Dünya kamuoyu, Ukrayna – Rusya savaşını endişe ile izliyor. Savaşın, nasıl biteceği de belli değil. Nükleer savaş korkusu her geçen gün artıyor. Ukrayna’da maalesef Afganistan’da, Suriye’de, Irak’ta sergilenen oyun eksiksiz uygulanıyor. Bu ülkelerde olduğu gibi yüzbinler ölecek. Yakılan, yıkılan Ukrayna 30 yıl geri gidecek. Milyonlar göç edecek. Evlerinden olacak, arkasında acı bırakıp milyonlar ölecek, aileler yok olacak,  Sonuçta iki süper güç masa başına oturup, her zaman olduğu gibi menfaat pazarlığı yapacak.  Avrupa devletleri, savaştan kaçan sivil insanlar (mülteciler) için kapılarını sonuna kadar açtı. Mültecilerin, sığınma sıkıntısı yok. Keşke Suriyelilere de buna yakın kucaklasalardı. Sonuçta, Avrupalı Avrupalıyı kucakladı. Bir aya yakın bir zamanda 3 milyona yakın mülteci sayısız Avrupa ülkesine sığındı. Bilmem.. Hiç düşündünüz mü?  Türkiye, Ukrayna’nın yaşadığı sıkıntıyı yaşamış olsaydı, TÜRK MİLLETİNİ mülteci olarak hangi komşu ülke kapısını açardı. Türk mülteciler nereye sığınırdı? ONUN İÇİN, “TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOK” diyoruz.  Ne yazık ki biz hala bunu bile anlamış, kavramış değiliz. BİRBİRİMİZİ YEMEYE DEVAM EDİYORUZ. ** NAZİLLİ’YE HİZMET Mİ? EZİYET Mİ? Siyaset, sanki Nazilli’nin aleyhine çalışıyor. Nazilli Polis Okulu’nu göz göre göre kaybettik. Siyaset kımıldamadı bile, eli kolu bağlı, adeta seyirci kaldı. Memleketimiz de sadece ölünün dirilmediğini herkes biliyor. Hükümetler, hizmetleriyle ayakta kalır. Hizmetler milletin yararına yapılır. Nazilli ve çevresi 350 bine yakın nüfus barındırıyor. Bu nüfusa hizmet vermek için Nazilli’ye Devlet Hastanesi yapıldı. Hastane yapılırken millete, teknolojinin son yenilikleri ile hizmet vereceği söylendi. Peki öylemi oldu? En basit, GÖZ KATARAK AMELİYATI, ANJİYO BİLE YAPILAMIYOR. 450 yataklı Nazilli Devlet Hastanesinde modern hastanenin çok uzağında hizmet veriyor. Adeta, gelişmiş bir sağlık ocağı.  Siyasi irade yine uyuyor. Hükümet vekilleri iktidara puan kazandırmıyor, kaybettiriyor.   Ortada görünmüyor. Nazilli yine ihmal ediliyor. Son olarak millete hizmet diye şehir merkezinin dışına, yıkılan Polis Okulunun yerine. MİLLET BAHÇESİ yapıldı.  İktidar vekilleri bu yanlışlarla adeta hükümetin aleyhine çalışıyor. Yanlış hizmetleri ile kendi iktidarlarına zarar veriyor. Allah aşkına, şehir merkezinin çok uzağına millet bahçesi yapılır mı?  Dört çocuklu bir ailenin bu parka gidiş geliş minibüs ücreti bugün için 32 TL. Yarın için en az 48 TL olacak. Buraya kim gider? Allah aşkına. Nitekim kimse gitmiyor. Karanlık kişilerin işlerin yapıldığı yer olarak konuşulmaya başlandı. Çok acı bir durum.  Nazilli böyle yanlış hizmetlerle ihmal ediliyor. Herkes kendi çıkarında. Bunlar, NAZİLLİ’YE HİZMET DEĞİL, EZİYETİN TA KENDİSİDİR.. BİLMEM SİZ NE DERSİNİZ? ** MASA BAŞINDA OTURMAYIN!  Partiler kamplara giriyor, arka arkaya buluşmalar gerçekleştiriyor. Her seçim önü yaşadığımız olaylar.  Millette yaşananları, biz bu filmi görmüştük diye bıyık altından gülerek izliyor.  MHP’nin Antalya’da Belediye Başkanlarını 2 günlük kampa alması da MHP’nin bu modaya uyduğunu görüyoruz. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli milleti güldüren laflar etmeye devam ediyor.  Ne diyor sayın Bahçeli, “MHP’nin baraj sorunu yoktur” diyor. Barajda yüzecek, altında kalacak lafları ile geyik muhabbetleri yapıyor. Şu, seçim bir olsun da, Sayın Bahçeli SAKALININ AKMI KARAMI OLDUĞUNU bir görsün, bakalım. “BARAJIN YÜZDE 3’E ÇEKİLMESİNİ CHP İSTİYOR. ONLARIN BARAJ SORUNU VAR” diye ekliyor. Millet Sayın Devlet Bahçeli’ye; “ALLAH AŞKINA EDEBİYAT YAPMAYI BIRAKTA, MEMLEKET İÇİN BİR PROJE AÇIKLA” diyor. Ama Bahçeli’den bu konuda tık yok. Siyaseti hizmet aracı olmaktan SİZ LİDERLER çıkardınız. Hakaret etme aracı haline getirdiniz. CHP, AHLAK BARAJINI NASIL GEÇECEK diye de soruyor. HEPİNİZDE BU KONUDA SINIFTA KALDINIZ Sayın Bahçeli. Partilerin kamp modasına CHP’de ayak uydurdu.   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da partilileri ile buluştu. İktidara gelmenin yollarını partililerine anlattı.  CHP sanki yeni kurulmuş bir partinin başkanı gibi. Ne diyor Kılıçdaroğlu?  “MASA BAŞINDA OTURMAK YOK... BU SEÇİME SAHADA HAZIRLANACAĞIZ. CHP Yİ HALKIN PARTİSİ HALİNE GETİRECEĞİZ” diyor.  Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına yeni gelmiş genel başkan gibi konuşuyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Siz 22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan CHP Kurultayı'nda,  1249 delegeden 1200'ünün imzasını alarak ve tek aday olarak girdiğiniz kurultayda, geçerli 1189 oyun tamamını alarak genel başkan oldunuz. Bunu unutmayın. ** CHP’YE ÖNCE LİDER LAZIM! CHP’nin başında 10 yıldır Genel Başkansınız. 12 yıldır girdiğiniz her seçimi kaybettiğinizi unutmayın. Seçim kazanmak için masa başında oturulmayacağını sahada mücadele edileceğini yeni mi öğrendiniz?  Aklıma ister istemez, LİDERLERDE ARANAN VASIFLAR geliyor. Vizyonu, misyonu olacak, kararlı, inandırıcı olacak, hitap gücü olacak, güvenilir, disiplinli olacak gibi. Bana kalırsa işe buradan başlayın. Ne kadar liderlik vasıfları taşıdığınıza bir bakın.  Önce eksiksiz bir genel başkan haline gelin. Sonra partililerinize, seçime nasıl hazırlanılması gerektiğini anlatın.  CHP’Yİ HALKIN PARTİSİ HALİNE GETİRECEĞİZ diyorsunuz.. Yapmayın sayın Kılıçdaroğlu, CHP kurulduğu günden beri halkın partisi değil mi?  Öyle değilse, CHP bugüne kadar kimin partisiydi. 11 yıl sonra bunumu öğrendiniz.  Onu da açıklayın. Artık yeter Sayın Kılıçdaroğlu. Pot kırarak iktidar olunmaz.  HELE HELE CUMHURBAŞKANI HİÇ OLUNMAZ. SAYIN KILIÇDAROĞLU, LAF SALATASI YAPARAK VAKİT KAYBETMEYİN.