Babalar günü buruk yaşayan ya da babalık duygusunu hiç tatmamış huzurevi sakinleri duygu ve düşüncelerini Ses Gazetesine anlattılar. Aydın Ses Gazetesi olarak Babalar Günü özel röportaj köşemizin konukları Nazilli Haluk Alıcık Huzurevi sakinleri oldu. Her yıl Haziran ayında kutlanan babalar gününe kimi baba çok mutlu girerken kimi babalar ise ailesinden ve çocuklarından uzakta kalabiliyor. Ses Gazetesi olarak bizlerde bu özel günde huzurevinde ailesinden ve çocuklarından uzak babaları yalnız bırakmayarak duygu ve düşüncelerini sorduk ve onlarda bizlere tüm içtenlikleriyle kendilerini tanıtarak bu özel gün hakkında düşüncelerini anlattılar. Şimdi söz onlarda.

‘BABALAR GÜNÜ BENİM İÇİN TATSIZ’

Recep Sazan,10 senedir Nazilli Haluk Alıcık Huzurevinde kalıyor, "72 yaşındayım İzmirliyim. Buraya İzmir’den geldim.10 seneye aşkın huzurevinde kalıyorum. Bazen dışarı çıkıyorum arkadaşlarımla buluşuyorum. Burada arkadaşlarımla sohbetler ediyoruz. Ara sıra İzmir’e gidiyorum orada arkadaşlarımla buluşuyorum.2 tane kızım var onlar Almanya’da yaşıyorlar. Ama beni arayıp sormuyorlar. Burada aile ortamımız var. Gerek müdürümüz gerekse bizimle ilgilenen personelle aile gibi olduk. Babalar günü ile ilgili aslında söylenecek çok şey var. Ben bir baba olarak bu duyguyu bu yaşlarımda bilmiyorum. Yaklaşık 17 senedir kızlarım beni aramıyor. Babalar günü benim için tatsız bir gün oluyor. Çünkü evlatlarımın bir telefonla bile sesini duyamıyorum. Huzur evinde bir parçada olsa bugünü anlamlı geçiyoruz. Şimdiki gençlere tavsiyem hayat standartlarını oluştursunlar. Aile olarak eşlerini çok iyi anlasınlar. Tatlı dille o aile ayakta kalır. Evlenmek bir şey değil ilk önce hayat planlaması yapmalarını öneriyorum” dedi.

‘BEN HİÇ BABA OLMADIM’

Abdullah Palankurt, 8 yıldır huzurevi sakini,”70 yaşındayım Aydın Sökeliyim. Didim’de yaşıyordum evimiz yıkıldı kalacak yerim yoktu. Devlet kapılarını bize açtı 8 yıldır burada kalıyorum. Burada idare heyeti olsun, görevli kardeşlerimiz olsun bize aile ortamını aratmıyorlar. Hepsi şefkat dolu bebek gibi bakılıyoruz. Ben Amerika’da 27 sene kaldım eşimden ayrıldım. Türkiye’ye döndüm annemi ve kardeşimi kaybettim bir depresyon geçirdim. Hiç çocuğum olmadı. Babalık duygusunu hiç tatmadım ama yeğenlerim var onlar elimizde büyüdü sayılır. Babam bizi çok güzel yetiştirdi. Babamdan gördüğüm şefkati ben yeğenlerime göstermeye çalıştım. Çocuklara ne kadar şefkatli davranırsan öyle şefkat bulursunuz. Ben bol bol kitap okurum, tiyatrolar yaptık huzurevinde. Günümü arkadaşlarımla geçiriyorum. Çocuğum olsaydı arkadaş gibi olurdum” diye konuştu.

‘KİMSE KAPIMI ÇALMIYOR’

Ahmet Aydın 97 yaşında,” Sultanhisar Atçalıyım, 97 yaşındayım. Buraya geldim burada yaşamaya başladım. Bana bakan olmadı. 36 aydır buradayım. Kimse kapımı çalmadı. Tek başıma yaşayamadım. Gelenim yok gidenim yok. Burada vakitlerimi arkadaşlarımla geçiyorum. Gençler ailelerine sarılsınlar. Öz ailem beni arayıp sormadı. Hepsi yerinde sağ olsunlar” şeklinde konuştu.

‘BABALAR GÜNÜ HİÇ YAŞAMADIM’

İsa Aslan, “82 yaşındayım ben Muğla Fethiye’den geldim. Ailemden 30 yıldır ayrıyım bir tane kızım var. Burada kalmaya başladım. Burayı çok seviyorum. Dışarı çıkıyorum arkadaşlarımla buluşuyorum, sohbetler ediyoruz. Bir tane kızım var ama ben babalar gününü hiç yaşamadım. Burada düzenlenen aktivitelerle kutluyoruz. Ben bir baba şevketi görmedim atamızın sözünden çıkmazdık. Şimdiki gençlerde hiçbir sıkıntı yok. Biz hep çalıştık. Biz her zorluğu gördük. Burada çok mutluyum. Arayandan da aramayandan da Allah razı olsun” ifadelerini kullandı.