Dünya her gün bir önceki güne göre daha bir kaos içine sürüklenmekte. Üstün zekalı bilim adamlarımızın artık pek çok otorite tarafından kabul gördüğü gibi laboratuvar ortamında hazırlayıp çokta afili bir isimle piyasaya sürdükleri COVİD-19 virüsünün (yersen) Çin’den çıkıp dünyaya yayılması ile oluşan pabucumun pandemisi ile artık bizleri daha rahat kontrol edip istedikleri gibi kullanabiliyorlar. Tüm değer yargılarımız, hayata bakış açımız, geleceğe dair beklentilerimiz, her şeyimiz değişti. Öyle ki bizi, bizim rızamızla haklarımızı elimizden almaya ikna ettiler. İnsanoğlu doğduğunu bildiği gibi öleceğini de bilerek yaşadığını zannediyor. Zannediyor dedim çünkü kimse bu gerçekliğin farkında değilmiş. Eskiden değer yargılarımız için ölürüz diye ahkam kesen yumoş delikanlılar artık meydanlarda fazla boy göstermiyor. Özgürlüğü için taşla sopayla cihana savaş açacağını iddia eden serdengeçtiler, maskesiz tuvalete gidemez hale geldi. Bu 2 yıllık sürek net olarak gösterdi ki hiç öyle üst perdeden konuşmaya gerek yok, biz ölmekten korkuyormuşuz, ölmemek için inandık dediğimiz her türlü değere ihanet edebiliyormuşuz. Yani ben bu yola kefenimi giyip çıktım diyen artistler, kefenin altına don giyilmediğinden bi habermiş. Bu 2 yıllık pandemi sürecinde en çok üzülüp haklarını teslim ettiklerimiz başta doktorlar olmak üzere tüm sağlık çalışanlarıydı. Balkonlara çıkıp onları alkışladık. Bana canı Allah verdi Allah alır diyerek külhanvari konuştuğumuz günleri unutup, yaşat beni doktor diye ağlayarak gözlerinin içine baktık. Kendi hayatımızın içine edilmesini görmedik onlar için üzüldük. Elbette sağlık çalışanlarımızın bazıları bunu fazlasıyla hak etti. Amma kimse kusura bakamsın ben yaptığı işin karşılığında az yada çok bir bedel alan hiç bir meslek gurubunun kutsallaştırılmasına anlam veremiyorum. Sağlık çalışanlarının verdikleri emeklerin karşılığı aldıkları kadar mıdır ben buna karışmam. Değil diyorlarsa değildir. O haklarını onlarda saklı tutarak konuşuyorum. Söylediğim çok net her ne iş olursa olsun bir bedel karşılığında yapılıyorsa onun kutsiyeti olmaz. Bu sebeple doktorların önümüzdeki hafta aldıkları grev kararını insani olarak haklı buluyor ve destekliyorum. Ama şunu da görmezden gelemiyorum. Bu grev süresince eziyeti çeken kim olacak? Bu grev kime karşı yapılıyor? Bu grevin hedefi ne? Herkes tarafından malumdur ki bu grevin mağduru yine biz garibanlar olacağız. İşte o zaman düşüncemde haklı olduğum ortaya çıkıyor. Para için beni mağdur eden kimse benim için kutsal değildir. Şimdi beni istediğiniz gibi linç edebilirsiniz.