Aydın’ın en başarılı iş insanlarından biri olan Esen Türker, hayata geçirdiği proje ve çalışmalarla kadınlara örnek oldu. Kadınlara adeta ilham kaynağı olan Türker, kendisine edindiği bu görevle görenlerin takdirini kazanıyor. Birçok sivil toplum kuruluşunda yer alan, başkanlık yapan Türker, sevecen, hoş görülü, güler yüzlü kişiliğiyle birlikte bilgi, donanımı ve yönetici becerisiyle Aydın’a büyük bir değer katıyor. Çalışma azmiyle de örnek olan Türker ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. ‘Size Dair’ adlı köşemizin dokuzuncu konuğu olan Türker, kendisine dair bilinmeyenleri ve özel yaşantısını gazetemizin muhabiri Mehmet Kavas’a samimi bir dille anlattı.

*Kendinizi tanıtabilir misiniz?


Aydın Söke doğumluyum. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunuyum. Aydın Girişimci Kadınlar Derneği kurucu başkanıyım. Güney Ege Sanayi İş Dünyası Federasyonu kurucu üyesiyim. Yutopia Gıda firması ve Naturaliza firması kurucu ortağıyım. İki dönemdir Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Aydın Kadın Girişimciler Kurulu ve Ege Bölge Başkanıyım. Orta derecede İngilizce biliyorum. İki oğul annesiyim.

*Hayatınızda bir dönüm noktası var mı? Gerek hayatınızda gerek kariyerinizde size etki eden bir kişi var mı?


Hayatımın dönüm noktası anne olduktan sonra oluştu. Hayatı daha çok sorgulama, geliş amacım, anneliğin dışında bu topluma neler katmalıyım gibi sorularla dönüşüm başladı. 30 yaş sonrası da sivil toplum örgütleriyle ilgili ciddi çalışmalara imza attım. Anne olmak, hayatıma önemli bir değer kattı. Hayatıma etki eden ve örnek aldığım kişi annemdi. Annem, yaşadığı bölgede kadınlara çok destek olan, insanlara yön veren, eğitim meraklısı bir insandı. Küçücük bir bölgede insanları para biriktirmeye yönlendiren, eğitim konusunda destek olan bir kadındı. İlk iş hayatına girdikten sonra o misyonu edindim diyebilirim. Annem bana çok şey kattı. Annelik, üretmek, merhamet, birleştiricilik, yön vermek, korumak gibi özelliklerin ortaya çıktığı noktadır.

*20 yaşındaki kendinize ne söylemek isterdiniz?


Eğitim hayatımın hemen sonrasında iş hayatına girmeyi söylerdim. Eğitim, programlarım ve konuşmalarımda benim bir misyonum da kız çocukları ve kadınlar. Onlara da hep bunu söylüyorum. Önce kendinize yatırım yapın. Üretin, kazanın, kazanmanın mutluluğunu yaşayın. Yaşadığınız bu mutluluklara başkalarına üretmeyi öğretin diyorum.

*Hayatınızın olmazsa olmazı dediğiniz üç şey nedir?


Ailem, dostluklarım ve işim.

*Hayatta iyi ki yapmışım dediğiniz bir şey var mı?


Eğitim hayatım ve hayata meslekle başlamak.

*Bu konuda yetenekliyim dediğiniz bir alan var mı?


Üretimde yetenekliyim. Lokomotif bir tarafım var. Bir şeye inandıysam, hedefi zorlarım. Bunların yeteneklerim olduğunu düşünüyorum. Hayat insanla güzel. Eğer insanları anlayarak yaşayamıyorsanız kendinize de algılamada problem yaşıyorsunuz diye algılarım. Çünkü her şey sizinle başlıyor. Eğer siz kendinizi seviyorsanız, anlıyorsanız, iyi ölçüp tartıyorsanız aynı yeteneğinizi toplumdaki her birey için de kullanıyorsunuz. Dolayısıyla bu iletişim yönünüz de otomatikman gelişiyor. Hayatta benim için her şey birbirine bağlı gibi. Kendi özelim ve iş hayatımda, sivil toplum örgüt ilişkilerimde de hep neden sonuç ilişkisini baz alırım. Hayatta alma-verme dengesini, enerjisini çok önemsiyorum. Dolaysıyla bu enerji, iletişimi kuvvetlendiriyor diye düşünüyorum.

*En sevdiğiniz huyunuz nedir?


Yenilikçiyim. Takıntılarım hiç yok. Merhametimi hep yanımda taşırım. Her yeni gün benim için yeni bir umut. Affediciyim. Bunun insanın kendisine yaptığı en iyi iyilik olduğunu düşünüyorum. Kendimle barışığım. Pozitif bir insanım. Organizasyon ve zamanı yönetme becerim hayatımı her daim kolaylaştırıyor. Hiçbir şey için ısrarcı değilim. Eğer yeni bir şey benim mantığıma uyuyorsa bir öncekini değiştiririm. Standart bir insan değilim. Üretmeyi seven, yenilikçi bir insanım.

*En sevmediğiniz huyunuz nedir?


Bir işi bitirme konusundaki ısrarımı sevmiyorum. Israrca oluşum bazen çok yoruyor. Bu kadar sonuç odaklı olmak bugünün Türkiyesi’nde zorluyor.

*Neye tahammülünüz yok. En çok neye kızarsınız?


İşini yapmayan insanlara ve eksik bilgiye asla tahammülüm yok.

*Hayatta bir pişmanlığınız var mı?


Pişman olmayan bir hayat olmaz. Pişmanlık, yeni bir öğrenme şeklinin başlangıcıdır. Herkesin hayatında olduğu gibi benim hayatımda da var. Ama bunu hep öğreti olarak algılamışımdır. Dün yaptığımı o gün doğru görüp yaptığım şeyler bugün bana başka kapılar açmıştır. Ben hayatımın tüm kararlarıyla kendimi seven ve kabul eden bir insan olduğum için eğer bir pişmanlık varsa o da benim hatam veya o günün doğrusu olarak algılarım, pişmanlık olarak değil. O günün doğrusu oydu ve o kararı aldım. Ama bugün beni ben yapan da dün verdiğim yanlış kararlar olduğunu düşünüyorum.

*Sizi en iyi anlatan cümle nedir?


Çok dinamik ve enerjik bir insanım.

*Bu yoğun tempoda kendinizi nasıl dinlendiriyorsunuz? Ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?


Spor yaptığım zamanlarda kendimi dinlendiriyorum ve bana çok iyi geliyor. Haftada bir gün arkadaşlarımla birlikte olmak, onlarla sohbet etmek bana iyi geliyor. Ben insan odaklı biriyim. Seyahat etmek bana çok iyi geliyor. Yenilik benim çok ruhumda. Yeni şeyler görmek, yeni insanlar tanımak bana çok iyi geliyor. Aslında ben çalışırken dinleniyorum. Çocuklarımın başka illerde yaşaması nedeniyle sadece özel zamanlarda birlikte oluyoruz.

*Aydın’ı tek kelimeyle anlatsanız ne dersiniz?


Mucizeler şehri. Toprak mucizenin başlangıcı. Aydın toprağı bence en büyük serveti. İnşallah bizlere bu mucizenin kıymetini bilmek daha çok nasip olur.

*Dünyanın 8’inci harikasını seçmeyi size verselerdi, nereyi seçerdiniz?


Ben nereye gitsem şehrime koşarak gelen bir yapım var. Aydın’ı sevmek yetmez, çılgınca sevmek gerekir. O nedenle bütünüyle Aydın’ı seçerdim.

*Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, dünyada neyi değiştirirdiniz?


Yokluk çaresizlik demek, çaresizlik mutsuzluk demek. Mutsuzluk, yok olmak demek. O yüzden yoksulluğu değiştirirdim.

*Hangi takımı tutuyorsunuz? En beğendiğiniz sporcu?


Beşiktaşlıyım. Formula 1 pilotları Michael Schumacher ve Ayrton Senna beğendiğim bir başka sporcular.

*Bir toteminiz var mı?


Eğer bir totemse işyerime hep sağ ayağımla girerim. Genelde gittiğim yere ikinci ve üçüncü gidiyorsam aynı yere otururum.

*En sevdiğiniz yemek?


Ocak kızartması.

*En sevmediğiniz yemek?


Sevmediğim yemek yok, her şeyi yerim.

*En son okuduğunuz kitap?


İlber Ortaylı’nın ‘Bir ömür nasıl yaşanır’ ile Clarissa Pinkola Estes’in ‘Kurtlarla koşan kadınlar’ adlı kitabını okudum.

*Ne tür müzik dinliyorsunuz?


Kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerim. Sezen Aksu vazgeçilmezimiz.

*En son izlediğiniz dizi ya da film? En beğendiğiniz sinema oyuncusu?


Dizi olarak en son The Crown’i izledim. Sahtekar adlı filmi izledim. Burcu Biricik ve Murat Yıldırım çok beğeniyorum.

*Bir film çekseniz ismi ve konusu ne olurdu?


‘Bu ağacın kökleri’ isimli bir film olurdu. Köklerini hisseden ve bilen insanların birbirlerindeki etkileşimi oluşturmak isterdim. Konusu aileyi anlatan bir film olurdu. Her şeyin başlangıcının aile olduğunu düşünüyorum. Eğlenceli ve karamsarlıktan uzak bir film olurdu.

*Sizce, hayatı en değerli kılan şey nedir?


Sağlık.

*Hayatta en sevindiğiniz an?


Bir şeyi başardığımda çok mutlu oluyorum.

*Hayatta en üzüldüğünüz an?


Çok vazgeçmeyi seven bir insan değilim, vazgeçtiklerim beni üzer.

*Yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?


Yeni bir şeyi üretmek beni çok keyiflendirir. Bunun ne olduğu önemli değil. Evimde yaptığım bir yemek, işimde yaptığım bir yenilik. Başlangıçlar beni çok heyecanlandırır.

*Günlük hayatta kullandığınız en sık kelime nedir?


İş yerimde daha dikkatli olmalısın, farklı bir bakış açısını dene, niye daha hızlı davranmıyorsun?

*Bir şeyi icat etmek isteseydiniz bu ne olurdu?


Yüzde 100 aflatoksin kontrolü yapan bir makina icat etmek ve işimde son kontrolü bir patron kadar iyi yapacak robot icat etmek isterdim.

*Gençlere bir çağrınız var mı?


Kendi becerilerini iyi tartsınlar. Ona göre kendilerine yol çizsinler. Başkalarının çizdiği yolda özgüvenini kaybedebilirler. Bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük, özgüvenini kaybetmektir. Hata yapmaktan asla korkmasınlar. İnsan hatasıyla var olan bir canlı. Prensipli, üretken, yenilikçi olsunlar. Korkularından sıyrılsınlar. Bu ülkenin yenilikçi, üretken ve çalışmaktan yılmayan gençlere ihtiyaçları var. Yarının ne olacağını bugünü değerlendirmesiyle belli. Çevrelerine faydalı olsunlar. El uzatmaktan, el tutmaktan korkmasınlar. Birlik olsunlar, ekip çalışmasını önemsesinler. Bilgilerini paylaşsınlar. Muhakkak bilgi odaklı yaşasınlar. Çevrenin ve doğanın kıymetini bilsinler.

*Bir şeyin orijinaline sahip olmak isteseniz, o ne olurdu?


İlk yelkenli tekne.

*Hangi konu açıldığında sıkılırsınız?


Başkalarının hayatlarının olumsuz konuşulduğu zamanlar.

*Bir korkunuz var mı?


Sevdiklerimi kaybetmek

*Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?


Kalabalık bayram sabahlarımızı.

*En sevdiğiniz renk?


Beyaz.

*En beğendiniz söz?


Hz. Mevlana’nın “Üzülme can, doğruysa zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır.” sözünü çok beğeniyorum.