Günümüzdeki insan haklarının oluşması birçok mücadele sonrası bugünlere gelmiştir. İlk Çağlarda insanların çoğu hakları yoktu. Krallar ve diğer yöneticiler istediği gibi davranıyor insanlar köle olarak satılabiliyordu. Zamanla demokrasi ve insan hakları gelişti ve bugüne geldi. Hammurabi yasaları, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesi, Manga Carta, Kanunnameler, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi anlaşmalarla evre evre olgunlaştı. Bugün sizlere çocuk işçiliğine karşı verdiği mücadelesi dünya çapında duyulan, küçük bir bedeni fakat kocaman bir yüreği olan İqbal Masih’in hikayesini aktaracağım. Masih, 1982 yılında Pakistan’ın en yoksul bölgelerinden biri olan Mudrike’de doğdu. Ailesi oldukça yoksuldu. Annesi, İqbal henüz 4 yaşındayken İqbal’in abisinin düğün masraflarını karşılayabilmek için bir iş adamından borç aldı. Borcun ödenmemesi durumunda borcun ödenmesi için İqbal’in köle olarak alınması şartı kondu. İqbal henüz 4 yaşındayken yaklaşık olarak 12 dolar civarı bir paraya halı tüccarına satılmış oldu. O dönemde çocukların birçoğu halı mafyalarının tekelindeydi. Çocuk işçiler tıpkı birer köle gibi karın tokluğuna haftanın 7 günü 14 saat çalıştırılıyordu. Halı mafyalarının çocukları seçmelerinin sebebi en pahalı halıları küçük parmakların dokuyabilmesiydi. Bu yüzden çocukların büyümeleri bilerek engelleniyordu. Saatlerce iki büklüm çalışan çocuklara sadece hayatta kalabilecekleri kadar yemek ve su veriliyordu. 10 yaşına geldiğinde 5 yaşındaki bir çocuğun bedenine sahipti, yalnızca 27 kiloydu. Orada çalışan diğer çocuklara göre çok daha bilinçli olan İqbal, çocukların çalışmasının yasak olduğunu öğrendi ve 10 yaşındayken fabrikadan kaçarak polise sığındı. İqbal çok zor şartlarda çalıştırıldıklarını ve şiddet gördüklerini söylediği halde polisler onu fabrikaya geri götürdü. Bir gün kasabada aktivist bir grubun toplantısı olduğunu duyan İqbal Masih, büyük bir risk alarak diğer çocukların da yardımıyla fabrikadan kaçtı ve toplantıya gitti. Orada bulunanlara durumu anlattı ve yardım istedi. Aktivist grubun yardımıyla çocukları ve kendini köle tacirlerinin elinden kurtaracak evrakları toplayan İqbal Masih, başı dik bir şekilde fabrikaya gitti. Bilerek evrakları fabrika sahibine kendi vermek istedi. Bu sırada orada bulunan arkadaşlarına da seslenmek istiyordu. Fabrikaya gittiğinde patrona evrakları verdi ve arkadaşlarına dönerek “Korkmayın. Her şeyi öğrendim. Benimle gelin. Sizler özgürsünüz.” dedi. Patron her ne kadar sinirlense de elinden hiçbir şey gelmedi. Tüm çocuklar özgürlüklerine kavuştu. Küçük bir bedeni fakat kocaman bir ruhu vardı. Konuşma yeteceği, cesareti ve azmi ile tüm dünyayı etkiledi. Onu tutan korkutan mafya ondan çekinmeye başladı. İsviçre ve Amerika da bir çok okulda konuşma yapan Masih kendi çektiği acıları, başka çocukların hayatını değiştirecek bir mücadeleye dönüştürüyordu. Çocuk işçiliğine karşı verdiği mücadele dünya çapında duyulmaya ve ses getirmeye başlayınca 1995 yılında henüz 12 yaşındayken öldürüldü. Evet bugün kazandığımız haklar daha ne hikayeler, mücadeleler, kahramanlıklar, acılar içeriyor. Bu mücadelelerin kıymetini bilebilmek dileğiyle…