Aydın’lı olup da tanımayan yoktur onu. Küçük bir seyyar köfteci arabasından yıllar içinde Aydınlıların ‘tostçu babası’ olacak hikayenin başlangıcıydı bu.
Onu 2 tane sevdası vardı. Biri ailesi diğeri Aydınspor’u. O küçük seyyar arabasıyla maç öncesi stadyumun önüne gider, önce taraftarların karnını doyurur, sonra sevdasına koşardı, yani tribünlere..
Zaman içinde Adnan Menderes stadyumunun tam karşısında bir dükkan açtı. Artık sevdası olan Aydınspor’a daha yakın olacaktı.
Aydınspor’lu tostçu baba, gerçek adıyla Hüseyin Obuz. Dükkanına gitmişken hem özlediğim o eşsiz tostlarından yedim, hemde hikayesini sizler için dinledim. Ahmet Çelik: Hüseyin baba bana bir tost yap yarım olsun, içinde herşey olsun, bir de hikayeni anlat ki bütün Aydın okusun.
Hüseyin Obuz: Benim Aydınspor sevgim Aydın’lı olmamdan geliyor. Bir Aydın’lı olarak başka takım tutacak halimiz yok.
Rahmetli Cevat abimiz vardı belediye başkanımız. Nur içinde yatsın. Belediye seçimlerinden önce ‘Aydınspor’u layık olduğu yere getireceğiz’ dedi. 89-90’lı yıllardı. Neyse. Grupta güçlü takımlar vardı. Göztepe, Karşıyaka, Antalya... Bu güçlü takımların arasında Aydınspor şampiyon oldu. Tabi belediyenin büyük desteği sayesinde. Aydınspor’un başkanı da Mukan Perinçek'ti. Yöneticilerde de çok iyi iş adamları ve abilerimiz vardı. Hepimiz taraftar olarak, Aydınsporlu olarak şampiyonluğa ulaştık. Anavatan Partisi'nden Cengiz Altınkaya vardı oda bize çok yardımcı oldu. Siyasetçilik yoktu bütünleşme vardı. Taraftar güçlüydü. Bursa’dan iyi topçular geldi. Eser, Murat Yoldaş, Halit.. Takım iyi bir ahenk yakaladı. Hocamız Necdet Zorluer’di. O da iyi bir hocaydı. 2.ligde şampiyon olduk. O zamanlar süper lig yoktu birinci lig vardı tabi transferler yaptık. Beşiktaş'tan İsmail, Gaziosmanpaşa’dan İbrahim geldi. Takım baya güçlendi. Fikstürde ilk maç Fenerbahçe deplasmana çıktı. Tabi biz çekindik. Kendimize güvenimiz yoktu. Hastam olduğu için İstanbul’a gidemedim ama çoğu arkadaşım gitti. O zaman televizyon yok sadece radyo vardı. Radyoda maçı anlatan spiker Aydınspor’un ataklarına yetişemiyordu. 6 gollü büyük bir zafer kazandık. Bende Aydınspor için hemen her deplasmana gittim.

‘İŞİMİ AİLEMİ BIRAKIP MAÇLARA GİTTİM.’

İşimizi, ailemizi bıraktık maçlara gittik. Deplasmanlara en az 20-25 otobüs giderdik. O zamanlar birde Aydınspor kongre üyesiydim. Bu takım için çok büyük fedakarlıklar yaptım.
A.Ç.: Unutamadığın maç hangisi?
H.O.: Aydın’daki Çanakkale Dardanelspor maçını hafızamdan silemiyorum. O gün 3 tane penaltı kaçırmıştık. O maçı sanırım 2-0 kaybettik. Aydınsporlu olarak o gün çok üzülmüştüm.
Aydınspor'un şu an ki durumu içler acısı. Üzülüyoruz...

‘AYDIN’DA BENİ TANIMAYAN YOKTUR.’

Aydın da iş adamı olsun, esnafı olsun, taraftarı, halkı herkes beni bilir. Kesin bu dükkana bir kere uğramışlardır. Bu da beni çok mutlu ediyor.

‘MEZARA KADAR AYDINSPOR SEVGİSİNİ İÇİMDE TAŞIYACAĞIM’

Ömrümün sonuna kadar Aydınspor sevgisini içimde taşıyacağım. Çok sevdiğimiz abilerimiz vardı. Mesela Semavi vardı. Bunlar Aydınspor için canını verecek insanlardı. Ömürleri tribünlerde geçti. Allah rahmet eylesin. Daha 3 aylık evliyken eşimi köye bırakıp ben deplasmanlara maça giderdim, eşim ailesinin yanına gittiği için mutlu olurdu ben ise maça gittiğim için... A.Ç.: Bir çok hazır gıda ve restaurant zinciri açılıyor fakat senin müşterin hiç azalmıyor bunun sırrı nedir ?
H.O.: Bir işi yaparken severek yapacaksın. Tostlarımın içine sevgimi de koyuyorum. Paralı olan parasız olan müşteri var kimseyi boş çevirmiyorum. Birde el lezzeti. 2000 yılından beri ben bu dükkandayım. 38 senedir bu işi yapıyorum.
Bir gün tren İstasyonunun oradan geçerken seyyar eski bir köfteci arabası gördüm. 1982 yılıydı. Ben bu eski arabayı aldım, süsledim bakımlarını yaptım. Aydın da çok tostçuda yoktu. Sanırım beş altı kişiydik. Eski sinemanın önüne seyyar arabamla giderdim. Sinemadan çıkan tost yemeye gelirdi. Oradan bir yürüdüm işler çok iyi gitti. Kendim bile şaşırdım ama bir hayalim vardı Tostçu olursam bol bol malzeme koyacağım demiştim. Hala bol malzeme koymaya devam ediyorum. O seyyar araba bana çok uğurlu geldi. Sonra maç günleri stadın önüne gelmeye başladım. Tostunu yiyen stada giriyordu. 2000 yılında şimdi içinde olduğumuz bu dükkanı açtık. Açılışı eski başkanımız Tansel Önder yaptı. Sağolsun. Mehmet Ambarlı da vardı. İbrahim Gürdal vardı. Güzel bir açılış oldu.
Birlik beraberlik olursa bu şehir tekrar şahlanır,eski yıllarımıza döneriz . Bizde üzerimize ne düşüyorsa yaparız. Maddi ,Manevi destek vermeye hazırım. Başka Aydın yok.

‘İKİ TANE SEVGİLİM VAR. BİRİ AİLEM DİĞERİ DE AYDINSPOR’

Benim hayatım boyunca iki tane sevgilim oldu. Biri eşim ailem diğeri de Aydınspor. Eşim Ayşe hanımla yıllarca el ele verdik ve bu dükkanda çalıştık. Toprağı bol olsun.
Yıllardır Aydınspor’un tarihi başarılarını arşivledim. 30-35 yıllık tarihi arşivlerim vardı bir çoğu kayboldu. Elimde olanları da çerçevelettim ve dükkanımda sergiliyorum. Gelsinler hem Aydınspor tarihini görsünler okusunlar, hemde tostlarımdan tatmış olsunlar. Parası olana da olmayana da kapımız açık.
*
Tostçu babanın dükkanına girdiğiniz andan itibaren sizi resmen bir Aydınspor tarihi kucaklıyor olacak. Dükkanın dört bir duvarında Aydınspor’un çerçevelenmiş tarihi gazete kupürleri tostunuzu yerken size eşlik edecek. Hem karnınız doyacak hem de hafızanızda eski yıllar ve maçlar canlanacak.