Anlaşılmak ister: aslında bunu en çok kadınlar istermiş gibi anlatılır. Ancak, buna daha çok ihtiyaç duyan kadın değil erkektir. Çünkü erkeklerin kendini ifade edebilme becerisi, kadınlarınkine oranla daha azdır. Bu yüzden de asıl anlaşılamayan taraf kadın değil erkektir. Erkek kendini ifade etmek konusunda kadın kadar başarılı değildir. Kadınlar erkeklerin kendilerini anlamadığından yakınır durur. Halbuki erkek anlamıyor değildir.
Anladığını uygulamak istemediği için kadınların ne istediğini anlamadığını söyleyip işin içinden sıyrılır. Böylelikle beklenti oluşmasının da önüne geçmiş olurlar. Yani kolayına kaçarlar. Bu onlara daha zahmetsiz bir yaşam sağlar. Kadının kendini ifade etmek konusundaki muazzam yeteneği karşısında hangi kadın anlaşılamaz ki, erkeklerin kadınları anlamıyormuş gibi yapmalarının tek nedeni kendi isteksizliklerine kılıf uydurmak içindir. Yoksa ortada zekayla ilgili bir sıkıntı olduğundan değil.
İnsan en çok eksikliğini duyduğu şeyi bulmayı arzular. Yani erkeklerin en büyük arzusu daha az konuşmak ama buna karşılık çokça anlaşılmaktır. Bazı kadınların "Anlaşılmak istiyorlarsa iki kelime fazla konuşmaya üşenmesinler" dediğini duyar gibiyim. Haklısınız, kadınlar her an bulmaca çözer gibi birlikte yaşadıkları erkeğin duygularını ve içinde bulunduğu durumu tahmin etmeye çalışmaktan yoruluyorlar. Ancak erkeğin yapısı kendisini uzun uzadıya anlatmaya elverişli değildir. (Kadınları tavlama aşamasındaki dönemleri hariç. Hatta bir erkeği en çok konuşurken bulacağınız tek zaman o zamandır.)
Peki anlaşılmak dışında başka ne isterler; fark edilmek isterler. Erkeklere doğdukları ailenin içinde başlar; övgü ve takdir. Hatta bazı aileler, erkek çocuklarına övgü ve takdirle yetinmeyip sırf erkek olduğu için her şeyi kendisine hakmış gibi görmesini sağlayarak büyütürler. Ataerkil bir toplum oluşumuz buna zemin hazırlayan en büyük nedendir.
Düşünsenize evleninceye kadar, annesi anneannesi, teyzesi, babası tarafından sürekli olarak pohpohlanmış bir egonun evlendikten belli bir süre sonra aynı takdiri göremez hale geldiğini. Dolayısıyla, bazen market listesini eksiksiz olarak halletmiş olmaları bile onlar için takdir edilmeye nedendir.
İşin şakası şöyle dursun, erkek ya da kadın hiç fark etmez. Hepimiz üzerimize bir görev olarak yerleşmiş işleri yaparken bile takdir edilmeyi bekleriz. Bu takdir o işi yaparken yorulmuş her insanın hakkıdır. Ancak içine saplanıp kaldığımız bencillik ve "Şımartmayayım durduk yere şunu" düşüncesi o takdiri külfet haline getirir. Siz yine de market listesi dahil emek verilmiş her iş için, her fedakarlık için teşekkür etmeyi, takdir etmeyi hayatınızın bir parçası haline getirin.
Anlaşılmak ve takdir edilmek dışında başka ne ister erkekler: güven, güven duygusunun tahmin ettiğinizden çok daha büyük, yapıcı bir etkisi vardır. Şöyle ki, erkekler hayatları ve davranışları üzerine kadınlara oranla daha sık, farklı kararlar alır. Sıklıkla değişmek üzerine, yani daha iyi bir baba, daha iyi bir eş olmak üzerine içten içe kimselere duyurmadan kendilerini eleştirirler ve eksik olduklarını düşündükleri yanları üzerine kararlar alırlar. Bu kararların uygulanmaya başlanmadan önceki evresi oldukça kritik bir evredir. Yani bir erkeği yapmasını istediğiniz ama normalde yapmadığı bir davranışın çabası içinde görürseniz. Hissettiğiniz şaşkınlığı ve yadırgamayı ona belli etmemeniz gerekir.
Şaşırmak ve yadırgamak yerine, sen bunu da gayet iyi başarırsın algısıyla yaklaşmalısınız. Erkeğin kararsızlığını yenmesine ve ufak adımlarla başladığı değişime inanmasını sağlarsınız. Bu güveni hissettirmelisiniz. Kadınlar erkeğin davranışlarına şaşırıldığında ya da davranışları yadırgandığında hırs yapacağı yanılgısına sık sık düşerler.
(*Yok artık sen mi yapacaksın?
*Hiç ihtimal vermiyorum.
*Sen normalde hiç yapmazdın)
Gibi ifadelerle erkeğin hırs yapacağı yanılgısına kapılırlar. Bu hırs çoğunlukla kadına has bir özelliktir. Çoğu erkek içinse ters bir tepkiye neden olur. Başladığı şeyi bazen kırgın bazen kızgın şekilde bırakır. Fark edilmekten ve güvenden kastım tam olarak bu durumdur. Bu yüzden güven duygusu yapıcı bir güce sahiptir.
Erkekler başka neler ister; her kadın ve her erkek: sevgi, şefkat, şehvet, erotizm ve arzulanmak ister. Tek fark bunları bir kadına göre biraz daha cesurca ister. Hayatın akışında başka başka sorunlara takılıp. Cesur oldukları alanlarda körelmelerine, isteksizleşmelerine neden olmamak gerekir, bu cesareti daha da amacına uygun bir hale getirmekse yalnız akıllı ve sabırlı kadınların marifetidir.
Altta yazacağım cümlenin içinde gizli olan anlamı bulabilirseniz. Ne erkek için kadın, ne de kadın için erkek zor olmayacaktır.
Yapmak istemediğin hiçbir şeyi sırf ben istiyorum diye yapma. Ancak benim yapmanı istediğim şeyi sende istersen, ben o zaman mutlu olurum.
Hiç bu yolu denemiş miydiniz :)
Aşkla kalın…