İnsan hayatının doğumundan ölümüne kadar geçen kısımda her zaman bir yardıma bir dosta ve güven duyduğu birisine ihtiyacı vardır. Tabii ki kâinatı ve bizleri yaratan Allah’tan sonra. Doğumunda doktora ölümünde camii hocasına ihtiyacı olduğu gibi. Fakat zaman geçtikçe inkârcı olmaya başladık. İnsanoğlu çabuk unutuyor yaşanan çoğu şeyleri.  Günümüzde birbirimize destek olmak yerine artık bunun yerini köstek almaya başladı kelimeler belki benzer birbirlerine fakat kelime anlamları çok ayrı. Zorlu süreçler yaşayan insanlardan uzak duruyoruz.  Hani olur ya bazen bir kişi derdimi dinlese içimi döksem rahatlarım belki diye ne kadar acı bir söz yakınında kimseyi bulamamak.  Bu konularda hep geçmişi anarız bir sohbet açıldığında ya şimdi böyle ama önceden biz böyle miydik? Birbirimizin halini hatırını sormadan geçmezdik. Ufak bir derdi dahi olsa derdiyle dertlenirdik neşesiyle kahkaha atardık diye söylenir hep. Peki, şimdi neden bunlar olmuyor? Değişen ne bizmi tarih mi çevremi yoksa inkârcı oluşumuz mu ya da çabuk unutur oluşumuz mu? Bizlere verilmiş ömür süresini kavga, nefret, kin, ötekileştirme, kibir ve bencilliklerle dolduruyoruz. Sonra bu kötü duyguları beslediğimiz insan öldüğünde mezarı başında oturup ağlıyoruz aman şöyleydi aman böyleydi toprağa kendimizi affettirmeye çalışıyor özür diliyoruz. Ruh uçunca beden’den hatalar ve hatıralar kalır anca. Bir kişiye derdimizi anlatmaya kalktığımızda hemen dur bak beni dinle sendeki dert mi diyor ya da güzel bir anını paylaşmak istediğinde oooo oda bir şey mi asıl sen beni dinle diyor. Bu kadar bencil olmak neden? Karşısındaki insanı dinle önce kederi veyahut sevincine bir 10 dakika ortak ol belki sonrasında ben anlattım şimdi birazda sen anlat dostum der veya anlattıklarıyla ilgili senden yardım isteyebilir.  Bir keresinde arabanın kasasına binerken dengemi kaybettim ve düşüyordum ki bir dostum omzunu bedenini ayaklarımın altına koydu düşmemem için! Bunu nasıl unutabilirim ki? İnsan evladıyız bizlerinde alacakları borçları oluyor tabii bir telefon ile ya kardeşim benim şu olaydan dolayı demeden borç mu istiyorsun evet dostum biraz sıkıştım ihtiyacım var demeye kalmadan hesabına gönderdim diyor daha telefon görüşmesi yaparken. Yardıma ihtiyacım olduğunda koşan o kadar çok arkadaşım dostum abim kardeşim dediğim insanlar var ki büyüklerim benim için her zaman Allah seni hep iyi insanlarla karşılaştırsın derler bende gönülden bu duanın kabul olduğuna inanırım.  Bizler insanız birbirimize her zaman muhtacız her zaman yardımcı olmak zorundayız. Kavga, küsme ya da ötekileşmenin kimseye faydası yoktur.   İşte bu birlik ve beraberlikler bir hadisi şerifin de yerine getirilmesi açısından çok büyük bir anlam taşıyor. Çünkü asırlar öncesinden bugünlere ışık tutan peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) "Birlikte rahmet, Ayrılıkta azap vardır" buyurarak bizleri uyarıyor. Evet, bizlere düşen birbirimize daha çok sarılmak, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere izin vermemektir. 8 Aralık 1995 günü elim bir trafik kazası sonucu rahmeti rahmana kavuşan Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Ali Metin Tokdemir’in de söylemiş olduğu “ahde vefa imandandır ve ahde vefasızlık namussuzluktur..” sözü her zaman aklımızın ve kalbimizin bir köşesinde durması gerekir.  Bu vesileyle Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Ali Metin Tokdemir’i rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun. Unutmadan benim için her zaman ayrı yeri ve kıymeti olan Attila Zaugg kardeşimin “Can Robert Zaugg” isminde bir evladı oldu. Amca olmanın keyfini yakın zamanda çıkaracağım hayırlısıyla… Vatanına ve milletine faydalı bir evlat olacak Allah’ın izniyle. Özge ve Attila kardeşlerimin gözü aydın olsun diyelim.