İlimiz turizm ve sanayinin yanı sıra bir tarım kenti.
Binlerce aile, tarımdan ya direkt, ya da ek iş olarak gelir elde ediyor. Geçen yıl çiftçilerimiz için zor bir yıldı. Çünkü kuraklık söz konusuydu.
Yıllar sonra tekrar kuraklıkla yüzleşen çiftçilerimize, geçmiş yıllara göre çok daha az su verildi. Yani iki kat. Bu suyun yeterli olmayacağını düşünen çiftçilerimiz, tarlalarına sondaj da çaktırıp, özellikle pamuk ekmekten vazgeçmedi.
Sadece mevcut suyu kullanmayı tercih eden üreticilerimiz ise acaba ürünüm susuzluktan yanar mı endişesi ile pamuk üretimi yaptı. Gerçekten zor günler geçirdiler. Yaptıkları masrafın yükü ağırdı. Ürün değişikliğine giden çiftçilerimiz de oldu. Ağırlıkla ayçiçeğine yönelim vardı. Hasat zamanı gelip çattığında ise pamuk fiyatı rekor seviyeye ulaştı. Ayçiçeğinin fiyatı da kötü değildi. Ama pamuk fiyatındaki artış, ayçiçeği eken çiftçilerimize adeta ‘Keşke pamuk üretseydim de az olsaydı’ dedirtti. Henüz kuraklık tehdidi geçmedi. Önümüzdeki sulama sezonu için geçen yıl kasım ayında barajlardaki mevcut su durumuna bakılarak, valilik kararı alınmıştı. Alınan yüzde 50 kuru tarım kararı ile çiftçilerimiz karşı karşıya geldi. Çok şükür ki o günden bu yana, iyi seviyede yağmur ve kar yağışı oldu.
Bildiğim kadarıyla Kemer ve Adnan Menderes barajları, geçen yılki su seviyesinin üzerine çıktı. Bölgenin en büyük barajı olan Adıgüzel’in de son durumuna bakılarak, daha önce alınan valilik kararı yeniden değerlendirilecek. Sulamaya yönelik yeni ve nihai karar verilecek. Başlamasına yaklaşık 40 gün kalan yeni üretim sezonunda nasıl bir su uygulaması yapılacağı ilan edilecek. Bu açıklama tahminimce bu ay sonuna doğru gelecek. Çiftçilerimizin gözü, kulağı söz konusu valilik kararının açıklanmasına çevirdi.
Salgın ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle zor zamanlar geçirdiğimiz şu günlerde umarım çiftçilerimizin yüzünü güldürecek bir karar ortaya çıkar. Tabi ki az suyun olması demek, az üretim olduğu gibi maliyetli üretimdir. Aksi durumda ise daha kaliteli ve daha uygun fiyatlı üretim olacaktır.