümüzde sporcuyuz. Tabi arkadaşları da abime kardeşini yanına al falan diye baskı yapınca, abim de anneme babama 'Recep'i yanıma gönderin' diyor. 1978'de Aydın'a bu şekilde geldim. Beni ilk olarak alışayım diye kendi oynadığı eski takımı olan Kemerspor'a verdi. Orada hem genç takımda hemde A takımda oynuyordum. Hafta da 2 maç yapıyordum. Orada çok iyi sezon geçirdim. 1 sene sonra Çine Madran beni aldı. 8 yıl hem amatör hem 3. lig kadrosunda yer aldım. Hem Cumartesi hem Pazar maç yapıyordum.
Bu gol sevgisi ve hırsı çocukluğumda başladı. Ben hep forvet oynadım. Başka hiçbir mevkii de oynamadım. Gol attıkça mutlu oluyordum. Askerlik dönemimdeyken Çine Madranspor 3. lig'deydi. Beni bırakmak istemediler. Mecburen gittim. 2 sene orada kaybım oldu.
Tekrar Aydın'a geldim askerlik bitince ve Aydınspor'da idmanlara çıktım. Transfer zamanı abim Aydınspor'da para olmadığını ve iş garantisi olması bakımından Aydın Tekstil de hem çalışıp hem futbolcu olmamı sağladı. Tekstilspor o zamanlar çok iyi takımdı. 1987 de orada başladım.

'GENÇLERBİRLİĞİ BENİ İSTEDİ. İZLEMEYE GELDİKLERİNDE BOYNUM TUTULMUŞTU'

Afyon'da grup maçlarımız vardı. Bütün takımlar Afyon'da toplandı. Orada Gençlerbirliği scout ekipleri vardı. İlhan Cavcav başkan göndermişti. Sürekli oyuncu izlemeye gelirlerdi. Bursa Mudanya ile final maçı oynamıştık. İşin ilginç tarafı maçtan önce boynum tutulmuştu. O şekilde bile beni beğendiler. Orada da goller atmıştım. Bizim yöneticilerle masaya oturmuşlar. Temmuz ayında beni kampa götüreceklerdi Gençlerbirliği için. Tabi ben idmanlara devam ettim. Temmuz ayında, orada başarılı olabilmek için daha sıkı çalıştım. Tabi cep telefonu yok o yıllarda. Bana ulaşamayınca yöneticileri aramışlar. Onlarda kendi aralarında benim aleyhimde bir karar vermişler. 'Recep'i gönderirsek biz ne olacağız' diye düşünmüşler. Benim geleceğimi hiç düşünmemişler. Yani gelip bana sormadılar bile. Bunu 2 sene sonra yöneticilerimizden Ahmet abi (Ahmet Oyuncakçı) söyledi. Ondan duydum. Bir gün bulvarda denk geldik. Sonra bu olayı anlatıp 'Recep hakkını helal et' dedi. Yapacak bir şey yoktu. İş işten geçmişti. Hayallerim suya düşünce kendimi Aydın Tekstilspor'a adadım. Takımın en iyisi oldum. Goller attım. Hiçbir sakatlık yaşamadım. 20 yılda bir kez yedek oturmadım. 17 sene takım kaptanlığı yaptım. 48 yaşıma kadar futbol oynadım. Jübilemi Aydınspor'da yaptım. 1089 gol attım. 19 kez gol kralı oldum. Hedefim 1100 gol atmaktı ama maalesef olmadı. Ahmet Çelik: Futbola başlarken hedefiniz neydi, bu hedeflerinizin ne kadarına ulaştınız?
Recep Dalman: Benim hedefim futbolcu olmaktı. Çok iyi bir Beşiktaş'lıydım. Hep onlara özenirdim. Metin, Ali, Feyyaz'ı izlerdim. 'Bir gün Beşiktaş'ta oynayacağım' derdim. Hep bunu istemiştim. İçimde uhde kaldı. Nasip...
Bir de Türk Milli takımında oynamayı çok isterdim. Bunu da gerçekleştiremedim. Ama amatörde çok büyük kariyer yaptım. Aydın'da marka oldum.

'FUTBOLA AŞIĞIM'

A.Ç: Bu kadar uzun yıllar hemde hiç sakatlık yaşamadan futbol oynamanın sırrı ne?
R.D: Ben bu işi çok seviyorum. Bu işin sırrı çok sevmekte. Bir insan futbola aşık olur mu Ahmet? Ben aşığım. Futbol yüzünden çoğu zaman aileme, çocuklarıma zaman ayıramadım. Evlenirken de eşime 'Futboluma karışacaksan bu iş olmaz demiştim' (gülüyor)
Eşimin de futbolla hiç arası yok. Hiç anlamaz. Evde de çok maç izliyorum. Hatta eşim 'kendine ayrı bir televizyon al' diyor. (Gülüyor). 'Oynadığın yetmiyor bir de gelip burada izliyorsun' derdi eskiden.
A.Ç: Futbol oynarken unutamadığınız bir anınız var mi?
R.D: Tekstilspor'da baraj maçı oynuyoruz. Rakibimiz Çine. Beraberlik bize yetmiyor. Galip gelmemiz gerekiyor. Beraberlik Çine'ye yarıyor. 1-0 yeniliyorduk. 1-1 yapan golü attım. 2-1 yeniliyorduk. 2-2 yaptık, asist yaptım. 90 artı da 3-2 yapan golü attım. Maç bitti inanılmaz bir mutluluk yaşadık. O maçı unutamam.

'TORPİLLİ DEĞİL, KARİYERLİ HOCALAR GELMELİ..'

Kulüp yöneticileri mali tabloyu iyi takip etmeli. İşi ehline vermeliler. Bu yüzden kulüpler batıyor. Kapanıyor. İşin içine siyaset giriyor.
Aidat veren çocuklar top oynuyor. Bu işler aidat vermekle olmaz. Gönül vererek olur. Çocukları yarıştırmayın. Onlara futbol öğretin. Strese sokmayın. Avrupa'da spor akademisi okulları var. Bizde bunu yapmalıyız. Torpilli değil kariyerli hocalar altyapılarda görev almalı. Bu işleri profesyonel düşünmek lazım. A.Ç: Aydın'da futbol neden bu durumda?
R.D: Ben Aydın'a geldiğimde mesela Germencik'ten Faik ve Müfit vardı. Çine'den Abdullah vardı. Osman vardı. Söke'den Tamer vardı. Hep Aydın'lı topçular bunlar. Herkes Aydınspor'a topçu verirdi. Yardım ederlerdi. Şimdi hep dışarıdan transfer. Üretim yok. İhracat yok. Ne yazık ki şimdi kulüplerin altyapıları oyuncu çıkaramıyor. Borç batağındalar. Amatörde bile kaç tane kulüp ligden çekiliyor.

'AYDIN'DA FUTBOL SAHİPSİZ'

Başta yöneticiler düzgün olmalı. Her şey maddiyata bağlı artık. Kaynaklar kesilmiş durumda. Kimse Aydınspor'a yardım etmiyor. Aydın'da futbola güven kalmadı. Aydın'da futbol sahipsiz. Dışarıdan gelip Aydınspor'a sahip çıkan insanlar, Aydınlılardan fazla.
Biz efsane masterlar takımını kurduk. Üstüne de Aydınspor logosu kullanıyoruz ki, Aydınspor'u unutmasınlar diye.
A.Ç: Futbol'da oynadığın oyunun karşılığını alabildin mi?
R.D: Maddi olarak hiç karşılığını alamadım. Tatmin etmeyecek kadar cüzi rakamlar. Ama ben hep gönüllülük esasıyla oynadım. Hep futbolu karşılıksız sevdim. Takıma dışarıdan gelen futbolcu arkadaşlara bile hep sahip çıktım. Sende beni çok iyi tanıyorsun biliyorsun. Tekstilspor'da ki günlerimi biliyorsun.
A.Ç: Sence forvet mevkisi futbolun nesidir?
R.D: Forvet demek futbolun beyni demektir. Kalbi demektir. Ben hep forvet oynadım. Başka mevki tanımam bilmem. İyi bir santrafor hem defansı hem orta sahayı rahatlatır. Takımın yükünü alır. Ben 5 pozisyonun 4'ünü gol yapan bir forvettim. Forvette sezgi önemlidir. Son vuruş önemlidir. Ben bu konunun ustasıyım.

'FUTBOLA SUSADIM. ÇALIŞMAK İSTİYORUM'

Bütün bu futbol birikimimi, tecrübemi genç nesillere aktarmak istiyorum. Bir futbol takımında çalışmak istiyorum. Uzun vadeli projelerde yer almak istiyorum. Benim için maddiyat ikinci planda. Altyapı da çok antrenör değiştirmek genç oyunculara yaramıyor. Altyapılarda uzun vadeli çalışmak, en verimli olanıdır. Altyapı da yarışmak olmaz, öğrenmek olur.
A.Ç: Bir forvet oyuncusunun ne gibi özellikleri olmalı?
R.D: Duran santraforları hiç beğenmem. Ben pres yapmayı çok severdim. Golü, golcü kendisi oluşturur. Beklemez. Topu kovalayacaksın. Ben bu şekilde çok gol attım. Beynin ile ayağını birleştireceksin. Gol atacağına önce kendin inanacaksın. Soğukkanlı olmalı forvet.

Kaptanla soru-cevap:

Uğurlu rakamın: 9
İdolün: Van Basten
Unutamadığın maç: Çine-Isparta (Uzatmalarda gol atmıştım)
Çalıştığın en iyi antrenör: Osman Aktar
Seni en çok zorlayan defans oyuncusu: Hiç olmadı
Unutamadığın takım: Aydın Tekstilspor

Röportaj esnasında dikkatimi çeken diğer sözler:

- Çocuğum yaşında ki futbolcularla sahada mücadele ettim.
- Yöneticilerimiz beni Gençlerbirliği'ne göndermemiş. Bende kendimi Aydın Tekstilspor'a adadım
- Beşiktaş'ta ve milli takımda oynamak isterdim. İçimde uhde kaldı
- Sıradan bir maça çıkacak bile olsam, o maçı bir gün önceden yaşamaya başlar, uyku uyuyamazdım
- Yenilgi benim fıtratımda yok
- Vurduğum şut kalecinin parmaklarını kırınca, hakemden futbol hayatımın ilk ve tek kırmızı kartını gördüm