Herkes tarafından malumdur ki kuşaklar arası çatışmanın en son sloganı “TELEFONUNU ÇIKART” repliği. Z kuşağı olarak kategorize edilen genç nesil, bu ötekileştirmeyi o kadar kolay ve içten kabullendi ki, belkide kuşaklara yıllardır takılan isimleri en çok sahiplenen kuşak bu Z Kuşağı olsa gerek. Bu kabullenişteki sebebi düşünme yetisine bile sahip olmayan dinazor kuşak ise sürekli bu genç kuşağı aşağılayan, ve eleştiren kesimi oluşturuyor. Bu genç kuşağın zekasını, düşünce yapısını, ve hayallerini anlamaktan uzak olan bu dinazor kuşağının her söylemi iriti edici ve gelişimden uzak doneler barındırıyor. Öyle ki hayatı boyunca yaşadığı olumsuzlukları kendi seçme beceriksizliğine bağlamayı bu güne kadar akıl erdirememiş bu kuşak, genç kuşağın daha oy kullanma yaşına gelmeden sorgulamaya başlama becerisini anlamaktan ve kabullenmekten çok uzak. Bugüne kadar yaşadığı köle hayatını, ezilmeyi, ve sıfırın altında hayat standardını o kadar kabullenmiş ki, genç kuşağın bu köleliği daha çocuk yaşlarda reddetme becerisi karşısında tüm şirazeleri bozulup iki kelimeyi bir araya getirmekten zaten uzak olan zekaları ile hemen seslerini yükseltip bağırmayı kendilerine görev ediniyorlar. Hayatı boyunca biriktirdiği deneyim ve tecrübenin 15 yaşında çocuk karşısında aciz duruma düşmesinin verdiği öfkeyle bağırarak aşağılama moduna giriyorlar. Elbette teşbihte hata olmaz bu söylediklerim bu kuşağın tüm temsilcileri için geçerli değil. Ama bunların içinde, dinazorların yeryüzünden silinmeyen son temsilcileri gibi ava çıkmış o kadar versiyonu var ki ortaya çıkan görüntüler akıllara zarar. Kuşaklar arası çatışma her zaman var olan bir seydir. Ama bu içinde bulunduğumuz dönem dinazor kuşak ve genç kuşak arasında bir savaşa dönmüş durumda. Bu savaşta kim haklı kim haksız içinden çıkmak zor ama kimin ne istediğini doğru tartarsak eğer haklı haksız birbirinden daha kolay ayrılmış olacak. Bu dinazor kuşağın bu güzide temsilcilerini oturup dinlediğiniz zaman konu tüp kuyruklarından başlıyor. İstiyorlar ki bu Z kuşağıda tüp kuyruğunda sürünsün. Kendileri gibi parasızlık, yoksulluk görsün. Sanki z kuşağı paranın içinde yüzüyormuş gibi bir kafa yapısına sahipler. Bu dinazor kuşağı hayatı boyunca siyasiler tarafından kandırılmış, bu yüzden istiyorlar ki z kuşağıda sorgulamasın, biat etsin sonrada kendileri gibi kandırıldık diye gözyaşı döksün. Yıllarca Nasrettin Hoca hikayeleri dinleyip anlatarak yetişen bu dinazor kuşağı maalesef Z kuşağının bu konuda Testiyi suya göndermeden tokatı sallamayı akıl etmesine kızıyorlar. İstiyorlar ki kendileri gibi testi kırıldıktan sonra feryat figan etsinler. İstiyorlarki yıllarca seçtikleri kişiler saltanat içinde yaşarken onları sefalete itmelerini göremedikleri gibi, z kuşağıda aptalca ve körü körüne ideolojiler peşinde koşturup dursun. İstiyorlarki kimini kominizim, kimini, milliyetçilik, kimini din ile kandırıp bu sefalete mahkum ettikleri gibi z kuşağıda aynı kaderi paylaşsın. İstiyorlar ki hayatları boyunca sefalete mahkum yaşayıp bu sefaleti bitirmenin yolunu bulmayı akıl edemedikleri gibi, z kuşağıda sadece nefes aldığına şükrederek mutlu olmayı becersin. Saysam daha pek çok şey sayarım ama özetle bu dinazor kuşağı z kuşağının kendi yapamadıklarını yapmasından korkuyor. Kendilerinin anlayamadıklarını onların anlamalarını kıskanıyor. Bu kadar satırı okumaya bile tenezzül etmeyecek bu dinazorların birde bu yazıdan anlam çıkarmasını beklemek aptallık olur, bu sebeple ben yine kıssadan hissemi ortaya koyup kenara çekileyim. Bu Z kuşağı aptalca kandırılmak istemiyor, bu z kuşağı sefaleti kader saymak istemiyor, bu z kuşağı hatasından dönmenin döneklik değil akıllılık olduğunu biliyor. Bu z kuşağı kolay kandırılıp kolay yola getirilemiyor. Elbette bu z kuşağı kusursuz değil. Oyun kurucular bu z kuşağı ismini takarak daha onlar doğmadan katagorileştirdikleri bu kuşağı onların en çok güvendikleri yerden vuruyor. Bu konu başka bir yazının konusu olsun. Ama bu kuşak cebinde taşıdığı gavurun malı olan cep telefonu ile refah seviyesinin ölçülemeyeceğini biliyor ve anlıyor. İnsanlık sadece daha fazlasını isteyip onu almak için çalışan insanlar sayesinde gelişir. Yıllardır ülkemizin bir adım ileri gidememesinin yegane sebebi bu dinazor kuşaktır. Daha hayatının yarısından fazlasını okuyarak geçiren 20 yaşındaki gencin harcadığı hayat karşısında hamallık yapmayı seçmemesi gerektiğini anlayamayan bu dinazor kuşak, hamallığı seçmeyen gençleri anlamadığı gibi bu yüzden onları yargılamanın ne büyük aptallık olduğunu ancak toprak altında idrak edecek. İstesekte istemesekte, beğensekte beğenmesekte gelecek bu genç kuşağın geleceği. Dedesinden aldığı mirası kendi evladına taşımayı beceremeyenlerin onları yargılaması ve aşağılaması bu gerçeği değiştiremez. Çünkü değer yargılarımız yok oldu diye eleştirdikleri gençler, onların dedelerinden aldıkları mirası kendilerine akataramayan babalarının ahmaklığının kurbanıdır.Güneş balçıkla sıvanmaz. Dünya artık yeni bir dünya ve bu dünyada dinazorlara yer yok.